Türkiye siyasetinde uzun zamandır konuşulan CHP kurultay süreci, sadece parti içi tartışmaları aşarak ülke gündeminde hukuki ve siyasi bir kırılma noktası haline geldi. 2024’te yapılan CHP kurultayı, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından usul açısından onaylandı. Ancak CHP içinde açılan iptal davası ve bu davanın taşıdığı demokratik meşruiyet tartışmaları devam ediyor. Üstelik bu süreç, iktidarın baskın erken seçim olasılığını gündeme getirmesiyle daha da karmaşık bir hal aldı.
1. YSK Onayı: Teknik Geçerlilik, Siyasi ve Hukuki Tartışma Ayrımı
YSK’nın onay kararı, CHP kurultayında yapılan seçimlerin;
Parti tüzüğüne uygun usullerle,
Oy sayım ve döküm işlemlerinin kurallara göre yapıldığı,
Sandık işlemlerinde teknik bir hata olmadığı
şeklindeki tespitleri kapsar.
Ancak YSK’nın bu yetkisi, partilerin iç yapısındaki demokratik işleyişi, delegelerin seçimi, baskı ve hile iddialarını kapsamıyor. CHP tüzüğünün 34. maddesi (Kurultay ve seçimlerin düzeni) ve 40. maddesi (Delege seçim usulleri) kapsamında, iç demokrasi süreçleri ile ilgili anlaşmazlıklar, ancak asliye hukuk mahkemelerinde veya nihai olarak Anayasa Mahkemesi’nde değerlendirilebilir.
2. CHP Tüzüğünden Önemli Maddeler
Madde 34: Kurultayın toplanma süresi, gündem bildirme zorunluluğu, seçimlerin gizli oy-açık tasnif usulüyle yapılması gerekliliği belirtilir.
Madde 40: Delege seçimlerinde siyasi eşitlik, özgür irade esasları ve usulsüzlüklerin engellenmesi hedeflenir.
Madde 41: Seçim sonuçlarına itiraz süreci, kurultay sürecinde ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar için düzenlemeler içerir.
Davanın temelinde bu maddelere aykırılıklar, özellikle “az oy farkıyla kazanılan seçimde ikinci turun beklenmemesi” ve “delegelerin para karşılığı oy kullanması” iddiaları yer alıyor.
3. Kurultay İptal Davasının Olası Sonuçları
Yönetimin Geçerliliğinin Sona Ermesi: Mahkeme kararıyla kurultay iptal edilirse, genel başkan ve Parti Meclisi üyelerinin görevi düşer.
Geçici Yönetim veya Önceki Yönetimin Görevlendirilmesi: Parti tüzüğüne göre yeni bir yönetim biçimi ortaya çıkar. Bu geçiş süreci siyasi kaos ve güvensizlik yaratabilir.
Yeni Kurultay Zorunluluğu: Yeniden ve usule uygun olarak kurultay yapılmak zorundadır, bu da zaman ve kaynak kaybına neden olur.
Kamuoyu ve Seçmen Güveni Zedelenir: Parti içi krizlerin dışa vurumu, seçmen tabanında erozyon yaratabilir.
4. Baskın Erken Seçim Riski ve İktidarın Stratejisi
Türkiye’nin siyasi ortamında erken seçim baskısı giderek artıyor. İktidarın elinde, muhalefetin bu tür iç çekişmeler ve hukuk süreçleriyle meşgul olduğu bir dönemde;
Seçim takvimini erkene alma,
Muhalefetin örgütlenmesini engelleme,
Kamuoyunun dikkatini kendi lehine yönlendirme
gibi avantajlar mevcut.
Baskın erken seçim, CHP gibi büyük bir muhalefet partisinin zayıf olduğu bir dönemde, iktidarın oylarını korumasını ,ya da artırmasını sağlayabilir.
5. Hukuk ve Demokrasi İkilemi
Siyasi partiler demokratik yapılar olsalar da, içeride yaşanan çatışmalar hukukun sınırları içinde çözülmek zorunda. Yargı:
Parti içi seçimlerin adil yapılması için önemli bir denetim mekanizması,
Ancak siyasi iradeye müdahalede ölçülü davranmak zorunda.
Bu dengeyi sağlamak, Türkiye demokrasi tarihi için kritik bir mesele.
6. CHP İç Siyaseti İçin Kritik Öneriler;
Şeffaflık ve İletişim: Hukuki süreç hakkında parti tabanına ve kamuoyuna net bilgi verilmeli,
İç Demokratik Mekanizmaların Güçlendirilmesi: Delege seçimlerinde şeffaflığın sağlanmalı,
Siyasi Birlik ve Disiplin: Farklı fraksiyonların uzlaşması ve birlikte hareket edilmeli,
Hukuki Hazırlık: Mahkeme sürecine sağlam delillerle müdahil olunmalı.
7. Sonuç: Türkiye Siyasetinde Yeni Bir Kırılma Noktası
YSK’nın kurultay onayı CHP’nin fiili yönetsel meşruiyetini sağlasa da, mahkeme süreci ve baskın erken seçim tehdidi partiyi ve Türkiye siyasetini önemli bir sınavdan geçiriyor. Bu süreç, sadece CHP’nin değil, Türkiye demokrasisinin kırılganlığını ve hukuk-politika ilişkisini de gözler önüne seriyor.