DOLAR
40,0009
EURO
46,9917
ALTIN
4.290,34
BIST
10.107,68
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Açık
35°C
Muğla
35°C
Açık
Pazartesi Açık
35°C
Salı Parçalı Bulutlu
37°C
Çarşamba Açık
36°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
35°C

Vücudunuz paslanmasın

Hızlı yaşlanmanın gizli nedenlerinden biri olan oksidatif stresin hücrelere hasar verip, vücudu adeta paslandırdığını belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, bu sorunla başa çıkma yollarına dikkat çekti.

Vücudunuz paslanmasın
04.05.2025
A+
A-
Aktur tatil sitesi

Oksidatif stres, normal stresten farklı bir durum… Vücudun normal metabolik faaliyetleri sırasında ürettiği ya da dışarıdan aldığı ‘serbest radikal’ olarak bilinen zararlı kimyasalların hücreler üzerinde oluşturduğu hasar olarak tanımlanabilir.

‘’Vücudumuzda fazla miktarda serbest radikal oluştuğunda, daha erken yaşlanırız. Bu durumu, demirin paslanmasına benzetebiliriz. Demir nasıl oksijenle temas ettiğinde paslanıyorsa, vücudumuz da serbest radikallerin etkisiyle oluşan oksidatif stresle paslanıp, yaşlanır’’ diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, bu sorunla başa çıkma yollarını şöyle açıkladı:

Vücudunuz paslanmasın

Prof. Dr. Derya Uludüz

Oksidatif stres nasıl oluşur?

Serbest radikaller, gün içinde maruz kalınan çevre kirliliği, bazı besinler, ilaçlar, sigara dumanı ve radyasyonla vücutta birikir.

Bu kimyasalların hücrelere zarar vermesi de oksidatif strese neden olur. Vücudumuzda fazla miktarda serbest radikal olduğunda, bu durum hücrelerimizin daha hızlı eskimesine yani erken yaşlanmaya yol açar. Bu durumu, demirin paslanmasına benzetebiliriz; demir nasıl oksijenle temas ettiğinde paslanıyorsa, vücudumuz da serbest radikallerin etkisiyle paslanmaya başlar.

Bu paslanma süreci de, cildimizde kırışıklıklara, organlarımızda işlev bozukluklarına ve genel olarak sağlığımızın bozulmasına yol açar.

Vücudunuz paslanmasın

Vücut tarafından üretilen antioksidanlar

Vücudu erken yaşlanmaktan korumak için antioksidanlar önemlidir. Bazıları vücut tarafından üretilir. Ancak yaşla birlikte azaldığından besinlerle yerine konmalıdır:

Glutatyon: Vücudun ana antioksidanıdır ve hücresel düzeyde serbest radikallerle savaşır. Glutatyon, hücrelerin enerji üretim merkezleri olan mitokondrileri koruyarak enerji metabolizmasını destekler. Ispanak, avokado, kuşkonmaz yüksek glutatyon içerir. C vitamini bakımından zengin turunçgiller vücutta glutatyon üretimini destekler. Ceviz, badem, kabak çekirdeği de glutatyon seviyelerini artırır.

Süperoksit Dismutaz (SOD): Süperoksit radikallerini hidrojen peroksite dönüştüren bu enzim, oksidatif stresin ilk savunma hattıdır. Doğal kaynakları lahana, bezelye, brokoli ve ıspanaktır.

Katalaz: Hidrojen peroksidi suya ve oksijene ayrıştırarak hücreleri oksidatif hasardan korur. Tatlı patates, havuç, kırmızı biber, mantar, soğan, sarımsak, brokoli, lahana, karnabahar gibi yiyeceklerde bulunur.

Koenzim Q10: Enerji üretiminde önemli rol oynar ve mitokondrilerde serbest radikalleri nötralize eder. Kırmızı et, tavuk, balık ve yumurta gibi hayvansal protein kaynaklarında yüksek miktarda bulunur.

Vücudunuz paslanmasın

Nasıl önlenebilir?

Oksidatif stresi kontrol altına almak için yaşam tarzı ve diyet değişikliği şarttır…

Sağlıklı beslenin: Araştırmalar antioksidan kapasitesi yüksek besinlerin, hücreleri yaşlandıran serbest radikalleri emme kapasitesinin yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla düzenli olarak tüketildiklerinde oksidatif stresi azaltan meyve ve sebzeler şöyle sıralanabilir:

Vücudunuz paslanmasın

C vitamini: Suda çözünen bir antioksidandır ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını destekler. Portakal, limon, greyfurt gibi narenciyelerde, çilekte, kuşburnunda, kivide ve brokolide bol miktarda bulunur.

E vitamini: Yağda çözünen bir antioksidandır ve hücre zarlarını korur. Kuruyemişler, tohumlar ve yeşil yapraklı sebzeler en iyi kaynaklardır.

Selenyum: Glutatyon peroksidaz enzimlerinin bileşenidir ve oksidatif hasara karşı koruma sağlar. Deniz ürünleri, et ve tahıllarda bulunur.

Egzersiz yapın: Düzenli fiziksel aktivite, vücudun antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Egzersiz sırasında oluşan geçici oksidatif stres, vücudun adaptasyon kapasitesini artırarak uzun vadede oksidatif stresle daha iyi başa çıkmasını sağlar.

Vücudunuz paslanmasın

Zararlı alışkanlıklardan uzak durmak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, vücutta serbest radikal üretimini artırarak oksidatif stresi tetikler. Bu nedenle, bu tür alışkanlıklardan kesinlikle uzak durulmalıdır.

Susamadan su için: Gün içinde susama hissini beklemeden 2 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Serbest radikaler lenf yoluyla atılır. Lenfler de suyla çalıştığı bol su içmek bu açıdan da çok önemlidir.

Vücudunuz paslanmasın

Stresinizi yönetin: Kronik stres, oksidatif stres seviyelerini artırabilir. Stres yönetimi teknikleri, oksidatif stresin etkilerini azaltmada önemli rol oynar. Derin nefes alma egzersizleri ve doğada zaman geçirmek gibi aktiviteler, stresi azaltmaya yardımcı olabilir.