DOLAR
42,8057
EURO
50,2442
ALTIN
5.959,02
BIST
11.335,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Açık
15°C
Muğla
15°C
Açık
Çarşamba Açık
15°C
Perşembe Açık
16°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
13°C
TED Kolej

Datçalılardan Özel Çevre Koruma Bölgesindeki Yat Limanına Sert Tepki

Datça’da Berkin Elvan Anıtı önünde yapılan Adalet ve Barış Buluşmalarının 178’incisinde yurttaşlar, Suriye’de Alevilere yönelik katliamları kınadı, Özel Çevre Koruma Bölgesi içindeki Datça Yat Limanı projesine çevresel, kültürel ve hukuki gerekçelerle itirazlarını yineledi.

Datçalılardan Özel Çevre Koruma Bölgesindeki Yat Limanına Sert Tepki
11.12.2025
19
A+
A-
Velux reklam görseli

Datçalılardan Özel Çevre Koruma Bölgesindeki Yat Limanına Sert Tepki

Bodrum Haber

Muğla Datça’da Berkin Elvan Anıtı önünde her Salı yapılan Adalet ve Barış Buluşmalarının 178’incisinde (9 Aralık 2025), Datça Demokrasi Platformu, Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi (MUÇEP Datça) ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesinin çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, Suriye’de Alevilere yönelik katliamlara ve Datça Yat Limanı projesine yönelik tepkilerini dile getirdi.

Alevi Halkına Yönelik Saldırılara Kınama

Etkinlikte ilk olarak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği adına Bilge Altun tarafından bir basın bildirisi okundu. Bildiride, “Suriye’deki HTŞ destekli Colani ve hükümeti”nin bir barış aktörü değil, yaşanan katliamlardan sorumlu olduğu ifade edilerek, Suriye’de Alevi halka yönelik saldırılar kınandı.

Metinde, uluslararası kamuoyuna ve ilgili kurumlara çağrı yapılarak, katliamlardan sorumlu tutulan Colani ve bağlı silahlı yapıların ivedilikle yargılanması gerektiği vurgulandı. Altun konuşmasını, “Suriye’nin mazlum halkları yalnız değildir. Katil Colani ve çetesi derhal yargılanmalıdır. Yaşanan bu zulmü herhangi bir nedenle onaylamayın, şiddeti ve masum insanların ölümlerini görmezden gelmeyin. Katledilen kadınların ve çocukların sesi olun. Colani’yi meşrulaştırmayın. Onu barış elçisi gibi göstermek zulmü aklamak ve onaylamaktır. Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır” sözleriyle tamamladı.

Datçalılardan

Yat Limanına Özel Çevre Koruma Vurgusuyla İtiraz

Etkinlikte ikinci basın açıklamasını Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi’nden Serap Yaman okudu. Açıklamada, bütünüyle Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Datça’da yapımı süren yat limanı projesine karşı yıllardır dile getirilen itirazlar ve projenin Datça’ya vereceği çevresel, kültürel ve sosyal zararlar anlatıldı.

ÇED Süreci İki Kez Durdurulmuştu

Yaman, yat limanı için yürütülen ÇED sürecinin MUÇEP, Datça Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin itirazları sonucu iki kez durdurulduğunu hatırlattı.

Basın metninde, Danıştay’ın geçtiğimiz ay yerel mahkemenin atadığı bilirkişi heyetinin raporuna dayanarak verdiği ÇED sürecini durdurma kararını, davacılara itiraz hakkı tanımadan hükümsüz bıraktığı, bu durumun da adalete güveni zedelediği ifade edildi.

Yat limanı projesiyle yapılacak yatırımların, yerel halkı ve kenti kalkındırmak yerine, korunması gereken doğal ve kültürel değerlerin hızla bozulmasına yol açacağı, asıl kazancın belirli sermaye çevrelerine aktarılacağı dile getirildi.

“Datça Bir Özel Çevre Koruma Bölgesidir”

Serap Yaman, Datça’nın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesinin temel gerekçesinin, henüz bozulmamış doğal ve kültürel özelliklerinin gelecek kuşaklara miras bırakılması olduğunu vurgulayarak, planlanan limanın bu mirası tehdit ettiğini söyledi.

Yaman, liman sahası olarak belirlenen Azganlı mevkiine ilişkin şu başlıkları öne çıkardı:

  • Bölgenin, Akdeniz’de uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan, tüm gezegen için oksijen sağlayan deniz çayırlarının yatağı olduğu, soyu tükenme tehlikesi altındaki Akdeniz foklarının da bu alanı beslenme ve barınma için kullandığı, limanla birlikte bu canlıların yaşam alanlarının yok olma riskiyle karşı karşıya olduğu,

  • Kazı çalışmalarının binlerce yıllık anıt mezarları ve korunması gereken ortak kültürel mirası tahrip ettiği,

  • Datça’nın su fakiri bir bölge olduğu, limanın su kaynakları üzerinde ek bir yük ve israfa neden olacağı,

  • Zeytinlikler ve ekim alanlarına yakın bölgede yapılan çalışmaların, aşırı toz ve inşaat faaliyetleriyle tarımsal alanlara zarar verdiği,

  • Liman tamamlandığında işgal edilen deniz ve kıyı sisteminin, yerel halk ve diğer canlılar tarafından kullanılamaz hale geleceği, kıyıların giderek özel kullanıma açılıp “mutenalaşacağı”,

  • Yerel halkın denizden, sahillerinden ve kamusal kıyı alanlarından dışlanma riskiyle karşı karşıya kalacağı,

  • Datça’nın deprem bölgesi olduğu göz önüne alındığında, dolgu alanı üzerinde ağır ve hareketli yük taşıyan rıhtım ve çekek alanı planlamasının ciddi riskler taşıdığı,

  • Şehrin içinde tersaneyi andıran büyük bir çekek ve tekne onarım alanının hem doğal yaşama hem de güvenli kent yaşamına zarar vereceği.

Yaman, “Yukarıda yalnızca bazı başlıklarını saydığımız bu zararları sayfalarca çoğaltmak mümkündür” diyerek, projenin çok boyutlu sakıncalarına dikkat çekti.

Projeye Hukuki ve Planlama Açısından Eleştiri

Açıklamada, yat limanı projesine itirazın, yalnızca çevresel etkilerle sınırlı olmadığı da vurgulandı. Yanlış yer seçimi, projenin Datça ölçeğine göre fazla büyük olması, bilimsel raporların yok sayılması, hukuki süreçte yaşanan dayatmalar ve kıyıların özel kullanıma dönüşmesi riskinin itiraz gerekçeleri arasında olduğu belirtildi.

Göcek, Yalıkavak, Alaçatı, Kaş ve bazı Yunan adalarındaki yat limanlarından örnekler verilerek, benzer projelerin kıyı ekosistemleri ve yerel yaşam üzerindeki olumsuz etkileri hatırlatıldı.

Serap Yaman, Datça’da yat limanı ısrarı yerine:

  • Balıkçı barınaklarının güçlendirilebileceğini,

  • Küçük ölçekli, kamucu bir marina modelinin değerlendirilebileceğini,

  • Kıyıların kamusal niteliği korunarak da ihtiyaçların karşılanabileceğini ifade etti.

Yat limanı projesiyle ilgili üst mahkeme tarafından verilen son yargı kararının “hukuki bir skandal” niteliğinde olduğunu söyleyen Yaman, Datça’nın hem çevresel hem de toplumsal geleceği için mücadelenin süreceğini belirtti.

Anter Haber

Polat su reklam
scrubs forma