Ateş düştüğü yeri yaktı, canlar kayboldu, anılar gitti, sahipsiz bebekler kaldı. Biz hariç herkes suçlu oldu. Taşın altına elini koyanlar oldu, taşın altında el varken taşın üstüne çıkanlar oldu.
Ateş düştüğü yeri yaktı…
Acılar üzerinden umut tacirleri, acı üzerinden duygu sömürücüleri, acı üzerinden reklamlar, piarcılar, spekülatörler oldu.
Biz kaybederken, birileri hep kazançlı çıktı.
Üç beş müteahhit suçlu oldu, attık ceza evinde ruhumuz rahatladı. Bir ikide mühendis atarız, sonra arka kapıdan çıkarırız.
Ahkam kesenler oldu. Televizyon kanallarında boy gösterip, maç kritiği yapanlar gibi kritik yapanlar oldu. Binlerce insan göçük altında kalırken, birkaç insanımızın göçükten çıkışına sevinir olduk.
Devletin örgütlenme yapısıyla kaosa neden olmadan, toplanan yardımların düzenli bir şekilde, yerine ulaşması gerçekleşebilirdi.
Kağıt üzerinde her şeye sahibiz, uygulamada sınıfta kalıyoruz.
Deprem olunca neler yapılacağı konusunda sürekli tatbikatlar yapılıyor, göçük altında kalırsanız binanız göçerse ne yapmalısınız, kurtarma ekipleri, sağlıkçılar, itfaiye v.s.
Bunların hepsi yaşadığımız alandaki ekipler tarafından yapılıyor. Hiç hesap edilmiyor mu depremde bu işlerden sorumlu olanların göçük altında kalabileceği?
Deprem sonrasında bizlere destek sorumluluğu, başka illerde olmalı ve aslen tatbikatları da sorumlu oldukları iller de yapmalılar.
Belki de hayatlarında hiç gitmedikleri bir yere hayat kurtarmaya, kente sahip çıkmaya gidiyor sorumlular, gönüllüler.
Kaos ortadan kalkmalı…
Yapılaşmayla kendimize yaşam alanları kurarken, kurduğumuz yaşam bize mezar olmamalı.
Yapılaşma, imar, kaçak yapılar, kanunsuz yapı ruhsatları, imar barışı konularındaki yazılarıma bakarsanız, “kaçak yapı” diye yazdığım yerde dahi bazı aklı evveller, beni eleştirmiş binanın güzelliğinden bahsetmişler ve kaçak yapıyı yapanları hayırsever ilan ederek kanunsuzluğun üstünü örmek istemişlerdir.
Bunlar arasında resmi yetkililerde var.
Sağ olsun Belediye Başkanımız Ahmet Aras depreme yardım ve dayanışma amaçlı ilk koşanlardan. Edindiği tecrübelerle imar servisini, yapı kontrol servisini ve bunların yapı denetim firmalarının üzerinde denetleme yetkilerini gözden geçirir.
Diğer resmi kurumlarında, özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konularda bizzat denetleme sorumluluğu var. Büyükşehir Belediyesini de unutmamalı.
Bodrumda kaçak eğitim alanları, bunların lojmanları, kanunsuz yapı kayıt belgeleri, kafeteryalar, kısaca kitlesel olarak insanların bulunduğu alanlar başta olmak üzere, kaçak yapılar , ruhsata aykırı yapılar mahalle mahalle tespit edilmeli ve yıkılmalıdır.
Aksi halde gelecekteki cinayetlerin ortakları olacaklardır.
Mahalle muhtarından en tepedeki yetkiliye kadar, site yöneticisinden cumhuriyet savcılarına kadar, hepimiz sorumluyuz.
Bir şey olmaz deme, bir şey olduğunda olmaya bilirsin.
Başkanı takdir ettik,” yiğidi öldür hakkını yeme”. Lakin belediye ve belediye şirketi taşeronları yerine, meclis üyelerinden sağlığı ve zamanı elverenleri yanına alsaydı, daha çok taktir ederdik.
Aldığımız bilgilere göre deprem bölgesine giden belediye meclis üyemiz bulunmamakta.
Vesselam…