Hemen hemen bir ay sonra 17 Nisan günü, Halikarnas Balıkçısı 134. yaşına giriyor. Ben onun her şeyden önce doğa ve yaradılış arasında kurduğu bağı ve bu ilişkinin bir inananı olarak kendisini hayata çıkarsız adayışını seviyorum.
‘Sabırlık Bitkisi’ ve ‘Tarla Kuşu’nu anlatırken bu adayışı tüm içtenliğiyle resmetmiştir Balıkçı.
‘Aldığından daha fazlasını vermek’ten söz ederken karşılıksız, alabildiğine kendini hayata adayışı vardır onun; sözlerinde, yazılarında ve davranışlarında.
Bazen de yoktan var ederek; der ki: “Bodrumu güzelleştirmeyi yaradılışa bir borç olarak görüyordum.”
Neden mi? Çünkü karanlık bir dünyadan apaydınlık bir dünyaya geldiği ve yeniden hayat bulduğu bu canım kasabaya, bu sonsuz maviliğe karşı tüm hissettiği sadece minnet duygusudur.
Dünyanın her yerinden cebindeki son kuruşa kadar harcayarak getirttiği bitki tohumlarının sırrı buradadır.
İbadet eder gibi bu cennet kasabanın her karış toprağına o tohumları ekmiştir Balıkçı.
İki yıl sonra içinde bulunduğumuz çağın en büyük düşünürlerinden biri olan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Bodruma gelişinin yüzüncü yılı.
1925 yılında geldiği Bodrum’daki ilk evi, Kumbahçe’de deniz kenarındadır.
Bir çocuk gibi koşar sahile, çakıl taşlarına karışmış deniz kabuklarını eline yüzüne bular, hazine bulmuş gibidir, havaya atar avuç avuç ve daha onlar yere düşmeden bu hazinenin altında tüm dünyayı kucaklarcasına dans etmeye başlar sevinçle.
Yalnızca kendisi için sevinemeyecek kadar iflah olmaz bir çevre dostu ve bir hümanisttir Balıkçı.
Yapabilir misiniz?
Düşünün bir; sadece yaşıyor olmanızın bir nedeni olarak yaşamdan aldığınızdan daha fazlasını verebilir miydiniz hayata; Halikarnas Balıkçısı gibi?
Tükettiğinizden daha fazlasını katabilir miydiniz yaşadığınız şehre ya da. Sırf orada aldığınız huzurlu bir nefes için; o huzuru diğer tüm canlılar için de daha çok ve daha uzun süre mümkün kılabilmek adına her şeyinizi verebilir miydiniz?
Her şeyiniz olarak salt yaşamın kendisini kabullenebilir miydiniz, bunu yapabilen birçok canlı gibi?
Bodrum’a ne yapıyoruz umarım farkındayızdır.
Herkesin görüp söylediğini, her sorumlu, her yetkili, her Bodrumlu görmek zorunda artık:
Bodrum’un dağlarında betonlar açıyor…
Muğla Mimarlar Odası Başkanı Gamze Türk diyor ki: ” Tabiat canlandı, körekler fışkırdı, müthiş bir tabiat var burada (Cennet Koyu) ve hâlâ insanın kibrini yaşıyoruz. Bütün bu doğa, her türlü toprak parçası ve canlılar sadece insanoğluna hizmet için var sanki.”
Sonra bir nefes alıp devam ediyor: “Bu zihniyet değişmediği sürece, biz bunları daha çok konuşacağız.”
Takip edenler vardır…
Maalesef Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras‘ın, Mehmet Cengiz için ‘anasının ak sütü gibi helal’ çıkışıyla haksız, hukuksuz ve vicdansız bir şekilde Cengiz İnşaat’a yapı ruhsatı verilmişti.
Buradan hareketle yine belediye tarafından (kentsel yetmeyince) ulusal çapta gelen tepkiler üzerine ruhsat ne kadar iptal edilmiş olsa da Cengiz İnşaat’ın mahkemeye başvurusuyla aldığı yürütmeyi durdurma kararı, şu anda bir vahşetin tekrar hızla başlamasının meşalesini yakmış durumda.
Bu tehlikeye dikkat çekmek adına, TMMOB İKK ve MUÇEP (Muğla Çevre Platformu) Bodrum Meclisi çağrısına kayıtsız kalmadık ve duyarlı Bodrumlularla birlikte Cennet Koyu Gökburun’da Cengiz İnşaat şantiyesi önünde bir araya geldik.
MUÇEP Bodrum Meclisi adına Umay Karabaş, ÇED kararı verilmeden proje inceleme hazırlıklarını yürüten Bodrum Belediyesinin mevzuat dışında hareket etmesini eleştirdi. Haklıydı da…
Karabaş, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bünyesinde kurulan TUÇEV‘e (Türkiye Çevre Koruma Vakfı!) Milli Emlak’tan tahsis edilen ‘Geri Dönüşüm Sahası’na dikkat çekiyor bir de.
Her şey öyle hayret verici ki; inanamazsınız!
Yapılaşmayla kıyılarda başlayan tahribat yanında buradan çıkan hafriyatlarla bu sözde geri dönüşüm sahası, iç kısımlarda da bir doğa katliamına şimdiden neden olunmuş durumda.
Göltürkbükü’nde hafriyat dağlarını görmeniz lazım.
Cennet Koyu savunulmazsa Bodrum adına işler daha da kötüye gidecek, herkesin haberi ola.
TMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu Başkanı Mustafa Erdoğan, sadece meslek ve çevre örgütlerinin ya da diğer STK’ların değil halkın da bu tehlikeyi görmesi gerekir diye düşünüyor.
Onun da Bodrum halkına bir çağrısı var:
“Bodrumu seven ayağa kalksın.”
Mustafa Erdoğan, Cengiz İnşaat adına yapı ruhsatı düzenlenir düzenlenmez TMMOB İKK olarak Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü önünde düzenlenen basın açıklamasında sürecin hukuksuz olan tüm detaylarını ifade etmiş olduklarına sözü getirdi.
Basın açıklaması sonrasında ise ilk karşı duruşun yerel yönetimden gelmesine bir anlam veremediklerini, aslında belediye ve TMMOB arasında yapılan protokol gereği bu tip projelerin öncelikle mesleki denetime açık olacağı yönünde alınan prensip kararlarının bu proje için muaf bırakılmasını da eleştirdi.
Eğer bu protokolün gereklerinden kaçınılmasaydı, mesleki kaygılarla yazılı ve sözlü verilen uyarılar dikkate alınsaydı, bugün gelinen noktada başta belediye ve başkanı Ahmet Aras açısından çok şey farklı olabilirdi.
Şimdi işe bakın ki; Bodrum Belediyesinin mahkeme tarafından Cengiz İnşaat lehine verilen yürütmeyi durdurma kararına itiraz gerekçesi, bu ruhsatın aslında hiç verilmemesinin nedeni olması sayısız kez dile getirilen; Cengiz İnşaat’a tescilli olan tapu üzerindeki ‘davalı’ şerhi.
Soru şu; peki, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, tapudaki davalı şerhini ruhsatı vermeden önce bilmiyor muydu?
Ne yazık ki biliyordu…
Bodrum Belediyesi, başkanı Ahmet Aras’ın altında imzası bulunan en az üç yazışma yapıyor Bodrum Tapu Dairesi ile geçtiğimiz 8-9 aylık süreçte.
Özelleştirme İdaresi’nin yaptığı satış ihalesinin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kesin kararı ile iptal edilmesine karşın hazineye geri iadesi yapılması gerekirken mülkiyeti hala Cengiz İnşaatta görünen tapu üzerinde ‘davalı’ şerhi bulunan kayıtlar, bu yazışmalara istinaden her seferinde Bodrum Belediyesine şerhler açıkça gösterilerek gönderilmiş.
Buna rağmen Bodrum Belediyesi tarafından 12 Aralık 2022 tarihinde tapu üzerinde ‘davalı’ şerhi yokmuş gibi Cengiz İnşaat’a yapı ruhsatı düzenleniyor.
Üstelik anasının ak sütü gibi helal edilerek!
Evet, Bodrum ve yerel yönetimi adına çok can sıkıcı bir konu bu…
Fakat insanın aklına da gelmiyor değil; sürecin başından itibaren tüm bu hukuksuzluğa ayak direyen, karşı çıkan ve sonrasında Cengiz İnşaat’a ruhsat verilmeden hemen önce Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras tarafından ve devamında müfettişler eliyle görevden alınan Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı ve deneyimli bir hukuk insanı olan Turgay Kaya bu nedenle mi uzaklaştırıldı?
Neyse ki herkes bilir; ‘gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır’.
Eyvallah.
