DOLAR
32,5994
EURO
34,7386
ALTIN
2.496,60
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Hafif Yağmurlu
13°C
Muğla
13°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

ENES KARA’ ANISINA (KARA HAYATLAR)

Aktur tatil sitesi

Birkaç gün önce Elazığ’da kaldığı cemaat yurdunda intihar ederek yaşamına son veren Tıp Öğrencisi Enes Kara’nın, hayatına son vermeden önce kayıt altına aldığı videoyu izledikten sonra, hem onu anmak istedim, hem de onun gibilere belki ses olurum diye düşündüm.

Videoyu izleyen şüphesiz herkes üzülmüştür, bundan şüphem yok ama ben çok daha fazla üzüldüm, çünkü ben de onun yaşadıklarını yaşadım, hem de ondan çok daha küçük yaşlardaydım.
Lise dönemlerimde ailem beni Nur Cemaat’i yurduna vermişti. Tabi bana kimse istiyor musun, istemiyor musun diye de sormamıştı. Başarılı bir öğrenciydim, derslerim son derece iyiydi hatta o kadar iyiydi ki birilerinin dikkatini çekmiş olmalıydı ki babamın aklına girip beni cemaat yurduna vermemi sağlamışlardı.

Ailem de namaz kılanlar vardı. Annem sürekli, babam ise aralıklı namaz kılardı. Ben de mecburen babamla cuma namazlarına giderdim. Giderken beni de götürürdü, ben de hayır diyemezdim. Onun dışında namaz kılmazdım, zorlayan da pek yoktu açıkçası.

Neyse istemeye istemeye yurda mecburen gittim. Yayla Öğrenci Yurdu. Nurcu diye bilinen, aslında fethullah Gülen’in cemaatine ait bir yurt idi. Oralar da genellikle derslerinde başarılı öğrencileri bulup daha iyi bir eğitim verilerek daha iyi bölümler kazanmaları sağlanırdı. Amaçları neydi, sanırım artık hepiniz biliyorsunuzdur, çünkü kırıldı sonunda fetonun şifresi. O yurtlarda onlarla kaldıktan sonra, verdikleri eğitimlerden sonra her ne olursanız olun onların isteklerini yapmak zorundaydınız. Bir vali de olsanız, bir kaymakam da olsanız, veya bir subay, doktor v.s her ne olursanız olun onlardan oluyorsunuz. Yani başka bir deyişle fethullah Gülen’in askerleri olarak yetiştiriliyordunuz.

Şimdi gelelim Enes’in videosunda bahsettiği zorluklara. Ben de hepsini, hem de noktasından virgülüne hepsini yaşadığım için detay vererek bahsedeyim biraz.
Sabah 6’da kalkıyorsunuz yurttaki hocalarla ve öğrenci arkadaşlarla namaz kılıyorsunuz. Sonra okula gidiyorsunuz. Bu arada ben okula gitmeden önce zaman gazetesi dağıtırdım belli abonelere. Bu dönüşümlü, nöbetleşe yapılırdı. Sonra okula giderdim. Okul dönüşü yurda gelir gelmez tekrar dersler olurdu. Okulda gördüğümüz dersleri bu defa yurdun özel öğretmenleri verirlerdi. Derslerden sonra da uzun sohbetler olurdu. Sohbet dediysem bildiğiniz sohbetler değil. Yani nasılsın, kız arkadaşın var mı, hangi takım taraftarısın falan değil tabi ki. Fethullah Gülen denen lavuğun söyleşilerini dinletirlerdi bize. Sonra din temalı filmler izletirlerdi. Çağrı, Ömer Muhtar, Hicret vs gibi. O bittikten sonra da yatsı namazı kılardık. Hemen uyku yoktu tabi ki. Bu defa da Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılan Risale-i Nur gibi kitapları okuturlardı bize. Yani o çocuk yaşlarımızda öyle yoğun geçiyordu ki günlerimiz çoğu zaman okulda sınıfta farkında olmadan uyuyorduk. Bu arada namaz kılmak ister misin, dini filmler izlemek ister misin, Said Nursinin kitaplarını okumak ister misin diye tabi ki sormazlardı bize. Belirli bir program vardı ve siz o yurda verilmişseniz bunları baştan kabul etmişsiniz demektir. Şimdi Enes’i o kadar iyi anlıyorum ki, mesela ben de namaz kılmak istemiyordum, o filmleri izlemek istemiyordum, o kitapları okumak istemiyordum ama mecburen yapıyordum hepsini. Hiç başınıza geldi mi bilmiyorum ama istemediğiniz bir şeyi sürekli yapmak inanın insanı çürütüyor, yerle bir ediyor, son derece mutsuz, anlamsız biri yapıyor. Yani Enes’in geldiği psikolojiyi en iyi ben anlarım çünkü ben de aynı ruh halindeydim o zamanlar. Benim Enes’ten tek farkım biraz daha asi ve cesur biriydim. Babamla, ailemle birkaç defa konuştum, yurtta kalmak istemediğimi söyledim ama tabi dayak yedim babamdan. Baktım bunların bir şey yapacağı yok, bir gün tepem attı, kaçtım yurttan, sadece yurttan da değil, bulunduğum şehirden de kaçtım. Bir zaman sonra polisler tarafından bulundum aileme falan teslim edildim ama artık ipler kopmuştu aramızda, bir arada kalamazdık, zaten kalmadık ta. Sonrası hep ayrı geçti. Zaten ailemle bağlarımın kopmasının ilk ve en önemli sebebi buydu. Zaten sonra bir daha da hiç aile olamadık.

Enes’in video da bahsettiği bir husus daha var.

”Son 3 yıldır ateistim” diyor. Aslında ateist değil Enes, sadece zorla bir şeyler yaptırdıklarından dinden de, dindar geçinen insanlardan da soğumuş, hatta Tanrıya bile öfkelenmiş. Aynısı bende de olmuştu o yüzden iyi anlıyorum onu.

Bu durumda olan sadece Enes değil. Emin olun o yurtlarda kalanların çoğu aynı ruh halindeler. Çocuklarına sözde daha iyi bir gelecek planladıklarını sanan, din afyonu içmiş, onunla zehirlenmiş ailelerin kurbanlarıdır o çocuklar. Bu yurtların kesinlikle kapatılmaları gerekiyor. Şimdiki yönetim bunu yapar mı, asla yapmaz. Yapan çıkar mı, sanmıyorum. Sonuç olarak o çocuklar aileleri tarafından cennet sandıkları ama aslında cehennem olan o yerlerde çürüyüp gitmeye devam edecekler…

polat-galle