DOLAR
35,6507
EURO
37,1826
ALTIN
3.163,07
BIST
10.105,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Hafif Yağmurlu
13°C
Muğla
13°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Az Bulutlu
12°C
Cuma Hafif Yağmurlu
11°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
14°C
Pazar Az Bulutlu
14°C

Sessiz salgın: Tekrarlayan karın ağrısına dikkat!

Huzursuz bağırsak sendromu (IBS), toplumun %10-15’ini etkileyen yaygın bir hastalıktır. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Sarıkaya, hastalığın en önemli belirtisinin tekrarlayan karın ağrısı olduğunu ve özellikle kadınlar ile gençlerde daha sık görüldüğünü belirtti.

Sessiz salgın: Tekrarlayan karın ağrısına dikkat!
A+
A-
Aktur tatil sitesi

Huzursuz bağırsak sendromu hakkında açıklamalarda bulunan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Sarıkaya,  toplumda oldukça yaygın görülen bu fonksiyonel bağırsak hastalığının, özellikle karın ağrısı ve bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler ile kendini gösterdiğini belirtti.

Hastalığın doğru şekilde teşhis edilmesinin önemine değinen Prof. Dr. Sarıkaya, tedavi sürecinde bireyselleştirilmiş yaklaşımların hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde iyileştirdiğini belirtti.

Prof. Dr. Sarıkaya, bu sendromla ilgili doğru beslenme alışkanlıkları, stres yönetimi ve ilaç tedavilerinin hastaların semptomlarını hafifletebileceğini söyledi.

‘KARIN AĞRISI İLE KENDİNİ GÖSTERİYOR’

Huzursuz bağırsak sendromunun toplumda yaygın görülen bir hastalık olduğunun belirten Prof. Dr. Sarıkaya, “Hastalığın en önemli belirtisi tekrarlayan karın ağrısıdır. Bu ağrıya, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik eşlik eder. Kabızlık veya ishal gibi durumlar birbirini takip edebilir ya da sadece ishal görülebilir. Toplumun yüzde 10 ila 15’lik kısmını etkileyen bu hastalık, özellikle kadınlarda ve gençlerde daha sık görülüyor. Huzursuz bağırsak sendromu, bir dışlama tanısıdır. Diğer hastalıklar elendikten sonra karın ağrısı ve bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliklere bakarak bu teşhisi koyabiliyoruz” dedi.

‘DİĞER HASTALIKLARLA KARIŞABİLİYOR’

Huzursuz bağırsak sendromunun çölyak hastalığı ve inflamatuvar bağırsak hastalıkları gibi rahatsızlıklarla karışabileceğini anlatan Prof. Dr. Sarıkaya, “Hastanın ayrıntılı öyküsünü alıp fizik muayene ve laboratuvar testleri ile diğer hastalıkları dışlıyoruz. Karın ağrısının son 6 ay içinde başlamış, son 3 aydır devam ediyor ve haftada en az bir kez yaşanıyor olması tanı için önemli kriterler arasında yer alıyor” diye konuştu.

TEDAVİDE BİREYSEL YAKLAŞIM

Tedavinin hastadan hastaya değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Sarıkaya, “Her hastanın semptomu farklıdır. Kabızlık yaşayan hastalara çözünür lif desteği sağlıyoruz. Bu yeterli olmazsa bağırsak yumuşatıcı ya da hareketlendirici ilaçlar öneriyoruz. Karın ağrısı olanlarda spazm giderici ilaçlar kullanıyoruz. İshal durumunda ise bağırsaktan emilmeyen antibiyotikler ve bağırsağın hareketlerini yavaşlatıcı ilaçlar tercih ediyoruz. Ayrıca, hastalık stresle yakından ilişkili olduğu için uyku düzeni, fiziksel egzersiz ve stresten uzak bir yaşam tarzı büyük önem taşıyor” diye konuştu. 

‘DİYETİN ÖNEMİ BÜYÜK’

Fonksiyonel bağırsak hastalıklarının beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilgili olduğuna değinen Prof. Dr. Sarıkaya, şu tavsiyelerde bulundu: 

“Hastalara düşük FODMAP diyetini öneriyoruz. Gluten ve laktozdan, alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. Gaz yapan kuru fasulye, nohut, mercimek, Brüksel lahanası ve kereviz gibi gıdalar da tüketilmemeli. Hastalar, bu hastalığın kronik olduğunu ve semptomların zaman zaman tekrarlayabileceğini unutmamalı. Bu yüzden doktorlarıyla sürekli iletişim halinde olmaları önemlidir.”