DOLAR
37,8390
EURO
40,9493
ALTIN
3.679,92
BIST
9.044,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Çok Bulutlu
20°C
Muğla
20°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Çok Bulutlu
22°C
Salı Çok Bulutlu
22°C
Çarşamba Çok Bulutlu
21°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C

Acil dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut var!

Acil dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut var!
28.07.2020
418
A+
A-
Aktur tatil sitesi

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yaptığı açıklamada acil dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut olduğunu söyledi.

Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet bugünkü yazısında kentsel dönüşümü kaleme aldı. İşte Acet’in o yazısı…

İstanbul’a gittiğimde Göngören, Bağcılar, Bahçelievler, Zeytinburnu, Bakırköy gibi bölgelere yolum düşerse, aklıma mutlaka şu soru da takılır:

7’nin üstünde büyüklüğü olan bir deprem olsa buraların hali nice olur?

Dayanıksız malzemelerle inşa edilmiş, 70’lerden, 80’lerden kalma yan yana dizilmiş binalar…

Normal zamanlarda bile önünden geçtiğinizde içinize güvensizlik duygusu veren yapılar…

Bazen bu tür binalardan bazılarının durduk yere yıkıldığı da oluyor.

Yıkıldıktan sonra da deniz kumuyla inşa edildiği yönünde haberler yapılıyor.

Bu saydığım yerlerin büyük bölümünün hepi topu 40 yıllık, 50 yıllık bir geçmişi var. Bu çarpıklığa imza atanların sorumluluğunu kimse hatırlamıyor, hatırlatmıyor.

“İçinde insan yaşayacak” demeden inşa edilen bu yığınların durumuyla ilgili hesap sorulurken, bu ‘şehircilik faciasına’ yol verenlerin değil de, sonradan bu çarpıklığa muhatap olanların sorumlu tutulması.

Bir de böyle bir sorunumuz var.

Yapılacak işler konusunda iş başında olanlardan talepte bulunmaktan tabi bir şey olamaz.

Ancak bu yapılırken, bu çarpıklığın sorumlusu kim/kimler idi sorusunu da akılda tutmak kaydıyla.

Adil olan yaklaşım biçimi budur.

İstanbul’da 7’nin üstünde olacağı söylenen depremle ilgili tedirginlik daha da artmış durumda.

Son bir yılda yaşadığımız sarsıntılar sonrası deprem uzmanları her seferinde çıkıp aynı uyarıda bulunuyorlar:

30 yıl içerisinde bu büyüklükte bir depremin olma ihtimali, yüzde 65

Sadece İstanbul demeyelim, Türkiye deprem kuşağında bir ülke ve küçük bir bölümü hariç yerleşim birimlerinin bulunduğu her yer bu tehlikeyle karşı karşıya.

Dün sabah Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Kanal 7’de yaptığımız programın bir bölümünde bu konuları konuştuk.

Türkiye genelinde acil dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut varmış. İstanbul’da ise 500 bin konut.

Yazının burasında sözü Bakan Kurum’a bırakalım:

“Biz hedef koyduk, her yıl 300 bin konutu dönüştürmek. 5 yılda dönüştürmek istiyoruz. Milletimizin canı ve malı bize emanet. Bu 1.5 milyon konutta insanlar yaşıyor. 6 ve üzeri 66 deprem yaşadık ve 80 bin canımızı kaybettik. Depremlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Bu bizim olmazsa olmazımız. Depreme dayanıklı konutlarda oturmak zorundayız. Deprem dönüşümü bunun özü bu güne kadar 1 milyon 350 bin konutun dönüşümünü sağladık. Bunu sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de sürdürüyoruz.”

Bugüne kadar 1 milyon 350 bin konutun dönüşümü sağlandı ise, bir başka deyişle bu kadar konut yıkılıp yenilendiyse, 5 yılda 1,5 milyon konutu yenilemek de mümkün.

Tabi bunlar, tecrübe, cesaret, yüksek motivasyon ve kararlılık gerektiren işler.

Murat Kurum genç bir bakan olmasına rağmen kentsel dönüşüm tecrübesi iyi olan bir isim.

Sorun çözmeye odaklı, pratik yöntemlerle hareket ediyor.

Ocak ayında Elazığ/Malatya depremi olduğunda bir ay boyunca bölgeden ayrılmamıştı.

Mahalle mahalle, sokak sokak her tarafı dolaşarak deprem yaralarının hızlıca sarılması için çaba harcadı.

Kendisine, 6 ay içerisinde neler yapıldı, yaralar sarılabildi mi diye sorduğumda şunları söyledi.

“Deprem olur olmaz, depremden 3 saat sonra bölgedeydik, Dronelar ile uçuş yaparak şehri hemen inceledik. Hasar tespitini çok hızlı bir şekilde tamamladık. Hızlı bir şekilde inşaat sürecine girdik. Vatandaşlarımıza konutları 1 yıl sonra etap etap teslim edeceğiz dedik. Bölgede aynı anda 24 bin 500 konut üretiyoruz, bu dünyaya örnek olacak bir çalışma.”

Eski sistemde Başbakanlığa, yenisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlanan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) 18 yılda 940 bin konut inşa etmiş.

Bakan Kurum’un dediğine göre bu konutların yüzde 87’si sosyal konut niteliği taşıyor.

Yani ihtiyaç sahipleri için inşa edilen konutlar.

940 bin konut inşa edildiğine göre, bir milyonuncu konuta yaklaşıldığı da söylenebilir.

Önümüzdeki yılın başlarında 1 milyonuncu konutun anahtar tesliminin yapılması hedefleniyor.

Şu an itibarıyla 50 bin Sosyal Konut Projesi kapsamında; 50 bin konutun tamamının ihalesi yapıldı, inşaatları başladı.

İkinci bir hedef olarak 100 Sosyal Konut Projesi kapsamında; bu konutların tamamının kuraları çekilmiş, hak sahipleri belirlenmiş durumda.

Tayyip Erdoğan 18 senedir girdiği seçimlerde bu kadar oyu nasıl alıyor diye bir soru var ya hani.

Hala bunun cevabını bulamamış olanlar, biraz da buralara bakabilir.