Uzmanlar, diyabet hastalarının oruç tutabilmeleri için sağlık durumlarından kullandıkları ilaç tedavisine kadar bazı kriterlerin mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Bu konuda hayati bilgiler veren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Funda Orakdöğen, hastalar için şu tavsiyelerde bulundu…
Diyabet çok yaygın bir hastalık olduğu için şeker hastalarından gelen “Ramazanda oruç tutabilir miyim” sorusuyla sık karşılaşıyoruz. Kişi Tip 1 diyabet ise tedavisi mutlaka insülindir. Bu kişiler gün içinde yemeklerden sonra yükselecek şekeri dengelemek için insülin kullanır. Dolayısıyla zamanında, düzenli beslenme ve insülin kullanma hasta sağlığı için şarttır. Oruç bu tip diyabetik hastalar için kesinlikle uygun değildir. Çünkü insülin uygulaması sonrasında uzun açlığa bağlı hipoglisemi (şeker düşüklüğü) yaşanabilir. Bu da hayati tehlike yaratan bir durumdur.
Tip 2 diyabet hastaları ise hastalıklarının ilk yıllarında insülin direncini azaltan, kan şekerini dengeleyen ilaçlar kullanır. Bunlar kan şekerini ani düşürmez. Dolayısıyla uzun açlıklarda (oruç gibi) hasta problem yaşamayabilir. Hatta bu tip yeni başlamış diyabeti olan, başka sağlık problemleri olmayan, kan şekerleri hafif yüksek ve obez bir hastada oruç, kilo kontrolü ve şeker kontrolüne de yardım edebilir. Aslında bu hastalarda çoğu zaman sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz şeker kontrolü için yeterlidir. Ama bunun kararı mutlaka hastayı takip eden hekimi tarafından verilmelidir.
Diyabet süresi uzadıkça verilen ilaçlar artar ve şeker hastalığına bağlı organlarda sorunlar çıkar. Bu hastalar kan şekerini düşüren ilaçlar bazen insülin kullanırlar. Bu ilaçları kullanan kişide oruç, hipoglisemi (şeker düşüklüğü) gibi hayati tehlikesi olan bir duruma yol açabilir. Tip 2 diyabet de olsa diyabet süresi uzun bir hastada şeker düşürücü ilaçlar ve/veya insülin kullanımı ve özellikle gelişmiş diğer organ sorunları nedeniyle oruç tutmaları uygun olmaz. Özellikle şeker hastalığına bağlı böbrek hastalığı, kalp hastalığı, karaciğer hastalığı gibi başka sorunlar da eklenmiş ise bu hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaları ve hastalıklarına uygun beslenmeleri gerekir.
Oruç tutmasında sakınca olmayan hastalar, mutlaka sahura kalkmalı. Önerim ise içinde mutlaka yumurta olan hafif bir kahvaltıdır. Yanına hafif bir çorbada olabilir. Hazır gıda, şekerli yiyecekler, kızartma ve yağlı, tuzlu yiyeceklerden kaçınılmalı. İftarda çorba ve salata ile oruç açıldıktan sonra 10-15 dakika ara verip ana yemeğe geçilebilir. İftarla sahur arasında 24 saatlik ihtiyacı karşılayacak sıvı alınmalıdır. Özellikle oruç tutulan saatlerde ağır egzersiz ve işlerden kaçınılmalıdır. Hastaların gün içinde uyumalarını enerji kaybını azaltacağı için öneririm. Ayrıca gün içinde birkaç defa ve iftardan iki saat sonra kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. İftardan 1.5 saat sonra hafif bir yürüyüş de faydalı olur.