20 yaşındaki bir genç 6 yıl boyunca çektiği şiddetli baş ağrıları, nöbetler ve sürekli burun akıntısının nedenini öğrendiğinde hayrete düştü. Beyninin bir delikten dışarı fırladığını öğrenen, genç adamın hayatı kökten değişti.
Daily Mail’de yer alan habere göre, 20 yaşındaki bir gencin 6 yıldır çektiği kronik burun akıntısının, aslında beyninin kafatasındaki bir delikten dışarı sızması olduğu ortaya çıktı. Suriyeli olduğu belirtilen genç adam, başından aldığı bir darbenin ardından baş ağrısı, nöbetler ve sürekli burun akıntısı şikayetleriyle yıllarca yaşadı.
BASİT BİR SOĞUK ALGINLIĞI DEĞİLDİ
Genç adam, basit bir soğuk algınlığı belirtisi olduğunu düşündüğü bu durumun, beyni ve omuriliği koruyan berrak bir sıvı olan beyin omurilik sıvısının (BOS) sızması olduğunu öğrenince şaşkınlığa uğradı. Sorunun kaynağı, 6 yıl önce geçirdiği bir trafik kazasında başından yaralanması ve o dönemde tıbbi tedaviyi reddetmesiyle ortaya çıkmıştı.
BEYİN GÖRÜNTÜLEMEDE ŞAŞIRTICI SONUÇ
Doktorlar, genç adamın beynini görüntülediklerinde, travmatik ensefalosel adı verilen nadir bir durumla karşılaştılar. Bu durumda, beyin dokusu kafatasındaki açıklıklardan dışarı doğru ilerleyebiliyor. Doğuştan görülebildiği gibi, genç adamın yaşadığı gibi, kafa veya beyindeki bir travma sonrasında da gelişebiliyor.
NADİR BİR DURUM
Travmatik ensefalosel oldukça nadir bir durum. Araştırmalar, genç adamın yaşadığına benzer bir durumun her 40 bin canlı doğumda bir görüldüğünü tahmin ediyor. Bu durum, beyne giden kan akışını ve beyin işlevini bozabileceği gibi, beyin hasarı riskini de artırabiliyor.
AMELİYATLA İYİLEŞME
Genç adam, uzun süredir çektiği rahatsızlıklar nedeniyle sonunda ameliyat olmayı kabul etti. Beyin cerrahı, burun boşluğundan sızan doku ve maddeyi normal yerine geri yerleştirerek, hasarlı beyin zarlarını onardı ve kırığı onardı. Ameliyat sonrası genç adamın şikayetleri tamamen ortadan kalktı.
UZMANLARIN UYARISI
Doktorlar, bu vakayı değerlendirerek, travmatik ensefaloselin, travmanın nadir ve beklenmedik bir komplikasyonu olduğunu ancak doktorların hastaları bu risk açısından değerlendirmeleri gerektiği konusunda uyarıda bulundular.
