ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
28,9040
EURO
31,8468
ALTIN
1.905,49
BIST
8.093,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Hafif Yağmurlu
14°C
Muğla
14°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Hafif Yağmurlu
15°C
Cuma Az Bulutlu
15°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
14°C
Pazar Hafif Yağmurlu
14°C

Halk Fırkası’nın yüzüncü yılına girerken… (Serdar Gündoğ/ T24.com.tr)

Halk Fırkası’nın yüzüncü yılına girerken… (Serdar Gündoğ/ T24.com.tr)
A+
A-
Aktur tatil sitesi

Halk Fırkası’nın yüzüncü yılına girerken…

“Uçurumun kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Ondan sonra, içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler… İşte Türk genel devriminin kısa bir diye mi”

Serdar Gündoğ / T24.com.tr

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı olarak, partisinin 1935 yılındaki 4. Büyük Kurultayında konuşmasına bu sözlerle başlar ve Türk Devrimini böyle tanımlar…

Aslına bakarsanız seçimden sonra CHP yazıları yazmak hiç kolay
olmuyor benim için.

Bu söz konusu olduğunda fikir ve ideallerden söz etmek epeyce zorluyor beni çünkü…

Ve hoşuma gitmiyor, görece başarısızlık hikayelerinin kişiler üzerinden konu edilmesi ve yine kişiler üzerinden yazılacağı su götürmez başarı hikayeleri için rol çalma hevesli aktörlükten öteye geçmeyen siyaset gevezelikleri.

Duruma yerinde bir tanı koymak arzusuyla gevezelik yerine kullanacağım daha ağır bir şey vardı aklımda, daha nazik olmam konusundaki telkinler beni ikna etmiş olmalı ki; önce yazdım, sildim, sonra başka kelimeler denedim… Sonra, onları da sildim.

Halk Fırkası’nın yüzüncü yılına girerken... (Serdar Gündoğ/ T24.com.tr)

Çok da içimdeki duyguyu (tanıyı) karşılamasa da lafın kısası; siyasanın yakasından bir türlü düşmeyen bezirganlar için; hak ettiklerinden çok daha nazik olan ‘gevezelik’ yakıştırmasını uygun görmüş bulunduğum için mutlu değilim…

(Popülist) siyasi aktörlük meselesi, gittikçe genel geçer pragmatist bir seçiciliğe dönüşmüştü uzun zamandır CHP içinde.

Neyse ki şimdi; seçimlerden hemen sonra, benzer aktörlerin racon kesiciliğiyle başlayan gök gürültülü sağanak değişim rüzgarları, yerini sessiz sedasız geçen ilçe kongrelerine bırakmış durumda.

Şimdilik hava güneşli, yer yer serap değilse eğer; gökkuşağı görenler de var benim gibi.

Daha önce de yazmıştım -Kılıçdaroğlu’na karşı, mahcup çevrim içi ‘zoom’ görüşmelerini saymazsak- parti içi muhalefetin bir lideri yok.

Parti tabanında yükselen demokrasi çığlığı içinse; uygun bir zemin arayışını genel başkan ciddi ciddi önemsiyor görünüyor.

(Sevgili Murat Sabuncu’nun 1 Eylül’deki yazısında Kılıçdaroğlu’nun verdiği mesajlar bu yönde)

Bu sessizlikte herkes şimdilik görev tanımına dönmüş gibi olsa da belki de bu sessizlik, fırtına öncesini andıran bir durumdur.

İlerleyen günlerden nasılsa bu da kaçmaz! Bekleyip göreceğiz…

***

Geçen hafta içinde Mehmet Y. Yılmaz, ulusal bayramlarımız denilince yüreği hop hop eden bizler için hislerimize tercüman denebilecek türden bir alıntı-yazı paylaştı T24’teki köşesinde.

Gazeteci Çınar Oksay, ülkesine dönüşünde eski günlerinden epeyce uzak 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasının geldiği noktaya haklı olarak çok içerlemiş ve bir yazı kaleme almıştı.

“Hayatımda gördüğüm en hüzünlü bayram kutlamasıydı.” Bu bir cümle bile aynı hüznü tekrar yaşatmaya yetti bana.

İşin aslı, benzer duyguları yeni değil yıllardır hissetmiyor muyduk bizler de?

Oksay’ın yazısındaki ana tespit, çok çarpıcı:

“CHP yönetimi, bugün seçimden bile vahim bir günah işliyor. Ülkenin tarihsel, güçlü seküler bloğunu içerden çökertiyor”

Yazısının bütününe bakıldığında duygusal bir tepkiyle kaleme alındığı çok açık ancak o duygusallık içinde sarsıcı tahlillerin isabet oranı da son derece yüksek.

“Moralini, umudunu tüketerek, pasifize ediyor; “öğrenilmiş mağlubiyet” duygusunu yayıyor.” diye devam ediyor Çınar Oksay.

Haksız mı?

Oysa bir dönem, sadece kendi halkına değil mazlum tüm halklara umut olan Halk Fırkası’nın ‘fikir ve ideallerini’ hatırlamalı, hatırlatmalı parti yöneticileri, hele ki hem CHP’nin hem de Cumhuriyetin Yüzüncü Yılı’na günler kala…

Genelde Kılıçdaroğlu ‘na hisli sitemler içeren eleştirel ama damakta; tekrar dönüp okuma hissi bırakan haklı-haksız yerine, konuşulmalıtartışılmalı kanaatte bir tat bırakan yazıdaki derin darbe enfes:

“Rejimi ülkede ve dünyada meşrulaştırıyor. Bu rolüyle -benim gözümde- demokrasimiz için iktidardan bile yıkıcı bir rol oynuyor.”

Peki, bu sözler üzerine ne düşünmeliyiz?

İşte ben sırf bu nedenle; bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidardan bile çok konuşulduğunu düşünüyorum;

Ve maalesef, yerelde ve genelde iktidarının önünde yine CHP’nin kendisi var!

Demem o ki; Türk devrimin mimarı, Cumhuriyet Halk partisi, ‘uçurumun kenarında yıkık bir ülke’nin ne demek olduğunu çok iyi bilen ve bu nedenle ülkesi adına, hüzün ve kederden uzak duramayan ‘ülkenin tarihsel, güçlü seküler bloğunu’ umalım da yüzyıllık bir yalnızlığa terk etmeyecek bir formülle birlikte, yeni yüzyıla merhaba diyebilsin…

Nice Yüzyıllara Halk Fırkası!

Eyvallah.

polat-galle