Akbelen ormanlarını korumak için direnen Nejla Işık ve Ahmet Tatar’ın yargılanmasına başlandı.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de Akbelen ormanlarını korumak için 5 yıldır direnen muhtar Nejla Işık ile emekli astsubay ve çevre gönüllüsü Ahmet Tatar hakkında “Ormanı işgal ettiniz” denilerek 4. Milas Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya vatandaşlar ve basın mensupları alınmayınca kısa süreli gerginlik yaşandı.
İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Esra Işık “Yargılamanın halka ve basına açık şekilde gerçekleştirilmesi engelleniyor. Ağaçları keserlerken karşımıza asker ve polisleri dikenler, bugün de aynı şekilde karşımıza polisi dikiyor” diye konuştu.
“IŞIK VE TATAR’A DESTEK YAĞDI”
Milas adliyesinde görülen dava öncesinde Nejla Işık ve Ahmet Tatar’a destek vermek için Muğla ili ve ilçeleri ile Aydın, İzmir, Çanakkale ve Denizli’den çevre örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile İkizköy ev Akbelenliler adliye bahçesinde toplandı. Bodrum Çevre Platformu, TÜLOV, MUÇEP, Yeşil Sol Parti, CHP, Didim Çevre Bileşenleri, İasos Mahalle Meclisi
Çevreci ve köylülere CHP’li Belediye Başkanı Fevzi Topuz ve CHP’lii meclis üyeleride destek verdi.
Eylemciler Akbelen İçin Adalet, Ormanı İşgal Eden Köylü Değil Şirketlerdir, Bu Dava Hepimizin, Akbelen’e Dokunma yazılı dövizlerle adliye önüne geldi.
“MAHKEME KAPISINA POLİS KONULDU, VATANDAŞLAR VE BASIN DURUŞMAYA ALINMADI”
Durmaya Işık ve Tatar’ın avukatlarından İpek Sarıca, Pembe Saçar, Doğu Işık, Murat Obay, İsmail Hakkı Atal, Arif Ali Cangı katıldı. Duruşmaya basın mensupları ve vatandaşlar alınmayınca adliye koridorunda kısa süreli gerginlik yaşandı. Mahkeme kapısına polis konulduğu görüldü. İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Esra Işık “Yargılamanın halka ve basına açık şekilde gerçekleştirilmesi engelleniyor. Ağaçları keserlerken karşımıza asker ve polisleri dikenler, bugün de aynı şekilde karşımıza polisi dikiyor” diye konuştu.
İkizköy Çevre Komitesi üyesi ve İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık yaptığı açıklamada “Ormanları koruduğumuz için yargılanıyoruz, hakim karşısına çıktık5 senedir adalet dedik Akbelen için adalet dedik, Akbelen için köylerimiz için adalet aramaya devam edeceğiz bey yıldır ormanları korumak için bir adım geri adım atmadık atmayacağız, yaşasın onurlu mücadelemiz, yaşasın Akbelen diyoruz” ifadelerini kullandı.
“DAVANIN TÜRKİYE’DE ÖRNEĞİ YOK”
İkizköylülerin gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, ”Trajikomik bir dava. Artık söyleyecek kelime bulamıyorum. Çünkü bir tarafta orman kesilirken biz ormanı korumak için oradaki nöbet alanımızdaki çadır dört metrekare ‘ormana tecavüz etti’ diye dava açılıyor. Limak yan tarafta 760 dönüm ormanı kesiyor, bizim arkadaşlarımıza dört metre ormana tecavüz etti diye dava açılıyor. Kardeşim orman mı kaldı? Ormanı bırakmadınız! Biz ormanı sizden korumaya çalışıyoruz. Bu artık kelimelerle ifade edilemeyecek kadar absürt, komik ve Türkiye’de yargının ne hale geldiğini gösteren bir davadır.” dedi.
Atal şu ifadeleri kullandı:
-Türkiye’de yargı diye bir şey yoktur. AKP’nin hakimleri ve AKP’nin savcıları vardır. Tamamen göstermelik ve şekli bir yargılama yapmakta ve yukarıdan AKP Genel Merkezi’nden aldıkları talimatlarla halkın muhalefetini bastırmak ve korkutmak için böyle uyduruk davalar açmaktadırlar. Türkiye’de yok.-
-Türkiye’de ilk defa böyle bir dava Limak için Akbelen’de açıldı. Burada AKP Akbelen için özel bir savcı tayin etti. Davalar herhangi bir şekilde kendilerinin isteği dışına taşmasın diye. Akbelen’in özel savcısı daha açıyor AKP Genel Merkezi’nden aldığı talimatlarla ve Türkiye’de bir uyduruk, demokrasi ve hukuk tiyatrosu oynanıyor. Yani meclisteki siyasi partiler, meclisi boşaltmayarak AKP’ye siyasi meşruiyet kazandırıyorlar. İşbirlikçi Türkiye Barolar Birliği ve barolar da hukukun bittiğini telaffuz etmeyerek AKP’nin bu demokrasi ve hukuk tiyatrosu uyduruk mahkemelerine hizmet ediyorlar. Şu anda artık Türkiye’de halk muhalefeti… Halk muhalefeti sokaklara taşmak için hazır bekliyor. Öfkemiz taşıyor artık.”
“YASA DIŞI BİR OPERASYONDU”
Sanıklardan Ahmet Tatar, bölgede kolluk kuvvetlerinde şiddet uygulandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
-12 Eylül sabahı dramatik bir gündü. 12 Eylül ruhuna yani 12 Eylül 1980 ruhuna uygun bir operasyon yaptılar. Bir kişiye karşı yüzün üzerinde koman askeriyle beraber…
-Komando, jandarma bir de buna ilave olarak Milas Jandarma Güçleri, resmi kıyafetlerle operasyon yaptılar. Yasa dışı bir operasyon yaptılar. Şirketle iş birliği içerisinde bir operasyon yaptılar. Alandan bizi uzaklaştırarak alanı, kendileri işgal ettiler. Kullandıkları konteynerlerin üzerinde bir şeyi unutmuşlar.
-Şirketin YK Enerji’nin yani Limak ve İştaş’ın metal etiketlerini konteyner üzerinde sökmeyi unutmuşlar. Ve bu da operasyonun aslında günler önceden planlandığını ve o gün uygulamaya geçirildiğini gösteriyor. Orada çektiklerimiz acılar, dramatik sahneler artık o içimizde kalan şeyler. Ama asıl şahsımızda yargılanan bizler değiliz.
-Yargılanan Akbelen mücadelesi. Akbelen’i, ormanı, ağaçları, doğal yaşamı, yaşamsal tüm değerleri yok edenler, vahşice saldıranlar bugün ormanda ağaçlarını korumaya çalışanları yargılıyorlar. İşte dramatik olan budur.
Kaynak: Sözcü