DOLAR
36,2225
EURO
38,0047
ALTIN
3.352,91
BIST
9.877,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Hafif Yağmurlu
10°C
Muğla
10°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
13°C
Pazar Hafif Yağmurlu
11°C
Pazartesi Yağmurlu
10°C
Salı Parçalı Bulutlu
10°C

Cennet Koy’da Cengiz İnşaat Yola Devam

Cennet Koy’da Cengiz İnşaat Yola Devam
13.03.2023
1.044
A+
A-

Bodrum Belediyesi tarafından yapı ruhsatı iptal edilen Cengiz İnşaat’ ın, Muğla 1.İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması için yaptığı başvuruda, Cengiz İnşaat lehinde karar verdi.

T.C.
MUĞLA
1. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/60

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

İSTEYEN (DAVACI) : CENGİZ İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM
ŞİRKETİ

VEKİLİ : AV. AHMET MUTLU

KARŞI TARAF (DAVALI) : BODRUM BELEDİYE BAŞKANLIĞI

VEKİLİ : AV. ESRA HASANOĞLU KAZMAZ

İSTEMİN ÖZETİ : Muğla ili, Bodrum ilçesi, Göl Köyü, tapuda 306 ada, 1
parselde (önceki 107 ada 1 parsel; en eski 423 parsel) kayıtlı taşınmaz üzerinde inşa edilmesi
planlanan 60 adet yapının sahibi konumunda olan davacı şirket tarafından, anılan yapılar için daha
önce davalı idarece verilen 12/12/2022 tarih ve 2022/900-1 ilâ 60 numaralı yapı ruhsatlarının
iptaline ilişkin 06/01/2023 tarih ve 2179 sayılı Bodrum Belediye Başkanlığı işleminin; taşınmazın
Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken 2010 yılında özelleştirme kapsam ve programına alındığı ve
taşınmazın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 12/07/2012 tarihinde gerçekleştirilen
özelleştirme ihalesi neticesinde Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ’ye satıldığı, taşınmazın ihale kararı
neticesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ arasında,
27/06/2013 tarihinde akdedilen taşınmaz satış sözleşmesine istinaden 05/07/2013 tarihinde
Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ adına hukuken geçerli bir şekilde tescil edildiği, daha sonra Cengiz
İnşaat San. ve Tic. AŞ’nin Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ’yi devralması sonucunda taşınmazın
davacı şirkete devredildiği ve 13/10/2021 tarihinde hukuken geçerli şekilde davacı şirket adına
tescil edildiği, davalı idarenin, taşınmaz için imar durum belgesi talebine istinaden Tapu Sicil
Müdürlüğünden taşınmazın güncel tapu kaydını istediği, Bodrum Tapu Müdürlüğünün, taşınmazın
malikinin davacı şirket olduğunu ve taşınmazın üzerinde yapı ruhsatı düzenlenmesine engel hiçbir
kısıtlama bulunmadığını gösteren tapu sicil kayıt suretini davalı idareye 09/08/2022 tarihli resmi
yazı ekinde gönderdiği, Bodrum Belediyesinin tüm ruhsat başvurusunu inceledikten sonra apart
otel amaçlı mimari proje için 12/12/2022 tarihinde 60 adet yapı ruhsatı verdiği, yapı ruhsatları
verildikten sonra Danıştay kararı ile satış ihalesinin iptaline ilişkin karardan hareketle yolsuz tescil
nitelikli tapu kaydına dayalı başvuru üzerine ruhsat düzenlenemeyeceği gerekçesi ile dava konusu
işlemin tesis edildiği, sebep, yetki ve amaç unsurları yönünden sakat olduğu, parselin davacı
şirketin mülkiyetinde olduğu ve bu hususun resmi tapu kayıtları ile sabit olduğu, haksız ve hukuka
aykırı olduğu ileri sürülerek yürütmesinin durdurulması ve iptali istenilmektedir.
SAVUNMA ÖZETİ : Yapı ruhsatları verildikten sonra Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulunun 08/12/2016 tarih E:2016/4388, K:2016/3337 sayılı kararı ile satış ihalesinin
iptaline ilişkin kesin kararın ortaya çıkması üzerine Bodrum Belediye Meclisinin 2023 yılı ilk
toplantısında davaya konu verilen ruhsatların yeniden incelenmesi yönünde tavsiye kararı alındığı,
söz konusu tavsiye kararı neticesinde yargı kararları ile birlikte konunun değerlendirmeye alındığı,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/12/2016 tarih E:2016/4388, K:2016/3337 sayılı kararı
ve bu kararla bağlantılı olan diğer yargı kararlarının incelendiği, tapudaki mülkiyet kaydının Türk
Medeni Kanunu uyarınca yolsuz tescil olduğu ve Muğla 2’nci İdare Mahkemesinin E:2014/959,
K:2015/540 sayılı kesinleşen kararı ile söz konusu 423 parselin (ifraz öncesi eski parsel numarası)
Maliye Hazinesine ait olduğunun tespit edilmiş olduğunun anlaşıldığı, “Anayasanın 138’inci
maddesinin son fıkrasında yer alan yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına

uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve
bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” şeklindeki amir hükmü doğrultusunda yolsuz tescil
nitelikli tapu kaydına dayalı başvuru üzerine ruhsat düzenlenemeyeceği gerekçesi ile Muğla ili,
Bodrum ilçesi, Göl Mahallesi, 306 ada 1 parsele kayıtlı taşınmazda Bodrum Belediyesi tarafından
düzenlenmiş bulunan 12.12.2022 tarih ve 2022/900-1 ilâ 60 sayılı inşaat ruhsatlarının iptaline karar
verildiği, Bodrum Belediyesi tarafından tapu kayıtları doğrultusunda işlem tesis edildiği ancak
kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmaması sebebiyle tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde
olduğu anlaşıldığı, yine mahkeme kararı ile satış ihalesinin iptal edildiği ve kararın kesinleşmiş
olduğunun anlaşıldığı, Bodrum Belediyesine yapılan başvurulara ilişkin değerlendirmeler,
kurumlar tarafından onaylanarak gönderilen belgeler doğrultusunda yapılmış ise de sonrasında
yapılan değerlendirmede tapu kayıtları ile mahkeme kararlarının örtüşmediğinin anlaşıldığı, bu
durumda Anayasanın 138’inci maddesi ve ilgili mevzuat doğrultusunda mahkeme kararları
gözetilerek ruhsatlar iptal edildiği belirtilerek yürütmesinin durdurulması isteminin ve davanın
reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Muğla 1. İdare Mahkemesince, dava dosyası yürütmenin durdurulması istemi
yönünden incelenerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; Muğla ili, Bodrum ilçesi, Göl Köyü, tapuda 306 ada, 1 parselde kayıtlı
taşınmaz üzerinde inşa edilmesi planlanan 60 adet yapı için daha önce davalı idarece verilen
12/12/2022 tarih ve 2022/900-1 ilâ 60 numaralı yapı ruhsatlarının iptaline ilişkin 06/01/2023 tarih
ve 2179 sayılı Bodrum Belediye Başkanlığı işleminden kaynaklanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında “Danıştay veya
idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması
ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı
idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin
durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin
yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması
alınmaksızın da durdurulabilir. (…) Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi
gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya
imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur.(…)” kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 28. maddesinde de; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi
mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare,
gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde
kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Yapı Ruhsatiyesi” başlıklı 21’inci maddesinde “Bu Kanunun
kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya
valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir
değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt
alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat, hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz. Ancak;
derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve
sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin
hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru
etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir.(…)” hükmüne yer verilmiştir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 55. maddesinde; “(1) Yapı ruhsatı işleri bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. (2) Yeni inşaat, ilave ve esaslı tadilat yapmak üzere parsele
ait imar durum belgesi, yol kotu tutanağı, kanal kotu tutanağı ve uygulama imar planına esas
onaylı jeolojik ve jeoteknik etüt raporunun parselin bulunduğu alana esas bölümünü almak için;
yapı sahipleri veya vekilleri başvuru dilekçelerine aplikasyon krokisini ve tapu kayıt örneği veya
istisnaî hâllerde tapu kayıt örneği yerine geçen belgeleri ekleyerek ilgili idareye müracaat
ederler….(14) Tapu kayıt bilgilerinin Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS)’ nde bulunması
halinde bu bilgilere ilgili idare tarafından TAKBİS üzerinden elektronik ortamda doğrudan
erişilir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce bu konuda gerekli tedbirler alınır. Yapı sahipleri
veya vekillerinden ayrıca tapu kayıt örneği veya istisnai hallerde tapu kayıt örneği yerine geçen
belgeler istenmez. ” düzenlemelerine yer verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin
kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile
kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin
tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”
hükmüne, 997. maddesinde: “Taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur.
Tapu sicili, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler
ile plânlardan oluşur.” hükmüne, 1020. maddesinde; ” Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır
kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine
gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı
bilmediğini ileri süremez.” hükmüne, 1022. maddesinde ;”Bir hakkın içeriği, tescilin sınırları
içinde, dayandığı belgelere göre veya diğer herhangi bir yolla belirlenir.” hükmüne, 1025.
maddesinde; “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin
olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin
düzeltilmesini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Muğla ili, Bodrum ilçesi, Göl Köyü, tapuda 306 ada, 1 parsel
sayılı (o dönemde 423 parsel numarasına kayıtlı olan) taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı
iken 2010 yılında özelleştirme kapsam ve programına alındığı ve taşınmazın Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı tarafından 12/07/2012 tarihinde gerçekleştirilen özelleştirme ihalesi neticesinde
Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ’ye satıldığı, taşınmazın, ihale kararı neticesinde Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı ile Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ arasında, 27/06/2013 tarihinde akdedilen
taşınmaz satış sözleşmesine istinaden 05/07/2013 tarihinde Bodrumbir Turizm Yatırım AŞ adına
tescil edildiği, daha sonra davacı Cengiz İnşaat San. ve Tic. AŞ’nin Bodrumbir Turizm Yatırım
AŞ’yi devralmasısonucunda taşınmazın davacı şirkete devredildiği ve 13/10/2021 tarihinde davacı
şirket adına tescil edildiği, davalı idarece taşınmaz için imar durum belgesi talebine istinaden
Tapu Sicil Müdürlüğünden taşınmazın güncel tapu kaydını istenildiği, Bodrum Tapu
Müdürlüğünün, taşınmazın malikinin davacı şirket olduğunu ve taşınmazın üzerinde yapı ruhsatı
düzenlenmesine engel hiçbir kısıtlama bulunmadığını gösteren tapu sicil kayıt suretini davalı
idareye 09/08/2022 tarihli resmi yazı ekinde gönderdiği, Bodrum Belediyesinin ruhsat başvurusunu
değerlendirdikten sonra dava konusu 306 ada 1 parselde apart otel amaçlı mimari projeye istinaden
12/12/2022 tarihinde 60 adet yapı ruhsatını verdiği, yapı ruhsatları verildikten sonra (yukarıda
bahsi geçen özelleştirme/satış işlemine karşı açılan davada verilen) Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulunun 08/12/2016 tarih E:2016/4388, K:2016/3337 sayılı satış ihalesinin iptaline ilişkin kesin
kararından bahisle Bodrum Belediye Meclisinin 2023 yılı ilk toplantısında davaya konu verilen
ruhsatların yeniden incelenmesi yönünde tavsiye kararı alındığı, bunun üzerine konu ile ilgili
verilen Danıştay kararlarına istinaden tapudaki mülkiyet kaydının Türk Medeni Kanunu uyarınca
yolsuz tescil hükmünde olduğu ve Muğla 2’nci İdare Mahkemesinin E:2014/959, K:2015/540
sayılı kararı ile söz konusu 423 parselin (ifraz öncesi eski parsel numarası) Maliye Hazinesine ait
olduğunun tespit edilmiş olduğundan bahisle yolsuz tescil nitelikli tapu kaydına dayalı başvuru
üzerine ruhsat düzenlenemeyeceği gerekçesi ile 12/12/2022 tarihinde verilen 60 adet yapı
ruhsatının 06/01/2023 tarih ve 2179 sayılı Bodrum Belediye Başkanlığı işlemi iptal edilmesi
üzerine anılan işlemin iptali istemiyle (davacı tarafından yapı sahibi sıfatıyla) görülmekte olan
davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle, işbu davaya konu uyuşmazlığın, yapı ruhsatlarının iptali istemine ilişkin
olmadığı, davalı idarece daha önce verilen yapı ruhsatlarının -yolsuz tescil iddiasına yönelik
belirli ve özel bir gerekçeyle- iptaline dair işleme ilişkin olduğu, bu nedenle idari işlemin sebep
unsuru çerçevesinde dava konusu işlemin yargısal denetiminin de idarenin ruhsatları iptal
etmesine yönelik ileri sürdüğü gerekçesi ile sınırlı olarak yapılması gerektiği hususu ifade
edilmelidir.
Bu çerçevede olaya bakıldığında, davalı idarece, uyuşmazlık konusu taşınmaz için daha
önce verilen 60 adet yapı ruhsatının iptali işlemine gerekçe olarak; taşınmazın mülkiyetinin, kök
parseli olan 423 parselin özelleştirme yolu ile taşınmazın önceki malikine satılması ile iktisap
edilmiş olmasından, anılan özelleştirme/satış işleminin ise Danıştayın yukarıda belirtilen kararı ile
iptal edilmesinden hareketle, dava konusu taşınmazın tescilinin yolsuz tescile dönüştüğünden
bahisle yapı ruhsatlarının da hukuka aykırı hâle geldiği iddiası ileri sürülmektedir.
Dava konusu taşınmazın (kök parsel olan 423 parselin) özelleştirme sonucunda önceki
malike devredildiği ve buna dair özelleştirme/satış işleminin Danıştay kararı ile iptal edildiği dosya
kapsamından anlaşılmaktadır. Buradan hareketle davalı idarece, söz konusu yargı kararına
istinaden taşınmazın tapudaki tescilinin hukuka aykırı hâle geldiği iddiası ileri sürülmekte ise de;
öncelikle 2577 sayılı Yasanın 28. maddesi uyarınca idari yargı mercilerinin kararlarının
uygulanması için ilgili idarece bir işlem tesisinin gerektiği, özellikle taşınmazın aynı ile ilgili (tapu
sicilinde değişiklik meydana getirecek şekilde) bir sonuç doğuracak idari yargı kararlarının
kendiliğinden ve doğrudan uygulanmasının söz konusu olmadığı, yukarıda ayrıntılı olarak yer
verildiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri ve tapu sicilinin aleniyeti, geçerliliği ve
tapuya güven ilkeleri uyarınca tapu kaydının idare hukuku alanındaki işlemlerden bağımsız
olarak özel hukuk sahasında kendine özgü bir hukuki geçerliliğinin bulunduğu, ilgili idarenin
ve hatta tapu idaresinin bir yargı kararından hareketle tapu kaydında (tescili tamamen değiştirecek
mahiyette) idari yönden bir değişiklik yapmasının hukuken mümkün olmadığı, tapu kayıtlarında
mülkiyet/tescil değişikliklerinin ancak adli yargı (asliye hukuk) mahkemesi kararı doğrultusunda
yapılabileceği, yolsuz tescil iddialarının da bu bağlamın dışında değerlendirilemeyeceği,
dolayısıyla bir yargı kararına dayalı da olsa ilgilisi tarafından yolsuz tescil iddiasına dayalı
olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1025. ve ilgili diğer maddeleri uyarınca (adli
yargıda) bir tapu iptali davası açılmadığı ve adliye mahkemesince bu yönde bir karar
verilmediği sürece tapu kaydının hukuki mevcudiyetinin ve sıhhatinin devam edeceğinin açık
olduğu, bu doğrultuda olayda da her ne kadar taşınmazın özelleştirme yoluyla satışına dair işlemin
Danıştayca iptal edildiği görülmüş ise de, taşınmazın eski maliki olan Maliye Hazinesince adli
yargıda bir tapu iptali davası açılmadığı ve bu hususta mahkemesince bir karar verilmediği
(dosyada aksi yönde bir bilgi-belge bulunmadığı) anlaşılmış olduğundan, uyuşmazlık konusu
taşınmazın tapu kaydının hukuk aleminde hâlen geçerliliğini muhafaza ettiği sonucuna
varılmaktadır.
İlaveten, imar mevzuatı (özellikle yukarıda aktarılan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği
hükümleri) uyarınca da, davalı idarenin ruhsat düzenleme aşamasında mevcut tapu kaydının hukuki
çerçevesi ile bağlı olduğu, yolsuz tescil yahut başka herhangi bir iddia ile tapu kaydının hukuki
sıhhatini araştırma veya tapu kaydını geçersiz addetme gibi bir yetkisinin bulunmadığı da
belirtilmelidir.

Bu durumda, her ne kadar bahsi geçen özelleştirme/satış işlemi ile ilgili bir yargı (iptal)
kararı bulunmakta ise de, ilgili idare konumunda olan Maliye Hazinesince taşınmaza ilişkin olarak
adli yargıda bir tapu iptali davası açıldığına ve bu kapsamda adliye mahkemesince tapu kaydının
iptaline dair bir karar verildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi-belge bulunmadığından ve hâl
böyle olunca da davalı idarece, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri ve Planlı Alanlar İmar
Yönetmeliği düzenlemeleri uyarınca tapu idaresinin düzenlediği tapu kaydına göre işlem yapılması
gerektiğinden, yolsuz tescil iddiasından hareketle daha önce düzenlenmiş olan yapı ruhsatlarının
iptaline dair dava konusu işlemde -bu gerekçeyle sebep unsuru bakımından- hukuka uyarlık
bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, yukarıda açıkça belirtildiği üzere, işbu dava konusu işlem, daha önce verilen
ruhsatların -yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak belirli ve özel bir sebeple-idarece iptaline ilişkin
olduğundan, Mahkememizce idari işlemin hukuki/yargısal denetiminin, yalnızca idarenin
işlem tesis ettiği bu özel/belirli sebep (gerekçe) yönünden yapıldığı, işbu kararımızın yapı
ruhsatlarının diğer yönleri itibariyle; imar mevzuatına (dayanak imar planlarına, Planlı Alanlar
İmar Yönetmeliğinin ruhsata ilişkin düzenlemelerine vs.), koruma mevzuatına (sit koşullarına, konu
ile ilgili ilke kararlarına vs.), çevre mevzuatına (ÇED süreçlerine/işlemlerine vs.) ve diğer
mevzuata uygun olup olmadığı yönünden herhangi bir hukuki değerlendirmeyi ihtiva
etmediği, bu hususların -bahsedilen mevzuat kapsamında- öncelikle davalı idarece
değerlendirilmesinin icap ettiği, işbu davada Mahkememizce idari işlemin sebep unsuru
bağlamında yukarıda aktarılan gerekçemiz doğrultusunda bir yargısal
inceleme/değerlendirme yapıldığı hususu belirtilmelidir.
Nihayetinde, hukuka açıkça aykırılığı belirtildiği üzere ortaya konulan idari işlemin
icrasının devamının imar uygulamaları, tapu kayıtları ve mülkiyet hakkı bakımından telafisi
güç/imkânsız sonuçlara neden olabilmesi itibariyle dava konusu işlemin yürütmesinin
durdurulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması
halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun
27’nci maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğini
izleyen günden itibaren yedi (7) gün içerisinde İzmir Bölge İdare Mahkemesine (3’üncü İdari Dava
Dairesi) itiraz yolu açık olmak üzere, 06/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Aktur tatil sitesi