TİP milletvekili adayı ve oyuncu Mehmet Aslantuğ, Ahmet Kaya’ya lincin yaşandığı geceyi anlattı: “Ben bu kadar kirlenmiş bir zamanda, zeminde yaptığımı meziyet olarak konuşmayı bile zül kabul ettim.”
Türkiye İşçi Partisi’nin milletvekili adaylığı teklifini kabul eden oyuncu Mehmet Aslantuğ, TV100 yayınına katıldı.
TİP’in teklifi ve güncel siyasetin yanı sıra Ahmet Kaya’nın ölümüne kadar giden yolu açan linçin başladığı 1999’daki Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül törenini anlatan Aslantuğ’un açıklamalarından satır başları şöyle:
HEPSİ ÖZÜR DİLEDİ: Gülten Hanım yıllar sonra adımı anmış ve ‘Çok mutlu etti bizi’ demiş. Ben bu kadar kirlenmiş bir zamanda, zeminde yaptığımı meziyet olarak konuşmayı bile zulüm olarak kabul ettim. Orada büyük bir ayıp var, yapılan şeyi iltifata gerek yok. Bakmamız gereken odaklanmamız gereken o ayıp. Hepsi özür diledi.
GÖZLERİ DOLDU, SARILDI: Arzum’a ‘bana biraz izin ver’ dedim. O da anlamaya çalışıyor, şaşkın tabii salonda olandan bitenden. Ahmet Kaya’ya, “Bu ülke, bu salon duygusunu ne sana ne bana ne de insanına yaşatmayacak. Bunların hiçbirini ciddiye alma’ mealinde şeyler söyledim, gözleri doldu, sarıldı.
DENSİZLİKLER OLDU: Gerçekten insanların yorgun düştüğü ve çoktan bu işlerin düzelmesi gereken sürece girmeyip bugünlere kalmış olmamız… Çatal atma esnasında oradaydım. Bize denk gelmedi ama densizlikler oldu tabii. Psikolojik olarak, atmosfer başlı başına bir linç zaten yakışık alır mı?
İKTİDAR VE MUKTEDİR KARŞISINDA BİR DURUŞ: Bendeki siyaset merakı değil, halimden memnundum. İktidar ve muktedir karşısında muhakkak bir duruş olmalıdır. Türkiye artık başka bir yerde.
Sanatçı muhaliftir, uyarır. Yaptığı işe politik iklimi dahil eder. Ekonomik travmaları, sosyolojik travmaları kendine dert edinir bunu iktidara, muktedire hatırlatır.
BAMBAŞKA BİR SINAV: Giden çocukların burada tutunmak için çok çaba sarf ettiğini biliyoruz. Doğrudur o kanaatim vardı ama Türkiye artık orada değil. Türkiye artık bambaşka bir sınavdan geçiyor, beni de siyasetin içine çeken bu sorumluluktur… Devlet insanla var, halkla var. Halk varsa devlet var, ondan soyutlanmış bir şey değil ve sevdikçe kutsar. Olağanüstü koşullarda o kurumlar sevimsiz, hoyrat, acımasız vs. hale gelirse, her şeyi sual edebilir. Burayı devletin organları iyileştirecek.
Bunun için birçok şeyi ötelemiş oldum, bunların lafı bile olmaz çünkü o bireysel konfor alanını arkadaşlarımız terk etmiş, gençler terk etmiş, herkes bir sorumluluk üstleniyor. Son derece de barışçıl bir dille üstleniyor.
AYNI HEYECANI YAŞIYOR: (Arzum Hanım siyasete girişinize ne dedi?) Olumsuz bakmadı, aynı heyecanları yaşıyor. Bu ülkenin geleceğiyle ilgili aynı sevgiyle, muhabbetle aynı heyecanı yaşıyor. Entrikaları yok pırıl pırıllar.
20 YILDIR TEKLİF GELİYOR: (TİP size teklif getirmeseydi siyasete girer miydiniz?) Hayır, girmezdim. 20 yıldır geliyor, merkez sağdan da geldi, merkez soldan da geldi.
KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK: (Kılıçdaroğlu’nun adaylığını doğru bulduğunuzu mu söylüyorsunuz?) Elbette, yüzde yüz.
İNCE’Yİ ÇOK YANLIŞ BULUYORUM: (Muharrem İnce’ye ne diyorsunuz? ) Çok yanlış buluyorum, kendisini de tavrını da üslubunu da çokta konuşmayalım bence. (HABER MERKEZİ)