Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2023-2024 eğitim öğretim yılında özel okullara yönelik yaptığı denetimler, eğitim camiasında bomba etkisi yarattı. Ortaya çıkan tablo, maalesef eğitim sistemimizin bazı karanlık köşelerine ışık tutuyor: Hayalet sınıflar ve sahte diplomalar gerçeğiyle yüzleştik.
MEB’in titiz çalışmaları sonucunda, kayıt şartlarını taşımayan, sınavlara girmeyen ancak gerçeğe aykırı notlarla diploma sahibi olan tam 403 öğrencinin diploması iptal edildi. Bununla da kalmadı, 398 öğrencinin sınıf geçme işlemleri de geçersiz sayıldı. Bu rakamlar, buzdağının sadece görünen kısmı olabilir mi endişesini de beraberinde getiriyor.
Dahası var: Mevzuata aykırı hareket eden, bu tür usulsüzlüklere göz yuman hatta teşvik eden 6 özel okulun çalışma ruhsatı iptal edildi. Bu karar, göstermelik bir yaptırım olmaktan öte, eğitim gibi hayati bir alanda etik değerleri hiçe sayanlara karşı net bir duruş sergilemesi açısından önemli.
Peki, bu “hayalet sınıflar” nasıl oluştu? Neden bazı özel okullar, öğrenci devamlılığını ve akademik başarıyı hiçe sayarak sahte belgeler düzenleme yoluna gitti? Bu soruların cevabı, maalesef ticari kaygıların eğitimin önüne geçmesi, kolay yoldan kazanç elde etme hırsı ve belki de denetim mekanizmalarındaki boşluklarda yatıyor olabilir.
Bu durumun en acı sonuçlarından biri, diploması iptal edilen yüzlerce öğrencinin geleceğinin belirsizliğe sürüklenmesi. Suçsuz olsalar dahi, bu skandalın gölgesi üzerlerinden kolay kolay silinmeyecektir. Aynı zamanda, dürüst bir şekilde eğitim veren özel okullar da bu tür olaylardan olumsuz etkilenecek, velilerin güveni sarsılacaktır.
Devletin bu konudaki kararlılığı ve bunları açığa çıkarması ve üstüne gitmesi çok önemli.
Ancak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için denetim mekanizmalarının daha da güçlendirilmesi, şeffaflığın artırılması ve en önemlisi, eğitimde etik değerlerin tavizsiz bir şekilde korunması gerekiyor.
Unutmayalım ki, sahte diplomalar sadece bireylerin değil, tüm toplumun geleceğine vurulan bir darbedir.
Eğitim, bir ülkenin en değerli hazinesidir ve bu hazineyi korumak hepimizin sorumluluğudur.
Bu tür “hayaletler”in eğitim sistemimize musallat olmasına asla izin vermemeliyiz.