Ancak, Kılıçdaroğlu’nun ilk kez gündeme getirdikleri bununla sınırlı değil. Biz Kılıçdaroğlu’nun iktidarın bir boyutuyla uygulamaya çalıştığı vaatlerini düşünürken başdanışman Tuncay Özkan aradı. Aklımızdakileri sıralayınca, “Taşeron işçilere kadro konusunu da unutma” diye anımsattı. Şimdi sırayla gidelim. Önce asgari ücret… Asgari ücreti büyük oranda yükselteceklerini ilk olarak 2015 seçimlerinde gündeme getirmiş Kılıçdaroğlu. Bu vaadin ardından iktidar, daha önce olmayan bir oranda asgari ücreti yükseltmek zorunda kalmış. Ancak günümüzde, hükümetin uyguladığı asgari ücret ile CHP’li belediyelerde uygulanan asgari ücret arasında ciddi farklar var. Örnek mi? Çankaya Belediyesi’nde 4 bin 100 TL’nin altında maaş alan çalışan yok.
Sonra emekliye ikramiye konusu. Bunu da 24 Mart 2015’te gündeme getirmiş CHP ve lideri. Her emekliye Şeker ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye vaadinde bulunulmuş. Hükümet bunu da sahiplenmiş. Ancak ikramiyeler bir maaş olmamış ve en fazla 1000’er TL olarak uygulanmış. Bir de kamuda taşeron işçi olarak istihdam edilenlerin kadroya alınması. Kılıçdaroğlu, bu vaadinin 2011 seçim beyannamesine konulmasını sağlamış. “Kamuda asli görevlilerin yapması gereken birçok işi yapmalarına karşın taşeron işçilerin ‘üvey evlat’ uygulamasına tabi tutulmalarını asla kabul etmeyeceklerini” söyleyen Kılıçdaroğlu, bu vaadinin de iktidar tarafından yapılmasını sağlamış. Ancak, işçilerin kadroya alınması sırasında partizanlık yapıldığı iddiaları da kamuoyunda uzunca süre tartışıldı. Bunlar, tatmin edici düzeyde olmasa da Kılıçdaroğlu’nun muhalefetiyle iktidara yaptırdıkları.
Ayrıca bir de CHP ve Kılıçdaroğlu’nun engelledikleri var. Örneğin Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKEK) özelleştirilmesi girişimi. Muhalefetin gösterdiği tepki üzerine kurum, kamuya bağlı bir şirket haline getirildi. Ancak çalışanların aleyhine gelişmeler fazla kamuoyuna yansımıyor. Hafta içi arayan bir çalışan, kendisine “Maaşının yüzde 10 düşürülmesi, çalışma saatlerinin yüzde 10 artırılmasının önerildiğini”, kabul etmeyince de “havuz memuruna dönüştüğünü, kendisine uygun kurum aradığını” dile getirdi. Duyumlarımız, kurum personelinin bir şekilde eritileceği ve yeni kadrolaşmaya gidileceği yönünde. Umarız doğru çıkmaz.
Kılıçdaroğlu’nun yılmadan, vazgeçmeden gündemde tuttuğu ve iktidarı zorladığı önemli konulardan birisi de Tank Palet Fabrikası. Bu konudaki çıkışları, sağ seçmen tabanında dahi karşılık bulunca iktidar, sendikalarla görüşmek zorunda kaldı. Çalışanların hakları tatmin edici düzeyde olmasa da korunmaya çalışıldı, her şeyden önemlisi ülkeyi yönetenler kamuoyuna hesap vermek zorunda kaldı. Ancak Tank Palet’te halen ulusal çıkarları düşünenlerin anlayışı yerleşebilmiş değil.
