Cennet Koyu
T24.com.tr / Serdar Gündoğ
Ne mümkün bu kadar talan içinde, o talanın getirdiği yobazlık ve çeteleşmeye yüz tutan sözde esnaflıkla barbarlık arasına sıkışan Bodrum’da beşinci bir mevsimden söz edebilmek…
Bu haftaki yazımda “Bodrum’da beşinci mevsim: sanat…” başlığıyla güzü güzel, yüzü güzel, her mevsimi bir başka çiçeğe göz kırpan Bodrum’un adı konmamış bir mevsimini anlatmak istemiştim.
Aslında bir de paha biçilmez mutluluk bahşeden ‘sarı yaz’ı vardı onun…
Kendi kendime tartışmalarım süre-duruyordu içimde; hangisi beşinci mevsim olmalıydı Bodrum’da…
Sanat mı? Sarı yaz mı?
Bildiğimiz Yaz’dan daha güzel, adı başka-tadı daha başka bir yaza ait, ‘sarı yaz’ mevsiminden de ayrıca ve bol bol söz edeyim istiyordum ki…
Edemedim!
Bu talan, bu yobazlık içinde, genel ve yerel iktidarın bu barbarca-kanun tanımazlığı karşısında ne demeli artık gerçekten şaşırıp kalmıştım.
Beni, planladığım yazılarımı yazmaktan alan, arafta bırakan barbarlıklar arasında bir haber kendime getirdi sonra; ben atlamışım, bodrumhaber.com, T24‘ü kaynak göstererek bir haber geçti;
CHP’den “Cennet Koyu” başvurusu: Mahkeme kararlarını uygulayın, Cengiz Holding’e satılan arazinin Hazine’ye devrini yapın!
Üff! Şahane bir haberle sonunda sarsılmıştım… Şaka değil, bunu hiç beklemiyordum.
Şöyle ki; bu canım ülkede kanıksadığımız bir hâl var; güç, haklının önüne geçiyor, haklının kafasını karıştırıyor…
Haklı yalnız kalıyor, güce muhtaç halde, gittikçe zavallı bir hale dönüşüyor haklı.
İşte bu anlarda, kıymetli bir söz, düşünmeme bile aman vermeden ağzımdan çıkıverir: “Haklı olmak yetmez, güçlü olmak gerekir…”
“Devir gerçekleşmezse ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘zimmet’ten suç duyurusu yapılacak.”
Bu bölümü çok sevdim ve takipçisi olacağım.
Haber şöyle devam ediyor:
“Cumhuriyet Halk Partisi, Bodrum Gölköy mevkiinde bulunan ve kamuoyunda ‘Cennet Koyu’ olarak bilinen alanda özelleştirme yoluyla Cengiz İnşaat’a satılan taşınmaza ilişkin yerel mahkeme ve Danıştay nezdinde verilen iptal kararlarına dikkat çekerek, arazinin vakit geçirilmeksizin Hazine’ye devrinin yapılması için Özelleştirme İdaresi Başkanlığına başvuruda bulundu.
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre’nin imzasıyla yapılan başvuruya ilişkin dilekçede, arazinin özelleştirme süreci ve sonrasındaki itirazlardan kaynaklı verilen mahkeme kararları anımsatılarak, gelinen aşamada arazinin Hazine’ye devrinin yasal zorunluluk olduğu kaydedildi.”
Bence bu linkten, gayet kısa olan bu haberin tamamını okuyun lütfen.
Bodrum Belediyesi’nin güle oynaya verdiği inşaat ruhsatı ne kadar Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu baskısıyla iptal edilmiş olsa da belediye ve inşaat firmasının danışıklı dövüşü olarak düşünülen bu işlem neticesinde, Cengiz İnşaat yürütmeyi durdurma kararı aldırmış ve yeniden ihya olan yapı ruhsatıyla aylardır inşaat devam etmekteyken bir baktık ki, CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre, konunun gereği hakkında yargıya bir başvuru yapmış.
Bu konuda gösterdiği hassasiyet nedeniyle kendisini samimiyetle tebrik ediyorum…
Sayın Emre’nin konu ettiği satışın iptal olduğu ve arazinin hazineye devredilmesi gerektiğine ilişkin dava şerhi –Danıştay 6. Daire’nin 2015 yılında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun da 2016 yılında aldığı kararlarla Bodrum’un Gölköy mevkiindeki ‘Cennet Koyu’ kapsamındaki 423 parseldeki taşınmazın özelleştirme yoluyla Cengiz Holding bünyesindeki Bodrumbir Turizm Yatırım A.Ş.’ye satışının, ‘yolsuz tescil’, yani hukuken geçerliliği olmayan bir yolla yapıldığı belirtilen ve mülkiyetin ihaleyi alan şirkete geçmediğine hükmedildiği ilişkin dava şerhi – arazinin Cengiz İnşaat’ın üzerinde olduğunu gösteren Tapu kaydına düşülmüştü oysaki…
(Daha önce konuya ilişkin yazılarımda dava şerhli tapu kayıtlarını yayımlamıştım.)
Bu noktada bir uyarı; CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre’nin, hâl bu kadar net ortadayken, kendi partisinin belediyesi tarafından ruhsatın neden verildiği konusunda söyleyeceklerini duymak isteyenler olabilir.
Yazacak çok şey var aslında ancak ben haftayı şöyle bitireyim, Bodrum’un Cennet Koyu’nda onlarca, sözde yasal ve yasal olmayan talanı kendi gözlerimle en son gördüğüm geçen hafta, arkamdan gelen bir sesle irkildim: “Cengiz’in orada, o kadar da ağaç yoktu zaten…”
Ne güzel laf ama!
Koca koca insanlarız, birbirimizi, o da olmazsa kendimizi kandıracak mutlaka bir şey bulmayı başarıyor olmak da gülünç gelmiyor ne yazık ki artık…
Bu gibi durumlarda hissizleşiyor muyum ne?
Neyse, umalım da Sayın Zeynel Emre‘nin başvurusu, en azından aklımızı yitirmeden bu barbar talanına bir çare olsun romantizmiyle iyi pazarlar diliyorum…
Eyvallah.