Evet evet doğru tahmin ettiniz konu “karalama kampanyası” yürüttüğü iddia edilen kimliksiz ayrıca Ahmet Başkan tarafından 58 binlik sosyal medyada haberi paylaşılarak hiçbir yerel gazeteye yapılmayan jest ile kamuya reklam edilen Muğla Flash Haber kaynaklı haberler.
Önce siyaset medya ilişkisinin boyutunu güzel bir şekilde gözler önüne seren yumak, şimdi de yeni bir pencerede medya savaşlarına konu oldu.
Yani özetlersek: Şaptık, şeker olduk. Tadından yenmez gari…
Gazeteci birini aklama peşine düşen kişi değildir. Başkan avukatlığına da soyunmasına gerek yok kimsenin ve çok sakil duruyor! Ayrıca kavga edeceksek bunu kamuoyu önünde yapmanın da, senin haber anlayışın benim haber üslubum deyip, sanki meslektaş değil de bir eğitmen diğeri ayar verdiği öğrenci formuna girmeye gerek var mı? Bunu bir kez daha düşünün! Bazen karşı tarafı zor duruma düşüreyim derken kendimiz düşeriz çukura farkına varmayız.İnsanlık hali…
Dostlar;
Büyükşehirin de Muski’nin de avukatları var. Cumhuriyet Başsavcılığı da orada duruyor. IP adresi bulunma işi bizler için zor olabilir ancak kamu kurumlarını itibarsızlaştırmaya kadar gidecek bir hususta bu adreslerin tespiti zor değildir. Değerli avukatlar, siz bir başvurunuzu resmi bir şekilde yapın hele…Devlet rahatça ulaşır. Bunlar hukukçuların alanı…Bazen hukuk var, bazen hukuk yok olmuyor hukuk hep var….
Ben kendi alanıma geçeyim, soru sorayım:
1-Asılsız denen haberlerin ardından gelen fatura beyanları şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi gereği ulaşılabilir bir yerde olmalı mıydı? Olmamalı mıydı? Haberlerin ardından mı, yoksa önünden mi paylaşılması gerekirdi?
2- 10 milyon TL değilmiş de 780 bin TL imiş.Yeni sayılacak bir binada tadilat yapılmış mı? Yapılmış! Baştan yapılırken bu kadar kötü malzeme mi kullanmışlar ki hemen eskiyip böyle bir fatura getirmiş yeniden kamuya yük?
3- Gazeteci oltasını bilir misiniz? Gazeteci özellikle rakamları bazen abartır ki doğrusunu açıklamak zorunda kalsınlar. Almanya bu işi biliyor. Duyumlardan emin olmuş, abartıyla yazmış ki ” hayır o öyle değil böyle” desinler! Ve sürpriz, taktik amacına ulaşmış! Ayrıca bakın kendi manşetlerinizi değil Almanların manşetini çoğalttınız ve okumayı sevmeyen sadece başlıkla yetinen bir kesim için de haberin etkisini aynaladınız. Hala sizin değil onların haberi konuşuluyor üstelik sayenizde…
Üslubunu, yazım dillerini, beğeniyor muyum? Beğenmiyorum. Bununla yetinmiyorum. Cevap metni yazanların üslubunu da eleştiriyorum hatta. O terbiyesizse, sana ne oluyor sen niye terbiyeni terk ediyorsun? Demezler mi ? Doktor doktoru beğenir mi beğenmez! Tamam da her bağırana bağırmak mı icap ediyor? Suküt ikrardan gelmez mi yani?
Ama, sıkı durun şimdi videoda da söyledim:
Önceki belge ibrazı ile yapılan haber doğruymuş bir su çalıştayına 5.300.000 TL ödeme yapılmış. Dans okuluna yapılan ödeme tüm organisyonun bedeli olarak gerçekleşmiş. Teyidi yapan bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras. 800 kişilik bir grubun önünde verdiği yanıt bu şekilde. Rakam hususunda ise piyasa şartlarında bir fatura olduğundan emin ayrıca her şey yasal diye de altını çiziyor.
Gazetecinin burada illa bu güç savaşının parçası olacaksa asıl kendine sorması gereken ki; ben soruyorum kendime, bence esas soru şu”bu duyumlara Almanya ulaşıyor Muğla’da belediyeye 500 metre uzaktaki gazeteci örneğin şahsım ulaşamıyor neden? Ya da kamu malını israf etmeme konusu sadece Almanya’nın sorumluluğunda mı?
Bu bir güç savaşı ise Ahmet Baskan ile Almanya’daki medya arasında yaşanan; bence öyle duruyor! Gazeteciye düşen objektif bakışı koruyabilmek mi, bodoslama taraf belirleyip karşı tarafa üstelik onun üslubuna uyup yanıt telaşına düşmek mi ?
Velhasılı, sizce kamu vicdanı hala hayatta mı? Yoksa selası mı bekleniyor?
Haydi selametle…