Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan “çıkar amaçlı suç örgütü” iddianamesinde Bodrum Ortakent’teki bir villa ve araziyle ilgili dikkat çekici iddialar yer aldı. Savcılık, tapuda düşük bedel gösterildiğini ve 1 milyon 30 bin avronun Bodrum’da elden valizle teslim edildiğini ileri sürerken, İmamoğlu ve CHP cephesi iddianameyi siyasi bir operasyon olarak nitelendiriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan ve “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” başlığını taşıyan iddianamede, Bodrum’un Ortakent Mahallesi’nde bulunan lüks bir villa ve araziyle ilgili dikkat çekici iddialar yer aldı. Savcılık, Bodrum’daki bu taşınmazın suç gelirlerinin aklanması amacıyla kullanıldığını öne sürerken, İmamoğlu ve CHP cephesi iddianameyi siyasi bir operasyon olarak nitelendiriyor.
CHP İstanbul İl Binası Ve Bodrum’daki Villa Aynı Dosyada
İddianamede bir yandan Sarıyer Ayazağa’daki CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının, farklı CHP’li belediyeler ve müteahhitlerden geldiği iddia edilen paralarla alındığı ileri sürülürken, diğer yandan Bodrum’da kayıtlı bir villa ve arazinin de aynı para trafiğinin parçası olduğu iddia edildi. Savcılık, her iki taşınmaz için de Türk Ceza Kanunu’nun suç gelirlerinin aklanmasına ve müsadereye ilişkin hükümlerine atıf yapıyor.
Ortakent’teki Villa: LPF İnşaat’tan SSB Gayrimenkul’e
Soruşturma evrakına göre Bodrum’un Ortakent Mahallesi Kemer Mevkii’nde, yaklaşık 6 bin 828 metrekarelik bir taşınmaz üzerinde yer alan villa ve deponun, önce LPF İnşaat A.Ş. adına kayıtlı olduğu, daha sonra Ekrem İmamoğlu’nun sahibi olduğu belirtilen SSB Gayrimenkul A.Ş.’ye devredildiği ifade ediliyor.
Tanık beyanlarında, söz konusu taşınmazın Alman vatandaşı Hans Bernhard Peters adına kayıtlı şirket üzerinden satıldığı, satış sürecinde İmamoğlu İnşaat ve SSB Gayrimenkul ile bağlantılı isimlerin devreye girdiği iddia ediliyor.
Tapuda Üçte Bir Fiyat, Ofiste Valizle Euro İddiası
İddianamede yer alan tanık anlatımlarına göre, taraflar villa ve arazi için yaklaşık 1 milyon 523 bin avro bedelle anlaşmaya vardı. Ancak tapu kayıtlarında satış bedelinin yaklaşık 10 milyon lira olarak gösterildiği, bunun da gerçek bedelin yaklaşık üçte biri seviyesinde kaldığı belirtiliyor.
Tanık İrfan Mutlu, savcılığa verdiği ifadede, Bodrum’daki bir mali müşavirlik bürosunda gerçekleşen ödeme sürecine ilişkin çarpıcı iddialar dile getirdi. Mutlu’nun anlatımına göre:
Satış için anlaşma sağlandıktan sonra,
Ofise iki siyah valiz içinde çok sayıda avro banknot getirildi,
Toplamda 1 milyon 30 bin avronun elden teslim edildiği,
Parayı getiren ve sayan kişinin ise İmamoğlu’nun şirketleriyle bağlantılı Tuncay Yılmaz olduğunu gördüğünü ifade etti.
İddianamede yer alan tanık beyanlarına göre, Bodrum’daki villa satışına ilişkin ödeme, bir mali müşavire ait Bodrum’daki ofiste elden yapıldı. Tanık İrfan Mutlu, savcılığa verdiği ifadede, “Bana gösterdiğiniz, duvarları yeşil olan bir oda içerisinde, önünde bir sürü avro olan ve bunları sayan kişi Tuncay Yılmaz’dır. Bu para sayımı esnasında ben de orada bulunuyordum” dedi. Aynı dosyada ifadesi yer alan mali müşavir ise, ofisinde yapılan devir görüşmesinde Tuncay isimli kişinin yanında euro cinsi çok sayıda para bulunduğunu, bu paranın Hans Bernhard Peters’a verildiğini anlatarak bu para trafiğini doğruladı.
Bu ifadeler, MASAK raporları ve banka hareketleriyle birlikte değerlendirildiğinde savcılık, “gayrimenkul devri üzerinden suç gelirlerinin aklandığı” sonucuna vardığını belirtiyor.
Savcılık: Suç Geliri Aklanması, Savunma: Siyasi Dosya
İddianamede, Ekrem İmamoğlu, bazı şirket yöneticileri ve partiyle bağlantılı isimler hakkında “suç gelirlerini aklama” dahil çeşitli suçlardan cezalandırma talep ediliyor. Bodrum’daki villa dosyası da bu çerçevede, sistematik bir “aklama mekanizması”nın parçası olarak tanımlanıyor.
Öte yandan Ekrem İmamoğlu ve CHP yönetimi, söz konusu iddianameyi “kumpas”, “yargı suikastı” ve “siyasi operasyon” olarak nitelendiriyor. Parti kurmayları, belediye gelirleri ve şirket işlemlerinin hukuka uygun olduğunu savunurken, dosyanın seçim sürecini etkilemeye dönük olduğuna dikkat çekiyor.
Henüz dava süreci tamamlanmadığı için, iddianamede yer alan tüm hususların savcılığın iddiası olduğu; nihai kararı verecek merciinin ise mahkeme olacağı vurgulanıyor.
Kaynak: İddianame
