Yeni bir araştırma, “kalıcı kimyasallar” olarak bilinen PFAS (perfloroalkil ve polifloroalkil maddeler) grubunun genç yetişkinlerde bağırsak mikrobiyomunu olumsuz etkileyerek böbrek fonksiyonlarını bozabileceğini ortaya koydu. Çevrede ve insan vücudunda uzun süre kalan bu kimyasalların olumsuz sağlık etkileri olduğu uzun süredir bilinse de, bu yeni çalışma, böbrek hastalıkları ile bağırsak sağlığı arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.
Günlük hayatta yaygın olarak kullanılan PFAS, mobilya, gıda ambalajları ve pişirme araçları gibi birçok üründe bulunuyor. Ancak bu kimyasallar, yalnızca ürünlerde değil, musluk suyunda bile tespit edilebiliyor. İnsan vücudunda birikmesi ve yok olmalarının yıllar alması nedeniyle PFAS maddeleri, “forever chemicals” (kalıcı kimyasallar) olarak adlandırılıyor.
Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Hailey Hampson, neredeyse herkesin kanında PFAS bulunduğunu ve bu kimyasalların birçok sağlık sorunu ile ilişkilendirildiğini belirtti. Ancak PFAS’ın vücuttan nasıl atılabileceği hakkında hâlâ bir yöntem bulunamıyor. Hampson, bu nedenle bu kimyasallardan korunma yolları üzerine daha fazla çalışılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Euronews’te yer alan habere göre; araştırma, çoğunluğu Hispanik kökenli 17-22 yaş aralığındaki genç yetişkinlerden oluşan bir grup üzerinde yapıldı. Katılımcılardan alınan kan ve dışkı örnekleri ile PFAS seviyeleri, bağırsak mikrobiyom yapısı ve metabolitler analiz edildi. Dört yıl sonra yapılan değerlendirmede, yüksek PFAS maruziyeti olan bireylerde böbrek fonksiyonlarının ciddi oranda kötüleştiği gözlemlendi.
Araştırma bulguları, yüksek PFAS maruziyetinin bağırsak mikrobiyomunda anti-inflamatuar bakterilerde azalma ve inflamatuvar metabolitlerde artışa neden olduğunu gösterdi. Bu değişimlerin böbrek hasarına katkıda bulunabileceği düşünülüyor.
Örneklem büyüklüğünün küçük olması gibi sınırlamalarına rağmen, bu çalışma PFAS kaynaklı böbrek hasarına karşı korunma yolları konusunda yeni bir bakış açısı sağlıyor. Araştırmanın kıdemli yazarı Dr. Jesse Goodrich, bulguların politika yapıcılara bu kimyasallara karşı önlemler geliştirme konusunda bilgi sağlayabileceğini belirtti.