Yaşadığımız yangın sürecinde; söylenen sözler, yapılan yorumlar gösteriyor ki, ön yargı içimize işlemiş durumda.
Bilgi ve belge eksikliği yada kolaycılık kimi zaman yanlış yorumlar yapmamıza neden olmakta. Sosyal medya paylaşımlarımız dahi, bir başkalarının görüşü üzerine. Belki de kendi fikrimizi oluşturamadığımız için.
Gerçekleri ortaya koymak için, doğruya giden yolu bulmak gerekir.
Dikkat edilmesi gereken ise, kamu gücünü elinde bulunduranların toplumla paylaştığı yorum ve iddialar gerçekten uzak olmamalıdır.
“Oynamasını bilmeyen gelin, yerim dar demiş, yerini genişletmişler yenim dar demiş.”
Kıssası, işi bilmek gerektiğidir.
“Yaşanılan her şey olumsuz” çığırtkanlığından önce, kamu gücünü elinde bulunduranlar gereken önlemleri almakla sorumludur. Her felakette bahaneler öne sürerek süreç doğru yönetilmiyorsa, bu işin ehli olmadığın anlamına gelmektedir.
Belediye Başkanı Ahmet Aras, kamuoyuna yaptığı tüm açıklamalarını gözden geçirmeli, toplumu yanlış bilgilendirmemeli ve kutuplaştırmamalıdır.
Birkaç gün önce yaptığı bir paylaşımda, “Pandemi nedeniyle sabit kent nüfusumuzun beş katına çıktı.” demektedir.
İddia edilen; nüfus artışı artışın ötesinde tamamen yanlış bilgiye dayalı bir varsayımdır, bu varsayımın hiçbir dayanağı yoktur.
180 bin olan nüfus, beş katına çıkmış olsa 900 bin kişi demektir. Bodrum’da tüm konutlar, oteller ve tekneler dolsa dahi, bu nüfusa ulaşmak olası değildir.
Kent insanı yanıltılmamalıdır.
Kentte yaşayanlar başta olmak üzere, Bodrum’la ticari yada sosyal ilişkisi olan kimse yanıltılmamalıdır. 900 bin nüfusun barınabilmesi için kendi yaptıkları hesaba göre; 300 bin konut gereklidir ki Bodrum’da yine kendi ifadesine göre, 170 bin konut vardır.
Katı atık için alınan paranın hesabı, yaklaşık 140 bin konut üzerinden yapıldığı bilinmektedir. 30 bin fazla konut nereden çıkmıştır bilinmez. Belki de son verilen ruhsatları ve yapılan konutları hesaba mı kattı dersiniz.
Yaşanan su sıkıntısının nedeni; Ahmet Aras’ın beyan ettiği gibi kuraklıkla mı ilgilidir, yoksa kayıp kaçakla mı ilgilidir bu veriler incelenerek sorun tespiti yapılmalıdır. “Su kesildi, kuraklık var ondan.” Demek, sadece sorunu ötelemek ve insanları yanıltmak demektir.
Tamam biz arabalarımızı yıkamayalım, o zaman sizde, kaçak olarak yaptığınız ve kiraya verdiğiniz oto yıkama yerini kapatınız Sayın Aras.
Bodrum’da ne sorun olursa olsun dışarıdan son dönemde gelip Bodrum’a yerleşenler suçlanmakta ve toplum kutuplaştırılmaktadır. Bodrum koruyuculuğu üstlenen Ahmet Aras, kendini has Bodrumlu ilan ederek, kendinden başka herkesin Bodrum’a zarar verdiğini ima eder gibidir.
Paylaşımlar, kamuoyu açıklamaları dedim ya dayanaklı olmalıdır.
“Bodrum trafik sorununun çözümü için gerekli dosyaları hazırladık, yetkili makamlara ilettik.” demekte yine dayanaksız ifadelerde bulunmaktır.
Görüntüde, İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisadi İşletmesiyle yaptığı anlaşma, sadece trafik sorunun tespiti üzerine olmuş ve bunun bedeli 365 bin Türk lirasıdır. Bodrum’da bunu ücretsiz yapacak insanlar varken Bodrum’un kaynağı çarçur edilmiştir.
Teslim ettik dediği belgeyi kamuoyuyla paylaşsın Ahmet Aras, biz de görelim trafik sorunu neden kaynaklanıyor.
Yapılan anlaşma Temmuz ayında, teslim süresi 5 aydır. Gerçekten bu rapor ilgililere verildiyse, boyacı küpü misali olmuştur.
Seçim dönemi 12 ay turizmden bahsedenler, kalabalık görünce telaşa düşmüşler ki, Bodrum bu kalabalıktan daha büyüğünü geçmişte yaşamıştır.
Turizmi 12 aya çıkarma hayaliniz nedendir peki?
Ticaret ve Esnaf Odaları ortak basın açıklamasında; “Yangın bitti, gelin.” diye seslenmekte, peki gelsinler mi gelmesinler mi?
Bir gelin, iki gelmeyin mehter takımına çevirdiniz turizmi,
İki satırla yazdıklarım aslında araştırma konusudur, ne yazık ki ilgili ve yetkililerin elinde hiçbir veri bulunmamaktadır.
Hatalar, yanlışlar sadece yazdıklarımdan ibaret değil, yangın süresinde ara verdiğim yerden devam edeceğim.
Dün Ahmet Aras’ın yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti
“Ara Güler’in doğum gününü, 1960’lı yıllarda çektiği bir Bodrum fotoğrafı eşliğinde kutluyoruz.
Fotoğraftaki Aya Nikola Kilisesi, 1780 veya 1873 yılında Aziz Nikola’ya adanarak inşa edilmiş ve Pamukkale Üniversitesi’nin çürük raporu vermesi sonucunda kontrollü bir şekilde yıkılmış olan, Rum Ortodoks kilisesidir.”
Kopyala yapıştır, uzunsa kısalt yanlışıdır bu. Kilise yıkıldığında Pamukkale Üniversitesi yoktu. Varsayılan yıkım tarihi 1965 ve belediye tarafından bir bakanlığa satılan kilise depo, sinema , Halk Eğitim Merkezi derken, Tarihi yerlerin ortaya çıkarılması çalışmaları ile zamanın belediye başkanı Mehmet Kocadon tarafından, kilise kalıntılarının ortaya çıkarılması için yıkımı gerçekleşmiştir.
Bu işin kıssası “iş bilenin, kılıç kuşananın” olmalıdır
Vesselam…
