Bodrum’da Siyaset mi Yapılıyor, Particilik mi?
Bodrum Belediye Başkanlığı, meclisi ve encümeni siyasal organlardır. Siyaset ile particilik ayrı kavramlar olmasına rağmen bizde ne yazık ki çoğu zaman eş anlamlıymış gibi kullanılır.
Siyaset ile politika eş anlamlıdır. Biri Arapçadan, diğeri İngilizceden dilimize girmiştir. Özünde kent yönetimi demektir.
Particilik yaparak kent yönetilir mi?
Tabii ki yönetilir. Her parti kendi siyasi programına göre seçimlerde oy alır ve bu doğrultuda ülkeyi ve/veya beldeyi yönetir. Bunun altını net olarak çizelim.
Bizdeki sorun; parti üyelerine, partinin güdümündeki vakıf, dernek gibi oluşumlara imtiyaz tanınmasıdır.
Geçen meclis toplantısında, Bodrum Belediye Başkanı’na, Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) ile 2 yıl süreyle ortak hizmet projesi yapılması için yetki verildi.
Durum yasal mıdır?
Yasaldır.
Meşru mu, şeffaf mı, hakça mı?
Tartışılır.
Belediyeler, kanundan aldıkları yetkiyle vakıf ve derneklerle ortak proje geliştirebilir. Ancak bu yetki, ucu açık bir proje için kullanılamaz.
Ortak proje geliştirirken netlik olmalıdır.
Mecliste görüşülerek kabul edilen metin şöyle:
“Ülkemizin ve Bodrum’un yurt içi ve yurt dışında tanıtımına hizmet etmek, ayrıca sanat, kültür, eğitim ve turizm alanında etkinliklerde bulunmak, doğa ve çevrenin tarihi varlıkların korunmasına ve tanıtılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak ve ortaklaşa hareket etmek.”
Güzel kelimeler, kimsenin itiraz etmeyeceği başlıklar…
Ama ortak bir proje kim ya da kimlerle yapılacaksa:
Projenin amacı, içeriği, adı, gerçekleşme zamanı, mali kaynağı belli olmalıdır.
Projenin gerçekleşmesi için paydaşların sunacağı katkı net olmalıdır.
Proje gelir getirecekse, paylaşımın nasıl olacağı ve gelirin nasıl kullanılacağı ortaya konulmalıdır.
Asıl soru şudur: Bu iş birliğinin Bodrum’a ne faydası olacaktır?
Bunlar belirlendikten sonra projenin meclis gündemine getirilerek oylanması, şeffaflığın ve işin olmazsa olmazıdır.
Ben bu gündem maddesinden ne yapılacağını anlamış değilim.
Bodrum Belediye Başkanı aynı zamanda Bodrum Tanıtma Vakfı’nın (BOTAV) da başkanıdır. Böyle bir vakıf dururken, neden Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı ile ortak proje geliştirmek için meclisten yetki istemiştir?
TÜLOV’un kurucuları, üyeleri, mütevelli heyeti, yönetimi; CHP’li kurmayların içerisinde bulunduğu bir yapıdan oluşmaktadır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Remzi Kazmaz bu vakfın mütevelli heyetindedir. CHP’den Muğla Milletvekilliği yapan Nurettin Demir vakfın başkanıdır.
Hatta vakfın genel sekreteri, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nde daire başkanı ve belediye şirketinin başında görev yapıyor. Bu kişi, daha önce Bodrum Belediyesi’nde ATM personeli olarak görev yapmıştı.
İster istemez şu soruyu soruyorum:
Vakıf, amacını belediyeler üzerinden kaynak sağlayarak mı gerçekleştirmeye çalışıyor, yoksa birileri bu işleri ikbal aracı olarak mı görüyor?
Şimdi kulağıma “AK Parti de yapıyor” denildiği gibi sesler geliyor.
Kimin ne yaptığından çok, sizin ne yaptığınız önemli değil mi?
Ne zaman rakibinize benzersiniz, bilin ki o zaman kaybedersiniz.
Kaybettiğiniz de oy değil, ilkeleriniz olur.
Sayın Tamer Mandalinci; almış olduğunuz bu yetkiyi kullandığınız anda, bilin ki bu karar Sayıştay raporlarında bulgu olarak yer alacaktır. Sonra “Sayıştay hâkimleri iktidardan yana” demeyesiniz. Hoş siz iktidardan çok memnunsunuz; hatta iktidarın belediye başkanı gibi açıklamalar yaparak partinizin söylemlerini yalanlamış oluyorsunuz.
Bir taraftan TÜLOV üzerinden partinizle güçlü bağlar kurmaya çalışırken, diğer taraftan sosyal medya beğenilerinizle ve açıklamalarınızla AK Parti’ye yakın duruyorsunuz.
Siz de sizden önceki iki belediye başkanı gibi, maalesef tam bir oportünistsiniz.
Vesselam
