DOLAR
34,7514
EURO
36,4589
ALTIN
2.947,92
BIST
9.681,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Yağmurlu
10°C
Muğla
10°C
Yağmurlu
Salı Az Bulutlu
13°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Yağmurlu
12°C
Cuma Hafif Yağmurlu
12°C

Uzmanı uyardı: ‘Erken tanı için düzenli jinekolojik kontrol şart’

Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazife Kartal Kara, yumurtalık kanserinin kendine özgü bir belirtisi olmadığından çoğu zaman geç teşhis konulduğuna dikkat çekerek, düzenli jinekolojik kontroller ile bu hastalıkların erken tanı ve tedavisinin mümkün olduğu bilgisini verdi.

Uzmanı uyardı: ‘Erken tanı için düzenli jinekolojik kontrol şart’
A+
A-
Aktur tatil sitesi

Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazife Kartal Kara, yumurtalık dokusunda bulunan hücrelerin anormal büyüme ve çoğalmaları sonucu ortaya çıkan tümörlere yumurtalık ya da over kisti denilirken, bu kanserin görülme sıklığının yaşla birlikte arttığını söyledi.

Yumurtalıklarda birden çok işlev ve yapıda hücre çeşidi bulunduğunu ve yumurtalık fonksiyonunun yaşa bağlı değişiklikler gösterdiğini belirten Dr. Kara, “Yumurtalık kanserinde, yumurtalığın ana yapısını oluşturan epitelyum hücrelerinde ya da embriyonik döneme ait hücrelerde tümör oluşabilir. Yumurtalık kanseri sıklıkla, epitelyum hücrelerden kaynaklanan tümörlerle ortaya çıkar” dedi.

Kanser ihtimalinin yaşla birlikte arttığına, menopoz sonrası yumurtalık kanseri teşhisi konan kadınların önemli bir kısmında epitel dokuda oluşan tümörler görüldüğüne dikkat çeken Kara, menopoz doğurganlık döneminin bitişi anlamına gelse de, yumurtalıkların çalışmaya devam ettiğini, dolayısıyla menopoz sırasında ve sonrasında da düzenli olarak hekim kontrolünden geçmenin sağlıklı yumurtalıklar için çok önemli olduğunu vurguladı.

Öte yandan, çocuklukta ve doğurganlığın hala devam ettiği dönemde embriyonik döneme ait tümörlerle karşılaşılma ihtimalinin daha yüksek olduğundan da bahsetti.

“GENETİK YATKINLIK ETKİLİ OLUYOR”

Yumurtalık kanseri için en önemli ve tutarlı risk faktörünün genetik yatkınlık olduğunu belirten Dr. Kara, “BRCA 1-2 mutasyonu, HNPCC veya Lynch sendromu durumlarında yatkınlık artmaktadır. Bu durumlarda bağırsak, yumurtalık, endometrium, meme, mide kanserleri gelişebilir. Kalıtımsal kanserlerin en önemli özelliği daha erken yaşta ortaya çıkmaları ve meme-yumurtalık kanserinin beraber gelişebilmesidir” dedi.

Aile öyküsüne göre bu mutasyonlarla ilgili genetik testlerin yapılabileceğine değinen Dr. Kara ayrıca ileri yaş, uzun süreli progesteronla karşılanmamış östrojen tedavisi almak, hiç doğum yapmamış olmak, sigara içmek ve obezitenin de risk faktörleri arasında olduğunu, doğum kontrol haplarının ise endometrium ve over kanserine karşı koruyucu olduğunu söyledi.

“HER KİST KANSER ANLAMINA GELMİYOR”

Yumurtalıklardaki her kistin, yumurtalık kanseri anlamına gelmediğinin altını çizen Kara, bu kistlerin kötü huylu olup olmadığının hekimin muayenesi ve yapılacak tetkikler ile anlaşılabileceğini dile getirdi. Kara ayrıca kanser yapıcı olmayan birçok zararsız kistin izlenmesi, bırakılması ya da alınmasının hekimin değerlendirmesine bağlı olduğunu önemle belirtti.

Yumurtalık kanserinin spesifik bir belirtisi olmadığından çoğu zaman geç tanı aldığına dikkat çeken Dr. Kara, sık görülen yakınmaları şu şekilde sıraladı:

Karında şişkinlik hissi, gaz ve sindirim sorunları, mide bulantısı; kasıklarda şişkinlik ya da ağrı, bel ağrısı, ilişki sırasında ağrı, halsizlik, yorgun hissetme, tuvalet alışkanlıklarında yaşanan değişiklikler. Uzun süreli kabızlık ya da sık idrara çıkma. İştahsızlık, açlığa rağmen tokluk hissi. Periyodik kanamalardan farklı olarak vajinal kanama yaşanması. Hormon düzensizliklerine bağlı adet günlerinde sarkma, tüylenme ya da saç dökülmeleri, planlanmamış kilo kaybı.

Yumurtalık kanseri için özel bir tarama testi olmadığını ifade eden Dr. Kara, yıllık yapılan ultrasonografide (USG) yumurtalıkların değerlendirildiğinde şüpheli kitlelerin varlığında (özellikle menopoz döneminden sonra görülen kitlelerde ve daha erken yaşlarda USG görüntüsü şüpheli olan kitlelerde) kan tahlili ile tümör belirteçlerine bakıldığını ve gerektiğinde ileri görüntüleme teknikleri ile tanıya gidilmeye çalışıldığını da söyledi.

“TANI İÇİN AMELİYAT VE PATOLOJİ GEREKİR”

Tanının ameliyat ve patolojik inceleme ile konulabildiğini belirten Dr. Kara, “Hastalığın erken dönemlerinde tümör çıkarılması ile birlikte evreleme cerrahisi yapılarak hastalığın yaygınlığı tespit edilir. İleri durumdaki hastalarda ise karın boşluğundaki tüm tümöral yapılar ve gerek görülürse diğer organlara yayılmış olan tümöral yapılar da çıkarılarak geniş bir operasyon gerçekleştirilir. Ameliyat sonrası çok erken dönemde yakalanan hastalar haricinde çoğunlukla kemoterapi uygulanır. Hastalar sık aralıklarla takip edilir. Nüks durumuna göre ameliyatların tekrarlanması gerekebilir. Erken yaşlarda görülen yumurtalık kanserlerinde mümkün olduğunca fertilite (doğurganlık) koruyucu cerrahi yaklaşımlar uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.

Kara, düzenli jinekolojik kontroller ile bu hastalıkların erken tanı ve tedavisinin mümkün olduğunu da sözlerine ekledi.

Aktur tatil sitesi