Alp Arbak haber sitesinde, “Bodrum, Tarihinde Hiç Bu Kadar Pis Olmamıştır!” başlığıyla bir haber yayınladı.
Haber değil, aslında “malumun ilamı”.
Eğer başkanın “Fikri” ! si aramadıysa, bilin ki o işi yapan birimle sorun yaşıyor demektir. Sormadım haber sonrası arayan var mı diye Alp Arbak’a
Bu haberden sonra kimse sokağa çıkıp bakmamıştır temiz mi pis mi diye. Bunu anlamak için beş duyumuza gerek yok bir tanesi yeterli, açıp pencereyi koklayın bakalım havada ne kokusu var?
Fatih Bozoğlu durumu değerlendiriyor Alp Arbak’la birlikte. Çiçeği burnunda temizlik işlerinden sorumlu başkan yarımcısı ve müdürüne durum hakkında ne düşündüklerini soruyorlar.
Verilen yanıta dünyanın sekizinci harikası diyebilirsiniz, hatta bunu “UNESCO” değerlendirip dünya mirası eserleri içerisine almalı.
Tespit : “Bodrum, Tarihinde Hiç Bu Kadar Pis Olmamıştır!”
Yanıt: Hiç bu kadar kısmından başlayayım
Siz Bodrum’u hiç bu kadar kalabalık gördünüz mü?
Hiç bu kadar trafik olmuş muydu ?
Hiç bu kadar ölümlü kaza olmuş muydu Bodrum’da?
Hiç bu kadar asayiş sorunu olmuş muydu ?
Artan nüfus çok ciddi bir nüfus, kentin büyüme hızına bir tek biz zorlanmıyoruz kurum olarak” diyerek tüm kurumları kent suçuna ortak etti. (Elinde hiçbir bilimsel veri yokken)
Peki bunları bilmeden mi göreve talip oldunuz veya göreve getirildiniz? demek lazım, ama lüzumsuz bir soru olur.
Amaç “Kent”e hizmet mi kendine hizmet mi ? Ben buna bakarım gerisi hikaye.
Personel eksikliğinden girip, vatandaşın sorumsuzluğundan, sivil toplum kuruluşlarından çıktı. Vatandaşların durum tespitlerinde ve şikayetlerinde istedikleri gibi arayabileceklerini ifade ederek devam etti;
Lakin arandığında açılan bir telefon ve sorunu çözen biri gerekir.
Her şeye bir bahane…
Komşusu ev eşyalarını çöpe atarken ses çıkarmayanları, sonradan şikayetçi olduklarında yakınmalarına kadar giden insanları sorgulanmaları, kimin kime hizmet etmesi gerektiği anlayışını ortaya koyuyor.
Siz tatil yapın makamlarınızda, biz çöpleri temizleriz. Oldu başka derdiniz var mı?
Lafa bak; komşuya müdahale edecekmişiz, eski eşyalarını çöpe atmayacakmış. Olayı genişletelim polisin, jandarmanın, sahil güvenliğin, milli eğitimin işlerini de biz yapalım, şenliğe bak.
Ben vatandaş, halk adına tutukluyorum seni. (! )
Ben belediyenin müşterisiyim. Önce mahallemin temizliğini yap, çöpleri temizle , aldığın katı atık ve çevre vergisini hak et.
Sürekli başkalarını suçlamak neyi çözdü?
Birkaç gün önce Konacık Zabıta Müdürlüğü kavşağında kırmızı ışıkta bekliyorum, bir çöp kamyonu ayrık yolu ihlal ederek gelip kuyrukta beklemeden, aracını önümüze kırdı.
Şimdi ister sosyolojik açıdan, isterseniz psikolojik açıdan değerlendirelim konuyu.
Bu görevlinin geride kalma fobisi mi var, amirlerinden daha çok çalışması için baskımı görüyor, yoksa tabakhaneye mi gidiyor?
Çiçeği burnunda başkan yardımcımıza soralım, bu tür durumda aracı durdurup cezamı yazalım, plakası olmayan kamyonu trafiğe mi bildirelim, yada “açılın yoldan çöp arabası geliyor geçiş üstünlüğümü var” diyelim?
Her işi kendimiz göreceksek sizin orda ne işiniz var?