r. Öğretim Üyesi Gülsün Aydoğmuş, ağız kokusunun diş eti iltihapları, enfeksiyonlar ve nadir de olsa ağız içi kanserleriyle ilişkili olabileceğini belirtti.
Basit bir sorun gibi görünen ağız kokusu, diş eti hastalıkları ve bazı ciddi sağlık problemlerinin habercisi olabiliyor.
Aydoğmuş, diş eti hastalıklarının en yaygın belirtileri arasında diş etlerinde kızarıklık, şişlik, kanama ve hassasiyet yer aldığını kaydederek, bu belirtilerin çoğunlukla diş eti iltihaplarından kaynakladığını aktardı.
Ağız içinde iyileşmeyen yaralar, sertleşmiş doku oluşumu, çiğneme sırasında ağrı ve kontrolsüz kanamaların daha ciddi bir hastalığın işareti olabileceğine dikkati çeken Aydoğmuş, “Özellikle 2 haftadan uzun süren ağız içi yaralar ihmal edilmemeli ve bir diş hekimine başvurulmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Aydoğmuş, ağız içi kanserlerinin erken dönemde belirti vermeden ilerleyebileceğini vurgulayarak, bazı risk faktörlerine dikkati çekti.
Söz konusu risk faktörlerini sıralayan Aydoğmuş, “Sigara ve tütün ürünlerinin kullanımı, aşırı alkol tüketimi, HPV (İnsan Papilloma Virüsü) gibi enfeksiyonlar, güneş ışığına uzun süre maruz kalma (özellikle dudak kanserleri için) ve kötü beslenme gibi bağışıklık sistemini zayıflatan faktörler, ağız içi kanserlerinin gelişmesinde önemli rol oynayabilmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
– “Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durun”
Aydoğmuş, ağız kanserlerinin genellikle dil, diş eti, yanak içi ve damakta görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
“Ağız içinde uzun süren yaralar, beyaz veya kırmızı lekeler, his kaybı, yutkunmada zorluk, çene hareketlerinde kısıtlılık gibi belirtiler ağız kanserine işaret edebilir. Bu tür belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir uzmana danışılmalıdır.”
Ağız içi hastalıklardan korunmanın önemini vurgulayan Aydoğmuş, “Günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın ve diş ipi kullanın, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durun, alkol tüketimini sınırlandırın, sağlıklı ve dengeli beslenin, düzenli diş hekimi kontrollerini ihmal etmeyin.” ifadelerini kullandı.
Aydoğmuş, diş eti hastalıklarının ve ağız içi kanserlerinin erken teşhis edilmesiyle tedavi sürecinin çok daha başarılı olabileceğini aktararak, “Ağız sağlığına özen göstermek, hem diş ve diş eti hastalıklarını önlemeye yardımcı olur hem de erken teşhisle hayat kurtarabilir. Ağız içindeki şüpheli değişiklikler ihmal edilmemeli ve bir uzman görüşü alınmalıdır.” uyarısını yaptı.
Ağız ve diş sağlığının genel vücut sağlığıyla doğrudan bağlantılı olduğunu hatırlatan Aydoğmuş, düzenli kontrollerin ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının ağız hastalıklarının önüne geçmek için en etkili yöntemler olduğunu vurguladı.
