DOLAR
34,2550
EURO
37,1513
ALTIN
2.970,90
BIST
8.946,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Açık
21°C
Muğla
21°C
Açık
Perşembe Açık
21°C
Cuma Az Bulutlu
21°C
Cumartesi Çok Bulutlu
18°C
Pazar Açık
17°C

Konuşma bozukluğu o hastalığın habercisi olabilir

Biruni Üniversite Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Talip Asil, 29 Ekim Dünya İnme Günü kapsamında, inme ve inme semptomlarıyla ilgili uyarılarda bulundu.

Konuşma bozukluğu o hastalığın habercisi olabilir
29.10.2024
A+
A-

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Asil, dünyada en sık görülen üçüncü ölüm nedeni olan inmenin, yüzde ani kayma, kol veya bacakta güçsüzlük ve konuşma bozukluğu gibi belirtilerle ortaya çıkabileceğini belirtti.

Bu semptomların görülmesi halinde zaman kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çeken Asil, “İnme, ülkemizde ve dünyada önemli bir ölüm ve sakatlık nedeni.” açıklamasını yaptı.

İnmenin yaş, cinsiyet, genetik ve ırk gibi faktörlere bağlı olarak gelişebileceğini ifade eden Asil, özellikle 55 yaş üzeri kişilerde inme riskinin daha yüksek olduğunu, ancak erkeklerde genç yaşlarda da görülebileceğini kaydetti.

Diyabet, hipertansiyon, obezite, yüksek kolesterol ve kalp hastalarının inme açısından riskli grupta olduğunu vurgulayan Asil, “Erken müdahale, felcin kalıcı hasar bırakmasını önleyebilir.” değerlendirmesini yaptı.

Son 20 yılda inme tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Asil, şunları kaydetti:

“Damar tıkanıklığına bağlı iskemik inme, erken dönemde tedavi edilebilen bir hastalık haline geldi. Beyinde tıkanan damarlar ilaçlar ve anjiyografik yöntemlerle açılabiliyor, böylece hastanın şikayetleri kısmen ya da tamamen düzelebiliyor. Tedavide en kritik unsur zamanında müdahale.”

ETİKETLER: ,