– Muğla’nın Fethiye ilçesinde görev yapan ve hobi olarak “çakıl sanatı” ile ilgilenen Oğuz Onay Çerçi:
– “Topladığım çakıl taşlarını sanat formuna dönüştürmek istedim. Bu ve benzeri çalışmalar başka ülkelerde de var. Ben de bunu kendime göre uyarlamaya karar verdim”
– “Aldığım grafik sanatı eğitimiyle taşların yanına ruhuna uygun yazılar yazdım”
MUĞLA (AA) – ALİ RIZA AKKIR – Muğla’nın Fethiye ilçesinde görsel sanatlar öğretmeni olarak görev yapan ve hobi olarak “çakıl sanatı” (pebble art) ile ilgilenen Oğuz Onay Çerçi, sahilden topladığı küçük taşları birleştirerek sanat eserleri ortaya çıkarıyor.
Yıllarca hobi olarak resim ve seramik gibi farklı sanat dallarıyla uğraşan Çerçi, 6 yıl önce Fethiye’ye tayin oldu. Hobilerini sürdürmek için atölye kuramayan Çerçi, sahilde gördüğü şekilli taşları toplamaya başladı.
Evinin mutfak masasında “çakıl sanatı” çalışmalarına başlayan Çerçi, çakıl taşlarını birleştirerek insan, ayak, hayvan, aile gibi kompozisyonlar oluşturdu. Çerçi, küçük panoya aktardığı eserlerine İngilizce ve Türkçe yazılar yazarak anlam kazandırdı.
Sanatını öğrencilerine de öğreten Çerçi, AA muhabirine, 29 yıllık öğretmenlik hayatı boyunca sanattan kopmadığını, değişik tekniklerde farklı çalışmalar ürettiğini söyledi.
Birçok sanat dalıyla ilgili maliyetlerin artmasıyla daha ucuz sanat dalları arayışına girdiğini anlatan Çerçi, “İçimdeki sanat aşkı boş durmama izin vermedi. Bir şeyler üretmek istedim. Doğada bulduğum çakıl taşları, maliyetsiz. Topladığım çakıl taşlarını sanat formuna dönüştürmek istedim. Bu ve benzeri çalışmalar başka ülkelerde de var. Ben de bunu kendime göre uyarlamaya karar verdim. Aldığım grafik sanatı eğitimiyle taşların yanına ruhuna uygun yazılar yazdım. Taşın dokusuna uygun yazı formları bularak küçük taşınabilir çerçevelere eser ortaya koydum.” diye konuştu.
Çerçi, eserlerin ortaya çıkmasıyla görenlerin beğenisini topladığını, kendisinin de gelen isteklerle sanatını geliştirdiğini dile getirdi.
– “Brezilya’dan Norveç’e, Kanada’dan Özbekistan’a kadar eserlerimi yolladık”
Özel siparişler de aldığını ifade eden Çerçi, şunları kaydetti:
“Dünyanın hemen hemen birçok ülkesine, Brezilya’dan Norveç’e, Kanada’dan Özbekistan’a kadar eserlerimi yolladık. İlgiden dolayı çok memnunum. Türkiye’de genellikle taşlar boyanıyor. Taşı boyadığımızda taşın ruhundan uzak kalındığını düşünüyorum. Ben var olan taşın doğal rengi ve biçimini kullanıyorum. Zaman zaman atölye çalışmalarında öğrencilerime de bunu öğretiyorum. Evin bir köşesinde bunun yapılabileceğini öğrencilerime de gösterdim.”
İnsanların, maliyetli olduğu ve karşılık bulmadığı düşüncesiyle sanattan uzak durduklarını dile getiren Çerçi, “Resim öğretmeni olup resim yapmayı bırakan arkadaşlarımız bile var. Bence resim sadece boya ve tuvalden ibaret değildir. Doğadaki atık malzemelerden sıfır maliyetli ya da çok düşük maliyetle eserler üretebileceğimizi gösteriyorum.” ifadelerini kullandı.
