17 Ağustos 1999 Depreminin 22. Yıldönümünde İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bodrum Temsilciliği’nde bir basın açıklaması yapıldı.
İnşaat Mühendisleri Odası Bodrum Temsilcisi İlhan Özyiğit yaptığı açıklamada alınmayan önlemlerin felaketin habercisi olduğunu belirterek “geçen 1999 Gölcük depreminin üzerinden 22 yıl geçti. 7,4 büyüklüğündeki deprem tüm Marmara bölgesini etkilemekle birlikte can kayıpları ve ekonomik sonuçları itibariyle tüm Türkiye’yi sarstı. Bugün geriye dönüp bakıldığında aradan geçen 22 yılda olası deprem zararlarını azaltma çalışmalarının toplumların/kurumların kendiliğinden yaptığı çalışmalardan öteye gidemediği görülmektedir” diye konuştu.
Muğla’nın Bodrum ilçesindeki İnşaat Mühendisleri Odası Bodrum temsilcisi İlhan Özyiğit bugün oda yönetim kurulu üyeleri ile birlikte basın açıklaması yaptı.
ALINMAYAN ÖNLEMLER FELAKETİN HABERCİSİ
Özyiğit açıklamasının başında alınmayan önlemlerin felaketin habercisi olduğunu belirterek “Cumhuriyet tarihinin en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçen 1999 Gölcük depreminin üzerinden 22 yıl geçti. 7,4 büyüklüğündeki deprem tüm Marmara bölgesini etkilemekle birlikte can kayıpları ve ekonomik sonuçları itibariyle tüm Türkiye’yi sarstı. Bugün geriye dönüp bakıldığında aradan geçen 22 yılda olası deprem zararlarını azaltma çalışmalarının toplumların/kurumların kendiliğinden yaptığı çalışmalardan öteye gidemediği görülmektedir. 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir kent merkezinden 70 km uzaklıkta gerçekleşen depremin bu kentimizde yarattığı hasar ve can kaybı üzerine TBMM’nce “Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla” oluşturulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunda, yapılması gereken çalışmaların büyük oranda gerçekleştirilmediğini görüyoruz” diye konuştu.
BİNA ENVANTERİ ÇALIŞMALARI 4 YILDA TAMAMLANAMADI
Özyiğit açıklamasının devamında ise 2017 yılında tamamlanması öngörülen bina envanteri çalışmasının tamamlanamadığını belirterek “Dahası resmi kurumlar hariç başlanamamıştır. Bunun sonucu olarak mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi de mümkün olmamaktadır. Bu binaların tespiti ne yazık ki deprem tarafından son derece ağır bedeller karşılığı yapılmaktadır.
En son Deprem araştırma Komisyonu raporunda kamu bina stokunun %40’ının deprem dayanıklılığının yetersiz olduğu ve güçlendirilmesi gerektiği söylenmektedir. Okulların, yurtların, kreşlerin, hastanelerin sayısı, ne kadarının tarandığı, ne kadarı hakkında yıkım, güçlendirme veya kullanım kararı verildiği, ne kadarının yıkıldığı veya ne kadarının güçlendirildiği konusu tahminlerin ötesinde değildir” dedi.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE ACİLEN DÜZENLEME YAPILMALIDIR
İnşaat mühendisliği, insan yaşamının her anına, her mekanına dokunan bir meslektir. Bu yüzden insanın can ve mal güvenliği için en önemli konu, nitelikli inşaat mühendisliği eğitimidir. Bugün İnşaat Mühendisliği eğitimi veren bölümlerin %62’si öğretim üyesi, laboratuar, fiziksel mekan, bilgisayar, yazılım gibi konularda yeterli imkanlara sahip değildir. Profesör veya Doçent düzeyinde öğretim üyesi bulunmayan bölümler mevcuttur. Bu tabloya eğitim kalitesinin düşüklüğü de eklendiğinde sınırsız yetkilerle donatılmış genç mühendisler mezun etmenin yaratacağı sorunlar daha da çoğalacaktır.
Sonuç olarak karar vericileri daha da geç olmadan ve zaman kaybetmeden topluma olan sorumluluklarını yerine getirmeye, nitelikli mühendislik hizmetlerinin verilmesi amacıyla İnşaat Mühendisleri Odası tarafından hayata geçirilmeye çalışılan meslek alanlarımıza dair düzenlemelere ket vurmaya değil destek olmaya davet ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.” İfadelerini kullandı.