Kanser taramalarının erken teşhis ve tedavi için hayati önem taşıdığını belirten Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Op. Dr. Murat Can Mollaoğlu, “Kanser taraması, hastalıkların kontrolü amacıyla asemptomatik (hastalıkla ilgili belirtiler göstermeyen) kişilerin muayene edilmesi ve incelenmesidir. Sağlıklı görünen ve henüz klinik belirtiler göstermeyen kişilerde daha ileri yöntemlerle doğrulanarak, varsa pozitif bir bulgunun erken dönemde ortaya çıkarılması için kanser taramaları oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.
Dünyada hemen her ülkede mortalite (hastalıktan ölüm) ve morbidite (hastalığa yakalanma) oranları açısından önde gelen sağlık sorununun kanser olduğunu söyleyen Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Op. Dr. Murat Can Mollaoğlu, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası dolayısıyla bazı kanser türleri ve tedavi yolları hakkında açıklamalarda bulundu.
‘HAYATİ ÖNEM ARZ EDER’
Kanser taramalarının asıl amacının tanı koymak olmadığını dile getiren Op. Dr. Mollaoğlu, “Kanser taraması, hastalıkların kontrolü amacıyla asemptomatik (hastalıkla ilgili belirtiler göstermeyen) kişilerin muayene edilmesi ve incelenmesidir. Kanser hastalarının tedavilerine yoğunlaşılıyor ancak tedavi edilebilir evrede teşhis edilebilecek hasta bilincini geliştirmek daha akılcı olur. Aslında nasıl tedavi edilirden ziyade nasıl teşhis edilir konusu, kanser hastası yönetiminin temelini oluşturmalıdır. Sağlıklı görünen ve henüz klinik belirtileri göstermeyen kişilerde daha ileri yöntemler ile doğrulanarak, varsa pozitif bir bulgunun erken dönemde ortaya çıkarılması için kanser taramaları oldukça önemlidir. Bu sebeple erken teşhis ve tedavi için kanser taramaları hayati önem arz eder’’ diye konuştu.
MEME KANSERİNDE KADINLARIN BİLGİLENDİRİLMESİ ÖNEMLİ
Meme kanserinin kadınlar arasında halen en sık görülen kanser türlerinden biri olduğuna değinen Op. Dr. Mollaoğlu, “Meme kanserinde mortaliteyi azaltmanın en önemli yolu, erken tanı ve tedaviden geçmektedir. Erken tanının sağlanması kadınların bu konuda eğitilmesi, bilgilendirilmesi ve tarama programlarının uygulanması ile mümkün olmaktadır” şeklinde konuştu.
Op. Dr. Mollaoğlu, 20 yaş üzeri her kadının düzenli aralıklarla kendi kendine ve doktor ile meme muayenesi yapmasının, 40 yaşında ilk mamografinin çekilmesinin ve 50-69 yaş aralığında düzenli aralıklarla kontrol mamografilerinin uygulanmasının hayati önem taşıdığının altını çizdi.
MEME VE KOLON KANSERLERİ İLK SIRALARDA
Kanserin erken tanınmasına yönelik tarama programlarının daha iyi seyir ve uzun dönemli sağ kalım için kritik önem taşıdığına dikkat çeken Op. Dr. Mollaoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Kanserde erken tanı ve tedavi çoğu zaman hayat kurtarıcıdır. Taramanın amacı tanı koymak değil, görünüşte sağlıklı olan kişilerde, henüz klinik belirtilerin görülmediği dönemde daha ileri yöntemler ile doğrulanmak üzere, varsa pozitif bir bulgunun erken dönemde ortaya çıkarılmasıdır. Erken evrede yakalayabildiğimiz ve tedavisini doğru zamanda yaparak yaşam süresini uzatabildiğimiz tarama programlarının başında meme ve kolon (kalın bağırsak) kanseri gelmektedir. Batı toplumlarındaki ölümlerin yaklaşık yüzde 2-4’ü kolorektal kanserleri kaynaklıdır. 50-69 yaş aralığındaki bireyler, yılda bir gaitada gizli kan (GGK) testi ve 10 yılda bir kolonoskopi yaptırmalıdır.”
HIPEC VE CRS TEDAVİLERİ UMUT VERİYOR
İnsanların kanser hastalığı tanısı için erken tarama konusunda daha çok bilgilendirilmesinin ve erken tarama yapmaları konusunda teşvik edilmelerinin gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Mollaoğlu, “Bazen erken tanı almamış ileri evre periton (karın zarı) tutulumu olan hastalarla da karşılaşmak mümkündür. Bu hastaların kontrolü zor ama imkânsız değildir. Son dönemde yapılan çalışmalar, bu hastalar için karın içerisindeki tüm dokularının temizlenip karın içerisine sıcak kemoterapi verilmesi şekline yapılan CRS (Sitoredüktif Cerrahi) ve HIPEC (HİPEK-Hipertermik İntraperitoneal Kemoterapi) prosedürünü önermektedir. Ayrıca CRS-HIPEC, çeşitli kanserlerden kaynaklanıp peritoneal tutulumu olan hastalarda etkili bir yöntem olarak geniş çapta kabul görmüştür.
CRS ve HIPEC ile kolorektal kanserler, apendiks kanseri, adrenal kanser, yumurtalık kanseri, karaciğer kanseri, pankreas kanseri, mezotelyoma (primer karın zarı kanseri), mide kanseri tedavilerinde olumlu sonuçlar alınmaktadır. Bu tedavi yöntemleri uygun hasta seçimi gerektiren, deneyimli bir cerrahi ekip tarafından yapılan, ciddi beceri gerektiren ve teknik olarak zorlu ameliyatlardır. Cerrahi tekniği gerçekleştirecek eğitim ve beceride hekimlerle, onkolojik prensiplere uygun çerçevelerde güvenle yapılabilmektedir” diyerek sözlerini bitirdi.