Bir bardak suda fırtına koparmak, sorunu çözmek yerine ortada bırakıp, “biz elimizden geleni yaptık fakat…” diye açıklamalar yapmak, öz davranış haline geldi.
Dodo nesli tükenmiş bir kuşun adıdır. Kıyılarımızın nesli tükenmesin.
Konumuz Dodo Beach
Yıktık, yıkıyoruz, yıkacağız. Yerinde duruyor.
Belediye açıklama yapıyor kiraladığı alana karışamayız.
Birkaç ay sonra yıktık yıkıyoruz. Yerinde duruyor.
Belediye açıklama yapıyor;” “İmar Barışı” n dan yararlanmış dokunamıyoruz.”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “İmar Barışı” belgelerini iptal ediyor.
Tekrar yıktık yıkıyoruz, yıkacağız.
Hoppp mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kim, kime, neyi, nasıl veriyor? Yargı kararlarına saygılıyız eyvallah, lakin hukuk tanımaz insanların lehine verilen kararlarda, toplumun menfaatleri hiçe sayılabilir mi? Mahkeme 30 gün süre veriyor, belgelerinizi getirin “Dodo Beach” için karar vereceğim diyor.
Tekrar açıklamalar falan filanlar.
Olaya neşteri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vuruyor ve kestirip atıyor.
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) 01/06/2019 tarihinde 3 yıl süre ile ahşap iskele kira sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün 06/04/2020 tarih ve 67129 sayılı Olur’u ile feshediyor.
Artık benim böyle bir kiracım yok diyor. Gerekçe olarak ;
Küdür Yarımadasına ilişkin 11/02/2020 tarih ve 2096 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tescil ve ilan edilen “Kesin Korunacak Hassas Alan” içerisinde kalması gösteriliyor.
Artık idari yargı neye karar verir bilmem, Bodrum Belediyesi davaya müdahil olacak mı onu da bilmem. Ancak bildiğim o alanın kiracısı artık yok.
Her şeye rağmen, idari yargıda hak arama yoluna giden yatırımcı Niyazi Mete mahkemeye, aldığı yapı kayıt belgelerini vererek iptalin, iptalini istiyorlar. Avukatlarının 3194 Sayılı Kanunun geçici 16. Maddesinden haberleri yok sanırım.
Kiracılar İmar Barışına başvuru yapamaz ve Mera Alanları işgal edilemez, imar barışından faydalanılamaz.
Parası çok versin mahkemeye, biz işimize bakalım.
Kiralanan yer 332 metre kare, işgal edilen yer daha fazla, sonuç bakanlık tahliyesine karar verdi.
Bir kaç gün önce konuyu kaleme aldığımda Dodo Beach’in olduğu alanı kiralayan Aydın Turizm’in sahibi Niyazi Mete’nin, Muğla AK Parti İl Başkanı Kadem Mete ile akrabalık ilişkisi olduğu söyleniyor demiştim.
Sayın Kadem Mete, yazı yayınlandığında beni arayarak Niyazi Mete’nin “yakın olmasa da akrabası olduğunu, kendisiyle herhangi bir ticari bağlantısının olmadığını” ifade etti.
Bu konuda, herhangi bir kamu kurumunu etkilemeye yönelik bir girişimi olmadığını ve olmayacağını da belirterek, sözleşmenin ilgili bakanlık tarafından tek taraflı fes edildiğini söyledi.
Sayın Başkana ilgisinden dolayı teşekkür ederim. İlk kez suçlanmadan, gazetecilik dersi verilmeden, tehdit edilmeden, açıklama yapan konu muhatabını da görmüş oldum.
Genelde, arayarak yada karşılaştığımızda “sorsaydın yalan yanlış yazmazdın.” derler. Gazetecilik dersi verenler, telefon açıp tehdit edenler çok gördüm. Yazdığım yazıya cevap veremeyenleri, sinenleri, görmezden gelenleri de gördüm.
Doğruya eğriye, neyin ne olduğuna, karar verecek olan toplumun kendisidir. DODO Beach’ın tahliye edilmesi Bodrum halkı tarafından bekleniyor. Şimdi görev yetkililerin.
Dodo Beach’ı yazınca, Yalıkavak’ta Emekli Öğretmen Sami Ekinci sosyal medyadan yaşadığı Dodo Beach anısını kaleme almış.
Hocam neler demiş bakalım…
“Saat sabahın beşi, uyku tutmadı. Kaç gündür kafamın içinde olgunlaştırmaya çalıştığım DODO BİC ÖYKÜSÜNÜ yazayım dedim. Mustafa Gündoğ’un bir yazısı beni oldukça etkilemiş olacak ki, DODO benim beynimde şekillenmeye başladı.
Yalıkavak Belediyesi kurulduktan bir veya iki yıl sonra, “ORMAN HAFTASI” nda Küdür’ de Belediye Başkanlığı çalışanları İlk ,Ortaokul öğrencileri ve biz öğretmenler Küdür’e ağaç dikmeye gittik.
Alaca İn denen mevkiin de 8-10 dönümlük şirin bir koy. Dağın dip suları bu güzel koydan denize ulaştığı için her taraf yemyeşil otlar ve çiçeklerle doluydu. Hatta, nemli toprağa gömmüştük fidanları. Minnacık çocukların emekleri vardı o dikilen fidanlarda. Ben, o günden sonra bir kaç yıl hiç gitmedim ağaç dikim alanına. Ağaçların boyları ve güzellikleri ile ilgili haberleri öğrencilerimden aldım hep. Çünkü o dikilen ağaçlar çocukların eserleriydi. Onlar da eserlerini hayranlıkla izliyorlardı. Ağaçlar o kadar büyümüş ve güzelleşti ki, o koy Yalıkavak’lıların mesire yeri olmuştu.
Yılını çok iyi hatırlamasam da, bir mart ayında Yalıkavak’ta bir haber çalkalandı. Belediye Başkanlığı bizim ağaç diktiğimiz koyu 49 yıllığına VEDAT DALOKAY’ın oğluna kiralamış.
O yaz meşhur Dodo Bic hizmete açıldı. Bodrum’dan ipini koparan dolmuşlarla, taksilerle DODO BİC ‘e akıyordu. Vedat Dalokay’ın oğlu ve Mehmet Dirim İstanbul ve “ANKARA SOSYETESİ”ni DODO’ ya taşıyorlardı. Zengin koca arayan kızlar da bu Bic’in .O zamanlar bizim de Yalıkavak’ta bir lokantamız vardı. Vedat Dalokay’ın oğlu, Mehmet Dirim ve sevgilisi Seyyal Taner bizim müşterimizdi.
Okullar açıldığında ilk girdiğim sınıfta bir öğrenci bana öğretmenim biliyor musunuz bizim ağaç diktiğimiz koyu Belediye satmış. Biz bu sene oraya giremedik dediler. O ders öğrencilerin sorularıyla geçti. Öğretmenim Belediyenin satma yetkisi var mı? Gibi bir sürü akıllı soru.
Yalıkavak Belediyesine DODO BİC’in parası tatlı gelecek ki, PRESENDEN PAŞA LİMANINA KADAR ALANIDA SATMA, KİRALAMA , PAZARLAMA GAYRETİ İÇİNE GİRDİLER.Ya yasal prosedürü uyduramadılar ya da daha üstten onlara boyunuzdan büyük işlere kalkmayın dendi. PRESEN VE PAŞA LİMANI ELDE KALDI.
Beni şaşıran ne oldu biliyor musunuz? Burayı pazarlayan CHP’li Belediye, Alanlar Ankara CHP Belediye Başkanının oğlu, buraya kadar tamam da şimdi yıkımı durduran AKP İL BAŞKANININ SOYADINI TAŞIYAN BİR ZAT. Bu koy hangi prosedürle el değiştirdi. CHP’ LİLERİN ELİNDE OLAN NASIL AKP’LİLERİN ELİNE GEÇTİ.O DA BAŞKA BİR MUAMMA.
Rantın siyaseti olmadığını ve para ve malın yasal olmasa da çok rahat el değiştirdiğinin en güzel örneğidir DODO BİC…!”
Hocamın lafının üstüne laf olmaz.
Vesselam…
