Omicron varyantının hızla yayılmasıyla ülkede vaka sayıları rekor kırdı. Günlük vaka sayısı, önceki gün salgının başından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşarak 66 bin 467 olarak açıklandı. Böylece 27 Aralık’tan bu yana vaka sayıları yüzde 155 artış gösterdi. Bu sayının çok kısa sürede 100 bine dayanabileceği uyarısı yapan uzmanlar yeni önlemlerin açıklanmasını beklerken, hükümetin açıkladığı tek karar karantina süresinin düşürülmesi oldu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki akşam Bilim Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, pozitif vakaların karantina süresinin 7 güne düşürüldüğünü duyurdu:
“Karantina sürelerinin mevcut koşullar dikkate alındığında yeniden düzenlenmesinin uygun olacağına karar verilmiştir. Pozitif vakaların karantina süresi 7 gün olarak belirlenmiştir. 7’nci günden sonra hafif ya da semptom göstermeyen kişiler için karantina süresi sona erer. Pozitif vakalar 5’inci gün test yaptırmaları durumunda ve test sonucu negatife dönmüşse karantina süresi sona erer. Temaslı kişiler son 3 ay içinde hatırlatma dozu aşısını olmuş ya da hastalığı geçirmiş ise karantinaya alınmaz.”
Yalnızca Türkiye’de değil, bazı Avrupa ülkelerinde de Omicron fırtınasının ardından karantina süreleri kısaltıldı. Yunanistan, Avrupa’da enfekte insanlar için tüm zamanların en düşük seviyesi olan 5 günlük karantinaya geçtiğini duyuran ilk ülke oldu. İngiltere ise Noel’den hemen önce enfekte insanlar için 7 günlük izolasyon uygulamasına başladı. İspanya, İrlanda ve Fransa da izolasyon sürelerini 10 günden 7 güne indirdi. İtalya ise aşılı olan yakın temaslılar için karantinayı rafa kaldırdı.
Peki, Omicron varyantı nedeniyle Türkiye’de ve dünyada vaka sayıları rekor üstüne rekor kırarken karantina süreleri neden azaltılıyor? Uzmanlara göre bu kararın gerekçesi tıbbi değil ekonomik. Hekimler, çok hızlı bulaşan varyant nedeniyle işgücü sıkıntısı yaşanmaması için bu uygulamaya gidildiğini söylüyor.
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “İzolasyon süresinin 7 güne indirilmesinin (Bazı ülkelerde test kontrollü 5 gün, bazı ülkelerde test kontrolsüz 5 gün, bazı ülkelerde 7, bazı ülkelerde 10 gün) nedeni, bu süre sonunda bulaş riskinin ortadan kalkması değil, biraz bulaş riskini göze alıp işlerin yürümesini sağlamaktır” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör de aynı görüşte. BirGün’e konuşan Ergör, “14 günlük karantina işgücü açısından ciddi kayıp yaratıyor. Karantinanın 7 güne düşürülmesinin en temel sebeplerinden biri aslında bu” ifadelerini kullandı.
14 günlük karantina süresinin uzun olduğunu belirten Ergör, “Ancak 5’inci günün sonunda hemen tekrar test istenmesi de uygun değil. Çünkü bu 5 günlük süre içerisinde bazen insanlar semptomları yeni göstermeye başlıyor ve taşıyıcı olabiliyor” diye konuştu.
Ergör, şöyle devam etti: “Salgında günlük vaka sayısı 70 bine dayanmışken alınan tek kararın karantina süresinin düşürülmesiyle ilgili olması şaşırtıcı. Alınan tek karar bu olmamalıydı. Bu kararın tıbbi gerekçelerle alınmadığını düşünüyorum.”
Son olarak vaka artışı nedeniyle hastane önlerinde oluşan PCR testi kuyruklarına dikkat çeken Prof. Dr. Ergör, “Bu test kuyruklarında bulaş riski artıyor. Bu yüzden hızla test merkezleri kurulmalı ve mahallelerde de test yapılmalı” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Reşat Sipahi, İzmir’de uzun süredir stabil seyreden vaka sayısının rekor seviyeye çıktığını belirtti. Sipahi, kentin beşinci piki yaşadığını ve Mart 2020’nin 10 katı vaka sayısına ulaştığını söyledi. Diyarbakır Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin ise kentteki vaka artışına dikkat çekerek, “Günlük vaka sayısında yüzde 100’e yakın artış ortaya çıktı” dedi. Samsun Valisi Zülkif Dağlı da kentteki vaka sayısında 10 günde yüzde 50 artış görüldüğünü duyurdu.
Kaynak: Birgün
