Sülük ve hacamat uygulamaları halk arasında hızla yayılıyor. Konuya ilişkin konuşan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof. Dr Mualla Pınar Saip, “ Tıbbi anlamda o hastalığın başka bir tedavisi varsa öncelikle o tedavinin tercih edilmesi gerekir” dedi.
Son yıllarda uzmanların tüm uyarılarına karşın halk arasında hacamat olarak bilinen kupa tedavisine ve sülük tedavisine ilgi artıyor. Hacamat tedavisi küçük bir cilt kesiğinden bölgesel emme ile kan alınması olarak biliniyor. Uygulayan kişiler bu yöntemin bazı hastalıklara faydalı olduğunu ifade etse de hekimler henüz bununla ilgili yeterli kanıt olmadığını ifade ediyor. Yanlış kişilerce, yanlış yöntemlerle uygulanan tedaviler ise ömür boyu geçmeyen hasarlara neden olabiliyor.
Kayseri’de kuaförlük yapan Mehmet Uğuş, bacağındaki varisten kurtulmak için yaptırdığı sülükler nedeniyle bacakları ağır yara aldı. Uğuş’un sülük sonrası bacaklarınla oluşan yaralar nedeniyle yürümekte zorlandığı ve 2 aydır işe gidemediği öğrenildi. Geçen günlerde de yeni doğmuş bir bebeğe yapılan hacamat uygulaması tepkilere neden olmuş, uzmanlar hacamatın bebek ve çocuklara uygulanmasının sağlığa zararlı olduğunu, bu durumun bir tür çocuk istismarı olduğunu ifade etmişti.
Söz konusu geleneksel tıp uygulamalarına ilişkin Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof. Dr Mualla Pınar Saip Cumhuriyet‘e konuştu.
“UMUT TACİRLERİ VAR”
Saip, geleneksel tıp uygulamalarının çok nadir uygulanabileceğini fakat bilimsel tıbbın alternati olarak uygulanamayacağını ifade etti. Saip, “Tıbbi anlamda o hastalığın başka bir tedavisi varsa öncelikle o tedavinin tercih edilmesi gerekir. Maalesef 2014’ten sonra çıkan yönetmelikle bu tür uygulamalar Sağlık Bakanlığı tarafından sertifika uygulamalarıyla bazı sağlık kuruluşlarında yapılır oldu. Toplumda bilimsel yaklaşımların dışında olan bu tarz alternatif yaklaşımlara bir eğilim var. Bu eğilimi kullanan bir takım umut tacirleri var. Genelde uzman olmayan bu kişiler hasta insanlara ‘Gel biz sana çare oluruz, hallederiz’ diyorlar. Bu tarz uygulamalara özellikle kanser hastalarının, tedavisi mümkün olmayan hastaların yöneldiğini görüyoruz” dedi.
“ÇOCUKLARDA ASLA KULLANILMAMALI”
Geleneksel tıp uygulamalarının denetimi olmadığını belirten Saip, “Çocuklarda asla kullanılmamalı. Eğer nadir olarak bu tarz geleneksel tedaviler uygulanacaksa, bilimsel tıbbın yanında ‘tamamlayıcı’ olarak görülmeli. Tedaviler ise konunun uzmanı olan hekimler tarafından önerilmeli” dedi.
UZMAN OLMAYAN EĞİTİMCİLER VAR
Alternatif tıp ve din adı altında tedavi yöntemleri sunarak yurttaşı etkileyen kesimlerin varlığı da kaygı verici boyutta. “Nebevi tıbbı” diye adlandırılan peygamber tıbbını uygulayan ve bunun eğitimini vererek katılan kişilere eğitim sertifikası veren uzman olmayan kişiler var. Bu eğitimin çevrimiçi olanları ise bazı eğitmenler tarafından 4 bin lira karşılığında veriliyor. Bu eğitimlerde kişilere bitkisel ilaç tarifleri, hacamat-sülük, ateşli havlu tedavisi, dilden hastalık teşhisi gibi eğitimler veriliyor. Tıbb-ı nebevi ise hacamat, çörek otu, misvak, bal şerbeti ve yakma gibi tedavi yöntemlerini içeriyor.