DOLAR
32,5576
EURO
34,9797
ALTIN
2.437,31
BIST
10.446,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Az Bulutlu
29°C
Muğla
29°C
Az Bulutlu
Perşembe Yağmurlu
28°C
Cuma Açık
32°C
Cumartesi Açık
35°C
Pazar Açık
36°C

Sermayeye Kıyak – Garibana Yıkım

velux

Sermayeye Kıyak - Garibana Yıkım

Sermayeye Kıyak – Garibana Yıkım

Bugün uçundan köşesinden, toplumsal barışın nasıl bozulduğu konusunda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Bodrum’da yaklaşık on beş gündür “Kıyılar Halkındır” eylemleri yapılıyor. Yapılan eylemlerin toplum ve kamu düzeni sağlayıcıları üzerindeki etkisi ne kadar, yakın zamanda göreceğiz.

Kıyı işgallerini bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım.

Bodrum’un ihtiyacı olan su gelecekte belki bulunur lakin Bodrum’u yerinde bulabilir miyiz, pek emin değilim.

Hepimizin kafasında bir Bodrum var ve hepimiz bir köşesinden çekiştiriyoruz. İnceldiği yerden kopsun dercesine.

Bodrum çevresel, ekonomik ve sosyal olarak çıkmazın içinde.

Geçtiğimiz günlerde “Bodrum Belediyesi kaçak yapı yıkıyor.” diye bir mesaj aldım ve yıkımın yapıldığı yere gittim. Gittim, lakin yeri zor buldum.

Gerçekten, bir ihbar olmasa yeri bulmak oldukça zor.

Ben olay yerine gittiğimde emniyet mensupları, zabıtalar, inşaatın sahipleri ve çevre sakinleri oradaydı. İnşaatın bir kısmı yıkılmış ve çevre sakinlerinin karşı çıkmasıyla yıkım, geçici olarak durdurulmuş durumda idi.

Bir anda zamanın Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın göreve gelir gelmez, Şafaktan Öztürk’e ait ruhsatsız yapıyı yıkması geldi gözümün önüne. Biliyorsunuz, imarsız dedikleri alanın imarlı olduğunu ispat eden Şafaktan Öztürk, yapı ruhsatı alarak binasını tekrar yapmıştı.

Belediye Başkanı karşı tarafı dinleyerek bir çözüm üretmediği için, yanlışın üzerine yanlışla gitmiş ve bir mağduriyet yaratmıştı.

Yapı ruhsatı olmadan yapılan binalar, ruhsata bağlanabilecek ise bu yıkımlar gerçekleştirilmez, gerekirse yargı süreçleri beklenir.

Şafaktan Öztürk olayında yargı süreci beklenmemişti.

Belediyenin yıkım yapmaya çalıştığı yer Yakaköy Mahallesi’ nin üst kısımlarında bir vadinin içerisinde, mülk kendi yerleri olduğu gibi, mülk sahibi yerin imarlı olduğunun da farkında değildi gördüğüm kadarıyla.

Belki de, yıkımı yapılan bina ruhsatlandırılabilecekti.

Bu tür durumlarda belediyeler lehte ayrımcılık yaparak çözüm yolu gösterebilirler. Kamu erkini demoklesin kılıçı gibi, ruhsatsız yapı yapan ve amaçları sadece başını sokacak bir yer yapmaya çalışan insanların tepesinde dolaştırmamalı.

Toplumsal barış bozuluyor, toplumsal eşitsizlik çığ gibi büyüyor ve toplumsal adalet yerine, toplumsal zulüm yaşatılıyor insanlara.

Seçim zamanı çözüm üreteceklerini söyleyenlere ulaşmak zorlaşıyor. İnsanlar “bize söz verenler nerede?” diye söylenmekten geri kalmıyorlar.

Bodrum’da 65 bin yapı kayıt belgesi olduğu iddia edilmekte ve yaklaşık 8 bin civarında yıkım kararı alınmış, ruhsatsız ve kaçak yapı bulunduğu söyleniyor.

Bizim insanımız, yanlış yaptığını, kaçak yapı yapmaması gerektiğini bildiği halde, sermayenin yaptıklarına ses çıkarılmamasına isyan ederken; “o yapıyorsa, bende yaparım” haklılığını düşünmektedir. Yıkım kararlarının alındığı tarihler üzerinden yapılmasını gerektiğini söylüyorlar. Ya da bu işin çözümünü talep ediyorlar.

Haklılar mı? Bana göre haklılar.

Birçok firmayı sayarım yıkım kararları olduğu halde, belediye başkanlarıyla boy boy fotoğraf verip, yerlerine dokunulmadığı üzerine.

En son ZAİ Yaşam’ın sahibi Yunus Büyükkuşoğlu Başkan Tamer Mandalinci’ yi ziyaret edip, fotoğraf vermişti. ZAİ YAŞAM’ın olduğu yapı ve sonradan yıkılarak yapılan alan, tamamen kaçaktır.

Mehmet Cengiz’in kardeşi, Yalıkavak’ta dağı oyup, inşaat yaptı. Her ne kadar ruhsatlı olsa da, yapı ruhsat ve eklerine aykırı.

Bütün bunlar olup biterken, Bodrum Belediyesi sesiz kalırken, Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bankalığı yasanın gereğini yerine getirmesi gerekirken, her şeyi görmezden geliyorlar.

Olan garibana oluyor.

Yazdıklarım bir kenara, Yakaköy’ de yıkılmak istenen ruhsatsız yapının tam karşında, ses sanatçısı SUAVİ’ de inşaat yapıyor.

İddiaya göre; komşusuna “manzaramı bozuyorsun, yık bu binayı.” diyor. Baktı ki olmuyor, “yaptığım bahçe duvarlarının ve dikeceğim limon çamlarının parasını verirsen, seni şikayet etmem.” diyor. İstediği gerçekleşmeyince şikayet ettiği ifade ediliyor.

Biz Suavi’ yi, iyi bir ses sanatçısı olarak biliriz.

Böyle bir şey yapmış mıdır bilemem, lakin yaptığı inşaatın çevresinde hazine ya da milli emlak’a ve MUSKİ’ ye ait olduğu içerisinde su kuyusu olan alanı tahrip ettiği gibi bulgular, göze çarpıyor.

Birçok ağaç yerinden sökülmüş, arazi kendine göre şekillendirilmeye çalışılmış.

Ne hikmetse yıkımda, Marmaris’te Halk Tv yapımcısı Serhan Asker’in, Ahmet Aras ve Suavi’nin katıldığı programın ardından gerçekleştiriliyor.

Yıkım kararı alınıp, “yıkacağız” diye gün verilen ve yıkılmayan bazı yerlerin elimde belgeleri de var. Kim, nasıl bir nüfus kullanarak engel oldu bunlara.

Bunlardan bir tanesi Turgutreis Mahallesi’ nde, “28-29 Mayıs 2024 tarihinde yıkıma geliyor.” deniliyor ve henüz yıkım yok. Devreye kim girdi dersiniz?

Sayın Tamer Mandalinci, yıkımlara devam edecekseniz vicdan ve adalet duygusuyla hareket ediniz, size oy veren insanlara yüzünüzü dönmeniz gerekiyor. Belediye meclis üyesinin kıyı düzenlemesi yapılırken, başkalarının binalarını yıkamazsınız.

Vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları