Uzman Diyetisyen ve Psikolog Zinnur Elliiki Küçükköseleci, obeziteye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Birçok insan daha iyi yaşam, daha sağlıklı yaşam, daha güzel bir beden istiyor. Bunu gerçekten isteyip bunun için birçok harcama yapıyor. Kilo problemine sahip olan insanlar bu kilolardan kurtulmak için zayıflama ürünlerine, diyet içeceklere, zayıflama çaylarına, spor merkezlerine para harcıyor. 2017 yılında dünya obezite ekonomisinin 2 trilyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 2016 yılında obezite cerrahisi için 400 milyon harcama yapıldığı belirtiliyor.
Az hareket etmek ve paketli gıdalar obeziteye sorun oluyor
Uzman Diyetisyen ve Psikolog Zinnur Elliiki Küçükköseleci, obeziteye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Küçükköseleci’nin açıklamaları şöyle:
Hepimiz kilo vermeyi, sağlıklı bir bedene kavuşmayı bu kadar çok istiyoruz. Bunun için para harcıyoruz. Obezitenin sağlık problemlerine neden olduğunu hatta diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, kanser, solunum yolları hastalıkları gibi birçok hastalığa davetiye çıkardığını biliyoruz. Özellikle covid-19 pandemisinden de morbid obez hastaların daha fazla etkilendiklerini hatta ülkemizde de bu hastalara aşı önceliğinin verildiğini biliyoruz.
Tüm bu olumsuz bilgi birikimine rağmen, obeziteyi çözmek, bir adım atmak isterken aslında daha geriye gidiyoruz. Obezitenin çözümü için temelde iki prensip var. Birincisi daha fazla enerji harcamak yani daha fazla hareket etmek. İkincisi ise daha az enerji almak, yani enerji yoğunluğu yüksek soslu, yağlı, kızartma, fastfood paketli gıdalar yerine enerji yoğunluğu düşük sebze, meyve, kurubaklagil ağırlıklı beslenmek. Temelde yalnızca bu iki kurala riayet ederek bu problemden kurtulmak varken hala neden başarılı olamıyoruz? Diyet yiyecek ve içeceklere, zayıflama kremlerine neden bu kadar yatırım yapıyoruz? Bunca çabaya rağmen 2016 yılında Türkiye Avrupa’da obezite oranında ilk sıraya yerleşti. Bu konuyla ilgili farkındalığımız var. Obez ve fazla kilolu insanlara sorduğumuz zaman onlar da aslında obezitenin sağlık problemlerine neden olduğunu biliyorlar. Hatta bunun üstesinden gelebilmek için çaba da gösteriyorlar. Ama bu çabaların hiçbiri işe yaramıyor! Bu insanlar çözümü çok basit gibi gözüken ama içerisine girdiğimizde aslında hiç kolay olmayan bu problemle baş edemiyor.
Burada kesin bir kalıcı bir yöntem bulamazsak fazla kilolu ve obez insanların sayısı git gide artacak. Bu insanlar obezitenin neden olduğu hastalıklara yakalanacak ve ölüm oranları da artacak. Şu anda bile güçlükle mücadele etmeye çalıştığımız bu durum içinden çıkamadığımız bir hal alacak.
Bu problemi çözen bütüncül bir bakış açısına ihtiyacımız var. Türkiye’de ilk olarak kilo verme problemine bütüncül olarak bakıyoruz ve bunun çözümü için var gücümüzle çalışıyoruz.