Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, dün yapılan Belediye Meclis toplantısında belediyenin içerisinde bulunduğu borç batağını, tüm gerçekliğiyle anlattı.
Rakamlar yalan söylemez, ancak rakamlara nereden baktığınız önemlidir. Gerçek olan Bodrum Belediyesinin nakit akış dengesinin bozulmuş olmasıdır.
Borçlanmanın gerekçeleri; çalışan sayısının çokluğu, orman yangınları ve pandemi süreci olarak gösterilerek, yazlık ve kışlık nüfus ile alınan ödeneğin, kente verilen hizmeti karşılayamadığıdır.
Orman yangınları sürecinde yapılan bağışların envanteri yapılmamış, gelen bağışların nasıl değerlendirildiğinin raporu ne yazık ki halkla paylaşılmamıştır.
Pandemi sürecinde de ihtiyaçların karşılanması konusunda, bağışlarla destek olan azımsanmayacak bir kitle mevcuttur.
Gizli işsizliğe neden olan personel sayısının fazlalığı, yönetimsel bir hatadır. Yönetimsel hataları bırakıp, ekonomik dengenin bozulmasını deprem, orman yangını, sel, salgın hastalık gibi, gerçeği yansıtmayan nedenlere bağlamak doğru değildir.
Tamer Mandalinci, mülk satışlarıyla ilgili encümene yetki isterken, “yetki verilmesi mülklerin satılacağı anlamına gelmez.” diyerek bizleri yatıştırmaya çalışsa da, satılmayacağı anlamına da gelmeyeceğini hepimiz bilmekteyiz.
Eliniz neye alışırsa, onu yaparsınız.
Bodrum Belediyesi’nin borçlarının, belediyelerin birleşmesiyle belde belediyelerinden kaynaklı olduğu açıklaması ise hiç inandırıcı değil. Belde belediyelerinden gelen varlıklar hesaba katılmadan, sadece carinin borç kısmına bakıldığı kanaatindeyim.
Borçlanmanın başaktörlerinin Mehmet Kocadon ve Ahmet Aras olduğunu ifade edemeyen Mandalinci, birleşen belde belediye başkanlarını borca ortak ederek, konuyu saptırmıştır. Beldelerin son belediye başkanları umarım, konu hakkında açıklama yaparlar.
AKP Grubunun, konu hakkında görüşlerini ifade eden meclis Üyesi Seha Ergene, borçlanmanın yönetimsel yanlışlardan kaynaklandığını, mülk satışlarıyla ekonomik durumun düzelemeyeceğini söyleyince, Başkan Tamer Mandalinci’nin öfkesini kontrol edemeyerek söylediği sözler, içinde bulunduğu çıkmazın belediye çıkmazı değil, kendi çıkmazı olduğunu ortaya koydu.
Meclisin sükûnetini sağlaması gereken başkan; “siz galiba eylül ayında Bodrum’da satışa çıkarılan 42 parseli görmediniz galiba, kim kime peşkeş çekiyor, milli emlakta satılan mülklerin satışından yüzde 30 payın, Bodrum Belediyesine gelmesin diye, haraç mezat özelleştirme eliyle satan ve bunun adını biz adaleti getiriyoruz, kalkınmayı getiriyoruz diyen “MODEL” den misiniz siz?” diyor.
Salon alkışlıyor. Biz buna tribüne oynamak diyoruz. Seçim meydanlarında Cumhurbaşkanı’nın adını ağzınızdan düşürmeyeceksiniz, iş sizin eleştirilmelerinize gelince “modelleme” yapacaksınız.
Meclis üyesi Seha Ergene, belediyenin kiraladığı araçları gündeme getiriyor. Açın dosyayı bakın neler olmuş, kiralamalarda neler yapılmış. Yakında, bilinen adıyla çöp ihalesi var, Ankara Çankaya’da yapılan “Mahir”ce ihalelere benzemesin bu işler.
AKP Meclis Üyesi Nevzat Kanber; Mülklerin satışıyla ilgili “içim kan ağlıyor” diyerek duygularını ifade ederken, CHP Meclis Grup Başkanı Niyazi Atare lafı yapıştırarak; “siz 22 yıldır iktidarın Bodrum’da sattığı mülklerle ilgilide içiniz kan ağlıyor mu, bunu sormak isterim” diyerek paylama görevini yerine getirdi. Söyleyene bak, geçmişte CHP’li kısa dönem meclis üyesiyken başkan yardımcılığı yapan Demokrat Partili Başkanın Vekili.
AKP iktidarına meydan okumanın yolu dar alanda kısa paslaşmak değildir, bunun yeri meydanlardır ve bu unutulmamalıdır.
Empati yapalım, mecliste AKP değil de Türkiye İşçi Partili meclis üyeleri olsaydı bunları söyleyen, aynı üslupla paylama yapabilir miydiniz?
“Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras AKP Genel Başkanı ile kurdele keserken, bir karpuz kesmediği kaldı, o zaman siz neredeydiniz?” diye sormazlar mı adama.
Bodrum Belediye Başkanıyken Ahmet Aras, AKP Genel Başkanı ile görüşmek için kimleri aracı yaptı ve yine de görüşme sağlayamadı. Bunlardan haberdar mısınız ya da bihaber mi?
İlk seçildiğinde AKP Bodrum İlçe Başkanlığını ziyaret eden Ahmet Aras, “burada kendimi evimde gibi hissediyorum.” derken, neredeydiniz?
Özelleştirmeden satılan yerlere yapı ruhsatı verirken, sizin de içiniz kan ağladı mı? Özelleştirme ve benzeri yerler imara açılırken uygunluk görüşünü verdiğinizde, içiniz kan ağladı mı?
Konacık’ta, kamuya ait olması gereken yerde, yalan yanlış yapı ruhsatı düzenlerken vicdanınız sızladı mı?
Personel maaşını ödemek için Cengiz Holding’den borç alırken, içiniz kan ağladı mı?
Ayhan Bora Kaplan’la birlikte tutuklanan, AKP Ankara İl Başkan Yardımcılığı ve Çankaya Meclis üyeliği görevin yapmış Barış Kurt’a, Yalıkavak, Gündoğan, Bitez, Ortakent imar planları yapım işini doğrudan teminle verirken, içiniz kan ağladı mı? (Detayları yakında)
Bodrum’un trafik sorununu çözme işi, AKP Milletvekilliği yapmış Mustafa Ilıcalı’ya verilirken yetkiniz olmadığı halde, doğrudan teminle işi verdiğinizde içiniz kan ağladı mı?
Bitez, Aktur içerisinde bulunan “özelleştirmeye hayır” kampanyası yaptığınız, Özgür Özel ve Veli Ağababa’nın nutuk attığı yerde, “sosyal tesis alanı” kamunun elinde kalması gerekirken, sorgusuz sualsiz Bodrum Belediyesi encümeni tarafından bin metrekarelik alan mülk sahiplerine peşkeş çekilirken, içiniz kan ağladı mı? (Detayları Yakında)
Tüm olumsuz eleştirmelerinize rağmen, iktidardan ve yancılarından medet ummanız hangi aklın ürünüdür? Bu konular yazmakla bitmez.
Görüntü CHP, içerik yandaşlık.
Şuan Bodrum Belediye İmar Müdürlüğü’nde, hangi AKP’liler iş takip ediyor? Geçtiğimiz pazartesi günü kimler oradaymış?
Gerçeği saptırmayın, sonuçta “Babanızın Malını Satmıyorsunuz” kendi malınız olsa bunu yapmazsınız.
Hovarda belediyeciliğin bedelini, Bodrum Halkı’na ödetemezsiniz. Osman Gürün, Muğla Büyükşehir Belediyesi’ni borçsuz ve kasada parayla teslim ederken, Muğla Büyükşehir Belediyesi bu kadar kısa zamanda, Bodrum Belediyesi gibi mülk satışına neden gerek duymuştur?
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nde konu gündeme geldiğinde el kaldıranlar kimlerdir? El kaldırırken içiniz kan ağladı mı?
Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne verilen mülkleri geri almak için açılan davalardan, neden feragat edilmiştir?
Kaçak inşaat yapanlara kestiğiniz cezaların tahsili için yapılan icra işlemini, neden kaldırdınız?
Sahi bu borçlar içerisinde, belediye başkan yardımcısı olan İlknur Ülküm Seferoğlu’nun babası, ünlü yazar Mehmet Ülküm’ün kitabının finanse edilmesi de var mı? Siz ancak cenazelerde dağıtılan pidelerden tasarruf edersiniz.
Bir başka konuda, şartlı bağışların meclis yetkisinde olmasına rağmen, meclis yetkisi gasp edilerek fiili durum gerçekleştirilmesi. Konuyu eleştiren AKP Meclis Üyesi Nevzat Kanber’in açıklaması üzerine, Tamer Mandalinci hatasını kabul etti.
“İş kazası olarak görülebilir bir durum” demek isterdim ancak, seçilmişlerin hakkını gasp etmek demokrasi sorunudur. Yaptığı icraatta demokratik olmayanlar, durumu idare yoluna gidenler, kent yönetiminde başkaca haksızlıkların önünü açarlar.
Tamer Mandalinci durumu idrak etmesine rağmen, olayın normal olduğunu savunan Meclis Üyesi Cumhur Güven Taşbaşı, devlet yönetimini, hukukun üstünlüğünü bizden iyi bilmesine rağmen, meclisin vesayet altına alınmasının normal bir davranış gibi gösterme cabası doğru değildir.
Evet Sayın Tamer Mandalinci, belediye kaynakları sizin dediğiniz gibi başta siz olmak üzere, meclis üyelerinin ve müdürlerinizin” Şerefine Emanettir.”
Sayın Mandalinci tarihte nasıl anılmak istediğine karar vermelidir. Öfke kontrolü olmayanlar, sağlıklı karar veremezler. Seçim meydanlarında belediye güllük gülistanlıktı şimdimi dikenli oldu.
Vesselam…
