Hemen hemen her ülkenin tarihinde yüz kızartıcı olaylar muhakkak olmuştur..
Bizim öve öve bitiremediğimiz, destanlarla dolu tarihimizde de, unutulmayacak, sadece yüz kızartan değil, ruhları öldüren, hafızaları alt üst eden, insanlığa büyük darbe vuran olaylarımız olmuştur.. Bunlardan biri de, 1955 yılında meydana gelen 6-7 Eylül olayıdır..
İsterseniz bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim, çünkü bu konu öyle bir unutturuldu ki sanki hiç yaşanmamış gibi..
5 Eylül 1955 yılında Devlet Radyosundan Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin bombalandığı haberi yayını yapılır, tabi ki gerçekte olmayan bir haber. Dönemin Ekspres gazetesi de bunu başlık olarak yayınlar. Sonrasında yüz binlerce insan ellerinde baltalar, testereler, sopalar soluğu Beyoğlu’nda alırlar, oradan tüm İstanbul’a yayılır olaylar.
Rum ve ermeni vatandaşların sahip olduğu dükkanlar, iş hanları yerle bir edilir, kiliseler yakılır, yıkılır, talanlar, yağmalar, meydana gelir.. Toplamda 4 bin 214 ev, bin iş yeri, 73 kilise, bir sinegog, iki manastır, 26 okul, fabrika, otel gibi 5 bin tesis saldırıların hedefi olur. Birçok Ermeni ve Rum kadına tecavüz edilmiştir. Resmi kayıtlara göre 300’den fazla insan yaralanmış, 11 kişi de ölmüştür..
Bazı kaynaklara göre olaylar devlet tarafından örgütlendiği de söylenir çünkü sokağa çıkan halkın elinde listeler olduğu ve belli yerlere saldırdıkları söylenir. Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, dönemin başbakanı ise Adnan Menderes’tir.. Bu olayı yeni nesilden kimseler bilmez, bilen eskilerde bundan pek bahsetmezler çünkü gerçekten utanç verici bir olay.. Oysa tarihimizle yüzleşmeliyiz, özür dilememiz gerekiyorsa özür dilemeliyiz çünkü ortada ciddi bir insanlık suçu var.. O gün orda sadece bir vahşet değil aynı zamanda bir medeniyet İstanbul’dan yok edildi. Kendi işlerinin ustası binlerce Ermeni, Ruh esnaf sonrasında çekip gittiler. Yani ticari bir zenginliği kendi elimizle yok ettik..
Hep vurguluyorum yine tekrarlıyorum..
Ne olursanız olun, kim olursanız olun ama önce insan olun. İnsan olunmadıktan sonra hangi ırktan, din’den, dil’den, millet’ten olduğunuzun inanın hiç bir anlamı ve önemi yoktur..
