Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemelerinde 2022 ihracatının 35 milyar dolara …
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemelerinde 2022 ihracatının 35 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyledi. İnşaat malzemeleri ihracatında ağustos itibarıyla yıllık bazda 34,78 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaşıldığını dile getiren Küçükoğlu, yıl sonu beklentilerinin 35 milyar doları yakalamak olduğunu ifade etti. İnşaat malzemesi sanayisinin geçen yıl sonunda 63,3 milyar dolarlık iç pazar büyüklüğüne ulaştığını hatırlatan Küçükoğlu, “2021’de 30,8 milyar dolarla ihracat lideri sektörleri arasında bulunuyoruz. Yaklaşık 65 milyon ton ihracat gerçekleştirilirken toplam ihracat içinde inşaat malzemelerinin payı yüzde 13,7 olarak gerçekleşti. Sektörümüzün cari açığa pozitif katkısı ise yüzde 358 oldu” diye konuştu.
Birim fiyatlarda gerileme
Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemeleri ihracatında kilogram başına düşen ihracat birim fiyatının ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,8 artışla 0,58 dolara yükseldiğini belirterek, salgın, savaş ve yükselen maliyetler nedeniyle artan fiyatların resesyon endişeleriyle temmuzdan itibaren gerileme eğiliminde olduğunu, düşüşlerin etkisinin yılın son aylarında yansımasının olacağını söyledi. Türkiye inşaat malzemeleri sanayisinin yeni pazarlardaki talebi karşılayacak potansiyelle sahip olduğunu dile getiren Küçükoğlu, değişen küresel dengelerle birlikte pazarlarda da değişimler yaşandığını, yakaladıkları ivmeyle sürdürülebilir büyümelerini güçlendirmek ve fırsatları değerlendirmek istediklerini anlattı.
Olağanüstü koşullarla birlikte yarını görmekte zorlanıyoruz
Türkiye İMSAD Başkanı Küçükoğlu, bu yıl iç piyasada yaşanan talep düşüklüğü nedeniyle üretimde belirgin bir artış yaşanmadığını, savaş ve enerji maliyetleri nedeniyle dış talepte de yavaşlamanın belirginleşmeye başladığını söyledi. Küçükoğlu, inşaat malzemeleri sanayisinde bazı önemli ham madde girdilerini ithal etmek durumunda kaldıklarını, madencilik faaliyetlerinin artmasıyla bu ham maddelerin bir kısmını ithal etmekten vazgeçebileceklerini anlattı.