DOLAR
34,2444
EURO
37,1202
ALTIN
2.972,12
BIST
8.946,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Açık
21°C
Muğla
21°C
Açık
Cuma Çok Bulutlu
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Açık
19°C
Pazartesi Az Bulutlu
16°C

“KÖKTENRANTÇI bu düzenin yağması karşısında Bodrum tükeniyor…”

“KÖKTENRANTÇI bu düzenin yağması karşısında Bodrum tükeniyor…”
02.07.2023
A+
A-

İçinde ‘Bodrum’ geçen yazıların birinci yılı…

T24.com / Serdar Gündoğ

Başka bir yerde yaşar mıydım? Yaşardım elbette… Lakin Nazım gibi söylemek gerekirse “Ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka yaşarım…” desem kimi şaşırtabilirim ki…

T24’te yazmaya başlayalı beri bir yıl oluyor. Bu yazım 55. yazım olacak ve ben 55 yaşımdayım iyi mi?

Yüzümde tebessüme neden olan güzel bir denk geliş…

Yazılarıma baktığım zaman içinde ‘Bodrum’ geçmeyen çok az yazım var.

Bazı yazılarımda adı geçmemiş olsa da kullandığım kelimelerle ele veriyorum kendimi: “Bu canım kasabayı seviyorum… “

Başka bir yerde yaşar mıydım? Yaşardım elbette…

Lakin Nazım gibi söylemek gerekirse “Ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka yaşarım…” desem kimi şaşırtabilirim ki…

Bu kasabanın bir ‘başkalığını yaşatan’ değerlerini korumak, korunması için sevdirmek, sevilmesi için onu bıkıp usanmadan anlatmak üzere hayli perişan olanlara da hem çok sevgi hem çok saygı duyuyorum.

Aksi halde davrananlara ise ‘çok insanca’ kızgınlığımı ve ‘çok fanice’ sövgülerimi sakındığımı söyleyemem.

Evet, gerçekten de bazen konuya göre değişen ve bana yakıştığı ya da yakışmadığı, kimin üzerine aldığı ya da almadığı umurumda olmayan sövmelerin failiyim…

Bu canım memlekete bizler kasaba dedikçe burayı bir taşra kabul edip (sanki kötü bir şeymiş gibi) Bodrum insanının dokusuna ‘yokuşbaşını geçmemişler’ gibi yakışıksız kültürel bir gerilikle popülist kundakçılık yapanların; tarihi, kültürel ve doğal mirasımıza -elde kazma belde kürek- giriştiği talana direnmek eskisinden de çok zor oluyor maalesef.

Ve maalesef, artık bu ucu bucağı görünmeyen rant-talan düzeninin iş birlikçileri akıl almaz hızla sarıyor bu kasabayı.

İş birlikçi dememi kaba bulanlar olabilir, nezaketten öle öle de içeride ve dışarıdakilere karşı Bodrum’u koruyamayacağımızı yeterince tecrübe ettim.

Duayen gazeteci Mehmet Y. Yılmaz, Bodrum’da bir türlü ‘yasak olamayan inşaat yasağı‘na ilişkin geçen haftalarda “Toplumun bir kez çivisi çıkmaya görsün başlıklı bir yazı yazmıştı.

Bu köşeden Bodrum Şehir Tiyatrosu‘na bir tüyo vereyim, sevgili Yılmaz‘ın yazısından yola çıkarak sezonlarca oynanabilecek; rant ve erdemlerimiz arasına sıkışıp kalmış bir tatil kasabasında inşaat yasağını ve bunu sadece görüntü ya da ses kirliliği olarak görenleri hicveden şahane bir oyun çıkar.

Salt bir inşaat yasağına bağlanan bu ‘yozlaşma‘; bir doğa katliamı ve yaşam alanlarımızın yok olmasına kadar uzanan ahlaki bir çöküntünün resmidir oysa…

“Sorun bir kez daha dönüp dolaşıp ‘TOPLUMUN TEMEL AHLAKİ DEĞERLERİ’ konusuna geliyor. Başkalarına rahatsızlık verdiklerini, kanunu çiğnediklerini bile bile küçük cezayı ödeyip bildiklerini yapmaya utanmıyorlar çünkü. 

Kim bilir, belki utanmaları da gerekmiyor zaten.

Çünkü orada rahatsızlık verdikleri kişilerin kendileri de başka yerlerde, başka fırsatları değerlendirirken aynı umursamazlık içindeler.

Bodrum’da kötülük adına ne yaşanıyorsa Mehmet Y. Yılmaz‘ın bu satırlarında gizli…

Yazının bitiş cümlesine ne demeli?

Toplumun bir kez çivisi çıkmaya görsün, yaşadığımız her şeyin başında bu var!”

Çivimizin çıkmadığını söyleyecek olan var mı aramızda?

Bodrum’da sorunlar büyüyor

İşin aslı düşündüğümüzden daha karmaşık, özellikle yerel yönetim zafiyeti açısından bu çaresizlik, merkezi ve yerel siyasanın kapalı kapılar ardındaki iş birliğinin alametifarikası.

Yollar yapılsa, sular aksa, elektrikler hiç kesilmese ne yazar, KÖKTENRANTÇI bu düzenin yağması karşısında Bodrum tükeniyor…

Bodrum’un yeri göğü sağır eden çığlıklar içinde gündüzünü nasıl da aradığını duymuyor musunuz?

Hay aksi! Ben de kime ne anlatıyorum değil mi?

Çivisi çıkan bir toplumda Miho‘dan kime ne!*

Eyvallah.


MihoHalikarnas Balıkçısı‘nın ‘Gündüzü Kaybeden Kuş‘ öyküsünün kahramanı, engin maviliklerde de uçabilen geniş kanatlı bir martının adıdır.

Bu hikâye, bir avcının saçmalarıyla iki gözü birden kör olan ve karanlıklar içinde kalarak çığlık çığlığa karada beslemek zorunda kaldığı yavrularına kavuşabilmek için aydınlığı, gündüzü arayan Miho kuşunun hüzünlü hikâyesidir.

Bodrumlu bir cumhuriyet öğretmeni olan Hatice Yücel, derslerinde bu hikâyenin hazin sonunu okumaz ve o sonu, Bodrumlu çocuklara bırakır; hiçbir çocuk öldürmez Miho‘yu, yaşatırlar…

Kimine göre balıkçılar kurtarmış, kimine göre bir geminin güvertesine konmuş ve nihayetinde çocuklarına, mutlu sona, gündüzüne kavuşmuştur Miho.

Ve bu köşenin yazarı için Miho yaşadıkça; Bodrum gündüzünü kaybetmeyecektir.

Teşekkürler Halikarnas Balıkçısı, teşekkürler Hatice Öğretmenim…