Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahir Gülşen, çocuklarda skolyozun erken tanısında ebeveynlere görev düştüğünü ve skolyoz vakalarının en çok kız çocuklarında görüldüğünü söyledi.
Vücudun çatısını oluşturan, sağlıklı nefes almada ve kalbin iyi çalışmasında rolü olan, hareketi sağlayan kaslara beyinden emir ileten sinirleri taşıyarak koruyan omurga, skolyoz nedeniyle üç boyutlu deformiteye uğrayabiliyor. Omurgada sağa veya sola doğru 10 derece üzerinde eğriliklere neden olan skolyozun birçok sebebi olabiliyor. Özellikle ergenlik döneminde rastlanan nedeni bilinmeyen tipi dyopatik skolyoz adını alıyor. Omurgadaki eğilme “S” veya “C” şeklinde oluyor. Skolyoz, ilerleyen evrelerinde ciddi duruş bozukluklarına yol açabiliyor. Skolyoz, doğumsal kaynaklı olabileceği gibi nöromusküler hastalıklar, kas rahatsızlıkları veya metabolik hastalıklar sonucunda da gelişebiliyor.
“EN ÇOK KIZ ÇOCUKLARINDA GÖRÜLÜYOR”
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahir Gülşen, skolyoz hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Gülşen “erken çağlarda meydana gelen skolyozlarda estetik bozukluk oluştuğu gibi aynı zamanda solunum sistemi olumsuz etkileniyor. Skolyozların hepsi bebek yaşlarda görülmüyor. Bunların en sık görülenleri 10-12 yaşlarda kendini belli ediyor ve kız çocuklarında daha çok görülüyor. Anne babaların çocuklarını kontrol etmeleri erken tanı için çok önemli. Kontrol için şunları yapmaları gerekiyor. Her iki omuz paralel mi diye önden bakmaları lazım. Bir omuz diğerine göre daha yukardaysa bu önemli bir belirti olabilir. Ayrıca çocuk ayaktayken sırtına bakmalılar omurgası düz görünüyor mu diye. Bir de öne doğru eğildiğinde, göğüs kafesinde bir asimetri olup olmadığına bakılmalı. Bütün bunlarda dikkat çeken bir değişiklik görürlerse, bir ortopedi uzmanına başvurmalıdırlar” diye konuştu.
“ÇOCUĞUN BOYU BÜYÜYEN ÇUBUK SİSTEMİYLE UZATILIYOR”
Prof. Dr. Gülşen, manyetik çubuk cihazıyla hastaların boyunun uzatıldığını belirterek şunları söyledi:
“Çocuklarda, erken yaşta başlayan skolyozlarda eğrilik ilerledikçe solunum sistemi etkileniyor. Biz hastaları korseyle takip ediyoruz. Korseyle hastalığın ilerlemesini durdurmaya çalışıyoruz. Korseye rağmen hastalık ilerlerse o zaman ameliyatla eğriliğin düzeltilmesi lazım. Çocuklarda 10 yaşından önce yapılan ameliyatlarda boy kısalığı kalıyor. Bu sebepten ötürü çocuk büyüdükçe eğriliğin ilerlemesini engelleyecek büyüyen çubuk ameliyatı var. Bu ameliyat sonrasında hastayı kontrole çağırıyoruz ve 3 ayda bir çocuğun boyunu 3 – 10 milimetre uzatıyoruz. Böylelikle skolyozlu çocuk kontrollü bir şekilde büyütülmüş oluyor.”
Öte yandan Prof. Dr. Gülşen, skolyozun erken tanısında ebeveynlere görev düştüğünü, çocukların banyo yaparken kontrol edilip omurgalarına bakılması gerektiğini söyledi.
“İLK AMELİYATIMI 7 YAŞINDA OLDUM”
2 yaşındayken skolyoz tanısı konulan ve geçirdiği ameliyat sonucu şu anda normal yaşantısını sürdüren Nisa Ebrar Yuvalı (18), yaşadıklarını anlattı.
Şu anda üniversite sınavına giren ve endüstri mühendisi olmak istediğini dile getiren Yuvalı, “Korse ve yüzme tedavisiyle hastalığım kontrol altına alınamadı. İlk ameliyatımı 7 yaşındayken oldum. Belli bir süre boyunca da sırtımda ki manyetik çubuk cihazıyla boyum uzatıldı. 13 yaşındayken de artık sabitleme ameliyatı oldum. Şu anda istediğim şekilde sporlarımı yapıyorum. Hayatımı kısıtlayan bir durum söz konusu değil” ifadelerini kullandı.