Demir, folat, E vitamini, çinko, selenyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum yönünden zengin olan fındık ülkemizde en fazla üretilen fakat çok az tüketilen gıdalarından biridir. Oysa özellikle çiğ fındığın çok önemli bir besin kaynağı olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, “Yapısında bol miktarda lif bulunan protein, karbonhidrat, antioksidan, B2 riboflavin, tiamin, niasin, piridoksin ve pantotenik asit gibi vitaminler,kalsiyum, folat, çinko, potasyum, demir ve manganez gibi mineralleriyle sağlığımız açısından adeta bir hazinedir” dedi ve fındığın faydalarıyla ilgili şu bilgileri verdi…
İçerdiği flavonoidler beyin sağlığını destekler. Ayrıca triptofan ve izolösin amino asitlerinden zengin olduğundan zihinsel ve psikolojik olarak kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlar.
Fındık yağı E vitamini açısından da zengin bir kaynaktır. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi ile bilinen E vitamini kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasını önleyerek anemi riskini azaltır. Doğru kan dolaşımı, ateş, soğuk algınlığı ve diğer hastalıkların oluşma riskini azaltarak bağışıklık sistemini güçlendirir.
Fındığın yüzde 62’si yağdır. Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri oranı düşüktür. Yağlardan gelen enerjisinin yüzde 90’ı tekli doymamış yağ olan oleik asitten gelir. Yüksek oranda içerdiği oleik asit (Omega 9) kötü kolesterolü (LDL) düşürür, damarlarda pıhtı oluşumuna yol açan kötü kolesterol oksidasyonunu önler. Demiri en fazla barındıran bitkidir ve protein kalitesi yüksektir. 100 gram fındık 14,2 gram kaliteli protein içerir. 25 gram fındık, günlük E vitamini ihtiyacını karşılamaktadır. B vitaminleri, beta sitosterol, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyumdan zengin; sodyum açısından ise fakir bir kuruyemiştir. Tüm bu vitamin, mineral ve faydalı yağlarla kalp damar sağlığını koruyucu, kansere karşı önleyici, tansiyon ve kolesterolü düşürücü etkiye sahiptir.
Fındıkta fitosterol, E vitamini ve skualen olmak üzere önemli antikanserojen mikro besinler bulunmaktadır. Bu özelliğiyle sadece vücuttaki hücreleri yenilemez, DNA’sı bozuk ve tümörlü hücrelerin azalmasını sağlar. Diğer kuruyemişlere göre çok daha fazla E vitamini, folat ve demir içerir. Folat; kanserin yanı sıra Alzheimer ve doğumda çocukta nöral tüp defekt oluşumu riskini azaltan önemli bir vitamindir.
Fındıkta bulunan antioksidanlar, cilde zarar verebilecek serbest radikallerle mücadele ederek, daha sağlıklı görünmesine yardımcı olur. İçerdiği E vitamininin desteğiyle daha sağlıklı ve daha genç görünümlü bir cilt sağlar.
Fındık bir magnezyum kaynağıdır. Magnezyum, vücuda giren ve çıkan kalsiyum miktarının düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar. Doğru miktarda kalsiyum kas kasılmalarını oluşturur ve kasların ihtiyaç duyulmadığında dinlenmelerine izin verir. Magnezyum, bu sayede kas gerginliğini azaltır ve kas yorgunluğunu, spazmı, kramp ve ağrıları önlemek için mücadele eder. Yüksek magnezyum seviyeleri aynı zamanda kas gücünü artırmaya yardımcı olur. Magnezyum kalp kaslarına da iyi gelir. Kalp ritminin bozulmasını engeller.
Fındığın çiğ olarak tüketilmesi durumunda besin değerlerinden çok daha fazla faydalanabiliriz. Kavrulma süresinin uzaması fındıkta besin kayıplarına sebep olurken, içerdiği sağlıklı yağların hasar görmesine ve okside olmasına yol açar. Kavrulmamışı, kavrulmuşa oranla iki kat fazla antioksidan içerir. Kabukları çıkarıldığında, ışık ve havaya maruz kaldıklarında kolayca bozulur. Bu nedenle serin ve kuru yerlerde kabuklarıyla birlikte muhafaza edilmelidir. Her gün 20-30 adet fındık tüketmek sağlığa önemli katkılarda bulunur.