Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Can Hürel, önemsiz görünse bile el yaralanmalarının geri dönüşü olmayan duyu ve fonksiyon kayıplarına yol açabileceğine dikkat çekerek, “Böyle bir yaralanma halinde bilgili kişilerin yapacağı ilk yardım çok etkili olacaktır. Duyu ve fonksiyon kaybına yol açabileceği için evde tedavi etmek yerine bir uzmana başvurulmadır” dedi.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Can Hürel, gündelik hayatta ve iş yaşamında en çok kullanılan, en fonksiyonel organların başında ellerin geldiğini belirterek, el ve bilek yaralanmalarının yaygın rastlanan bir sağlık sorunu olduğunu ifade etti. Günlük yaşam aktivitelerinde büyük rolü olan ellerin korunması zor olduğunu ve sıkça yaralandığını dile getirdi.
Acil servis başvurularının yaklaşık yüzde 10-20’sini el yaralanmalarının oluşturduğu bilgisini veren Dr. Hürel, “Travma nedeniyle acil servislere başvuran vakaların birçoğunda el yaralanmaları da görülür. Bu yaralanmalar cildin zedelenmediği, kemik ve eklem bağlarının etkilendiği kapalı yaralanmalardan cilt, kemik, eklem, tendon, kas, damar ve sinirlerin bütünlüğünün bozulduğu açık yaralanmalar ve hatta kopmalara kadar uzanan bir çeşitlilikte olabilir. Delici-kesici alet, ezilme ya da ateşli silah yaralanmaları ile kopma şeklindeki yaralanmalar, sağlık kuruluşuna en sık başvuru sebebidir” diye konuştu.
Yaz aylarında sahillerde keyifle güneşlenmek için uzandığımız şezlongların dikkatli kullanılmadığında parmak ucu kopmasına yol açtığını belirten Dr. Hürel, sözlerine şöyle devam etti: “Bazı tip şezlonglarda bulunan baş yükseklik ayar mekanizması, kontrolsüz biçimde parmaklarımızı sıkıştırarak tabiri caiz ise ‘giyotin mekanizması’ benzeri ani bir vurma etkisiyle parmak ucunun kesilmesine hatta kopmasına yol açabiliyor. Elimizi başımızın arkasında ya da görüş alanımız dışında el yordamıyla şezlongu ayarlamaya çalışmak nedeniyle oluşan bu yaralanmalar çok tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor”
Şezlong yaralanmalarında ilk müdahalenin nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgi veren Dr. Hürel; “Böyle bir durumda ilk yapılması gereken sakin olmaya çalışmaktır. Kopan uzuv üzerine temiz bir bası uygulamak ve uzvu yüksekte tutmak gerekir. Daha sonra kopan parçayı temiz bir naylon torba içine koymalı, bu torbayı da buzlu su dolu başka bir torbanın içine yerleştirmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna acilen başvurulmalıdır” dedi.
El yaralanmalarını ciddiye alınması gerektiğine; aksi halde geçici veya kalıcı iş gücü kaybı ve psikolojik, kozmetik sorunlara neden olabileceğine işaret eden Dr. Hürel “Hareket sistemi içindeki kilit rolü nedeniyle ellerimiz komplike bir yapıya sahip. Üstelik korunmasız olduğu için çok çabuk yaralanıp hasar görebiliyor. Bu yaralanmalar küçük bile olsa, zamanında ve bilgili müdahale yapılmazsa ileride daha büyük duyu ve işlev kaybına yol açabilir. Evde tedavi etmeye çalışmak doğru değildir. Bilgisizce uygulama yapılırsa geri dönüşsüz sorunlar doğabilir” dedi.
Yaralanma sonucu ağrı, kanama, morarma, şişme, uyuşukluk, his kayıplarının görülebileceğini, oluşan endişe kaygı ve panik haliyle baygınlık hissi, titreme gibi belirtilerin yaralanma bölgesi dışına yayılarak vücutta genel reaksiyonel tepkiler oluşturabileceğini dile getirdi. Elin birçok kemik, eklem, kas, tendon, damar ve sinir yapısının uyum içinde çalıştığı bir organ olduğunun altını çizen Dr. Hürel en küçük bir keside bile bu fonksiyonların geri dönüşsüz olarak zarar görebileceğini söyledi. Hasarın boyutunu tespit etmek için deneyimli ve yetkin hekim muayenesinin şart olduğunu vurguladı.
“KANAMA VARSA TAMPONLA DURDURULABİLİR”
Yaralanmanın ardından, bilgili kişilerce yapılacak ilk yardımın önemine de değinen Dr. Hürel şu bilgileri aktardı: “Öncelikle yaralanan kişinin şeker, tansiyon veya kalp gibi bir hastalığı varsa durumu daha da ciddileşebilir. Çok kan kaybı görülüyorsa yara değerlendirilir ve 4 aşamalı ilk yardım yapılır. Uygulanacak ilk yardım metodu da yaralanma tipine uygun olmalıdır. Kanama görülüyorsa tampon ya da yara üzerinden sıkma işlemi yapılır. Bu sırada mutlaka temiz malzeme kullanılmalıdır, aksi halde yara enfekte olabilir.
Yarası temizce kapatılan ve sıkıca sarılan kişi uzvu yukarıda tutularak vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna ulaştırılır. Isırma yarası mevcut ise uzuv bol sabunlu su ile yoğun şekilde yıkanarak temiz bir şekilde sarılmalı ve ısıran hayvan gözlem altına alınarak takip edilmeli, mümkünse veterinere teslim edilmelidir. Kuduz ve tetanoz aşıları mutlaka yapılmalıdır. Isırık yaralanmaları, hatta insan ısırığı dahil olmak üzere uzuv kaybına yol açabilecek derecede ciddi enfeksiyon kaynağı olabilirler. Bu yaralanmalara müdahale, mutlaka tecrübeli sağlık ekipleri tarafından yapılmalıdır. Isırık ile oluşan parmak kopmaları da görülmektedir. Bu yaralanmalara da çok deneyimli mikrocerahi ekiplerince müdahale edilmelidir.
Yaralanmaya ateşli silahlar yol açtıysa, yara temiz bezlerle tampone edilmeli kırık mevcutsa etraftaki uzun cisimlerle bağlanarak stabilize edilmeye çalışılabilir. Tabii ilk yapılacak şey acil yardım merkezine telefonla ulaşarak ilgili kişilere; panik yapmadan yaralanma şekli, hastanın durumu ve adres konusunda net ve hızlı bilgi verilmelidir”
El yaralanmalarına günlük yaşamda olduğu gibi endüstri alanında, erkeklerde ve aktif çalışan yaş grubunda sık rastlandığına dikkat çeken Dr. Hürel, el ve el bileği yaralanmalarını önlemek için iş kazalarına karşı daha sıkı tedbirlerin alınmasının, çalışanlar ve işverenlerin daha çok bilgilendirilmesinin, kazaların önlenmesine yönelik düzenlemelerin yapılmasını tavsiye etti.