2014 yılında yapılan bir yasa değişikliğiyle yerel seçimler öncesinde Büyükşehir belediyesi olma şartları değiştirilmişti. Bu tarihten sonra Muğla, 13 ilçesi ile bitlikte büyükşehir statüsüne kavuştu. Bodrum’da 11 belde belediyesi Bodrum Belediyesi çatısı altında birleştirildi, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yetki ve sorumluluk alanları belirlendi, mesela; su, bazı ana arterler, limanlar, ulaşım gibi hizmetler büyükşehirde, temizlik, ara yollar, imar gibi işler ise ilçe belediyesi sorumluluğunda kaldı. O tarihten beri yani 10 yıldır Büyükşehir ve Bodrum CHP’li başkanlar tarafından yönetilmekte…
İlk 5 yıllık dönem acemilik yıllarıydı belki de, bir anda Muğla gibi bir coğrafyada idari yapıyı oturtup hizmete yönlendirmek zordu ama bu yıllara ego savaşları damga vurdu. Osman Gürün ve Mehmet Kocadon aynı partiden olmalarına rağmen birbirlerini hiç sevmediler ve Bodrum’u egolarına kurban ettiler. İlk başlarda gerçekçi olan mazeretler, sonrasında çalışmamak, iş yapmamak üzerine bir propaganda haline dönüştü, hatta belediye personeli dahi bunu bir mazeret olarak kullandı .Büyükşehir Bodrum’a yatırım yapmadı, Bodrum belediyesi de çalışmadı, 5 yıl böyle kaybedildi.
İkinci beş yıllık dönemde ise bir uyum sağlandı gibi gözükse de, bu sefer de iş bilmezlikle 5 yıl daha kaybedildi ve bu döneme, su patlakları, susuzluk ve yapılmayan yollar damgasını vurdu. Gecikmeli de olsa bazı yerlere yapılan arıtmaların ve otogarın dışında, Büyükşehir kanunun Muğla ve Bodrum belediyelerine yüklediği görevlerin bile eksik yapıldığı bir dönem oldu.
Hep konuşulur, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri aynı partiden olursa hizmet gelir diye, 10 yıldır Muğla ve Bodrum böyle bir iklimde yönetiliyor. Sadece başkanları suçlamak haksızlık olabilir, Büyükşehir belediye meclis üyesi olarak seçtiğimiz kişilerin de Bodrum için çok da çalışmadıklarını söyleyebiliriz. Eğer çalışsalardı, arıtma, su, yollar gibi problemlerimizin olmayacağı gibi şehrimize kreş, spor sahaları, oyun ve aktivite alanları, yaşlılarımız için sosyal tesisler de kazandırılabilirdi. Şimdi de, aslında yapmakla görevli oldukları bir çok tesis ve hizmeti yeni proje gibi sunmak zorunda da kalmazlardı.
Eğer çalışsalardı, ilçemizin bir çok yerinde tenis sahaları, binicilik merkezleri, kapalı spor sahaları, kreşler, oyun ve mahalle parkları, kütüphaneler, kadın dayanışma merkezleri ve üretim atölyeleri , el sanatları kursları, mesleki eğitim kursları, gençlerimiz için start up merkezleri gibi sosyal kültürel donatı alanlarımız, her mahallemizde arıtma tesisleri, düzenli çöp depolama alanları, kaçağı patlağı olmayan su ve kanalizasyon hatlarımız, düzgün araç ve yaya yollarımız gibi sağlam ve Bodrum’a yakışan bir alt yapıya sahip olabilirdik.
10 Yıl çok uzun bir zaman, kaçak veya legal on binlerce yapı yapıldı ve Bodrum neredeyse 2 kat büyüdü. Bu süre, sadece dillerinde olan “dünya markası Bodrum” a ve halkına bir çok şey kazandırmak için oldukça yeterli bir süre! Yapmadılar, çalışmadılar, sadece izlediler, eyyamcılıkla, popülist yöntemlerle işi idare ettiler. Şimdi “gümbür gümbür” geliyoruz diyorlar! Yani kabul mü ediyorsunuz 10 yılda bir şey yapmadığınızı ve iddia mı ediyorsunuz gümbür gümbür gelerek bunları düzelteceğinizi? Bu sorunların çoğunu 10 yılda çözemeyenler şimdi mi Bodrum’un sorunlarını çözecekler? Bana pek inandırıcı gelmiyor ama neyse!..
Gelen geldi Cengiz Holding. Şimdi Kalyon Holding geliyor Gümbür Gümbür!