Kreşlerde yaygın olan Respiratuvar Sinsitiyal Virüs (RSV) oldukça bulaşıcı bir hastalık. Çocuklarda öksürük, burun akıntısı, hafif ateş gibi nezle belirtileri ile başlayan RSV ilerlerse hırıltı, nefes darlığı, hızlı soluma gibi belirtiler eklenebiliyor. Hemen hemen her çocuğun iki yaşına kadar bu hastalığa yakalandığını belirten Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedat Öktem, “Ülkemizde kış mevsiminde enfeksiyon sık görülür. RSV enfeksiyonları küçük çocuklarda nezle, bronşiolit ve zatürreye neden olmaktadır. Bu hastalıklar nedeniyle polikliniklere başvuru sayısında ciddi artış var” dedi.
Prof. Dr. Öktem, RSV virüsüne ilişkin merak edilenleri anlattı.
– RSV nedir?
RSV virüsü küçük çocuklarda solunum yollarını ve akciğerleri etkileyen bir virüstür.
– Akciğerleri tehdit eden bu hastalık kreş hastalığı olarak mı biliniyor?
Evet. RSV insandan insana temas ya da kontamine eşyalarla bulaştığından kreş gibi oyuncakların ortak kullanıldığı ortamlarda daha fazla oranda enfeksiyona yol açar.
– Şu sıralar salgın var mı?
Bebeklerin yarısı kış aylarında RSV ile enfekte olur. İki yaşına kadar hemen her çocuk RSV enfeksiyona en az bir kez yakalanır. Bu nedenle RSV enfeksiyonuna sıklığında artış görülmektedir.
– Hastanelerdeki yoğunluk nedir?
RSV enfeksiyonları küçük çocuklarda nezle, bronşiolit ve zatürreye neden olmaktadır. Bu hastalıklar nedeniyle polikliniklere başvuru sayısında ciddi artış vardır. Aynı zamanda rhinovirüs, parainfluenza virüs ve boca virüs vakalarında da artışlar görülmektedir. Bu virüslere bağlı enfeksiyonlar nedeniyle poliklinik, çocuk servisleri ve çocuk yoğun bakım ünitelerinde yoğunluk yaşanmaktadır.
– Aileler nelere dikkat etmeli?
RSV enfeksiyonlarının çoğu soğuk algınlığı (nezle) gibi bulgular gösterip birkaç gün içinde iyileşirler. Küçük bir kısmında hastalık ilerleyip hırıltı, nefes darlığı, hızlı soluma gibi belirtiler eklenebilir. Ancak bebek ve küçük çocukların sadece yüzde 2’sinin hastaneye yatırılması gerekmektedir.
– Yoğun bakım ihtiyacı doğuyor mu?
Hastaneye yatırılan bebeklerin ve küçük çocukların önemli bir kısmı oksijen desteği ya da yüksek akımlı oksijen desteği ile düzelirken, küçük bir kısmına çok ileri solunum desteği ya da yakın izlem için tedavilerine yoğun bakımda devam edilmesi gerekebilir.
Soğuk algınlığı (nezle) gibi hafif hastalık belirtileri gösteren çocuklarda burun temizliği yapılması, sıvı kaybını engellemek için ağızdan beslenmeye devam edilmesi, ateş olursa ateş düşürücü verilmesi yeterli. Prof. Dr. Öktem “Öksürük şuruplarının ya da antibiyotiklerin kullanılmasına gerek yoktur. Ağır vakalarda solunum sıkıntısı olur, oksijen düzeyleri düşer. Solunum sıkıntısını azaltmak ve oksijen düzeyini normal düzeye getirmek için oksijen verilir. Daha ağır hastalarda yüksek akımlı oksijen metodu ile oksijen verilebilir. Çok ağır hastaların ise yoğun bakımda izlemi, solunum desteği için solunum cihazına bağlanması gerekebilir. RSV insandan insana temas ya da kontamine eşyalarla bulaştığından el yıkanması son derece önemlidir. Oyuncaklar, giysiler, havlu, mendil ortak kullanılmamalıdır” dedi.
Özellikle prematüre bebeklerin risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öktem, şöyle devam etti: “RSV enfeksiyonu kalabalık ailelerde daha sık görülmektedir. Çok geniş bir yaş grubunda görülebilmektedir. Ancak büyüklerde soğuk algınlığı (nezle) belirtilerine yol açarken yaş küçüldükçe RSV daha ağır tablolar oluşturmaktadır. Özellikle prematürite (özellikle 28 haftanın altında doğanlar), bağışıklık yetmezliği olanlar ve ağır kalp hastalığı olan 2 yaşın altındaki çocuklar için şiddetli enfeksiyon risk oluşturmaktadır.”
