Susuzluk CHP’yi Durdurmadı Çok Çalışıyorlar Başkanlar Soluğu Londra’da Aldı!
Dostlar, geçtiğimiz günlerde bildiğiniz gibi kamuoyunda “vergi yüzsüzleri” olarak bilinen, devlete vergi borcu ve cezası bulunan mükelleflerin isimleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklandı. Listede 36 bin 806 mükellef yer aldı. Bodrum Belediyesi 149 milyon 981 bin 436 TL borçla listenin 788’inci sırasında, personel şirketi ise 390’ıncı sırada yer aldı. Vergi yüzsüzlüğüne reddi miras mümkün mü? Aklımda ilk beliren soru bu oldu. Neyse şimdi sırası değil yazıya dönelim!
Yuvarlak hesap, 150 milyon TL! Bir saatlik konsere 5 milyon TL ödeyebilen, konser, festival vs. etkinliklere hız kesmeden devam edebilen bir belediye için bu para nedir ki? Belediye Başkanı tarafından yapılan bağış çağrısına gelen teklifleri kabul etseler bile rahat ödenir! Hatta 2025-2029 bütçesinde özel kalem giderleri için ayrılan bütçe ile bile ödenebilir görünüyor bu borç ama “vergi yüzsüzleri” listesinde yer alıp utanç tablosunda yer bulmanın önüne geçilemedi! Neden?
Bodrum Belediyesi 2016 Kasım ayı olağan meclis toplantısında, CHP’li meclis üyelerince kamu ve özel banka veya finans kurumlarından toplamda 40 milyon TL borçlanma yetkisi talebi ile ilgili madde tartışmalara neden olmuştu. Muhalefet sert çıkmış. Borçlanmanın önü açılırsa halimiz nice olur? Sorusuna yanıt açıklamalar yapılmıştı. Bodrum’da yaşayan gündemi takip edenler hatırlar.
Çok uzun zaman geçmedi.
O zaman dönemin Belediye Başkanı Mehmet Kocadon “Ülkemizde yaşanan terör olayları ve darbe girişimi turizm ve yan kollarıyla geçimini sağlayan ilçemiz esnaf ve işletmecisini ekonomik anlamda zor durumda bırakmış, dolayısı ile esnaf ve işletmecilerin Belediyemize olan borçlarını ödeyememesi Belediyemizin gelirlerini azaltmıştır. Belediyemiz gelirlerinin azalması da bazı hizmetlerin finansmanını zor duruma düşürmüş, bu nedenle, Belediyemizce yapılacak ödemelerin finansmanında kullanılmak üzere kredi alınmasına ihtiyaç duyulmuştur. 15 Temmuz’dan sonra bu çark dönmez oldu. Kimse kusura bakmasın, bu borcu biz yapmadık. Yarımadada kapanan 10 belediyenin kamuya olan borcunu kapatmak için istiyoruz. Borç ödemekten hareket edemiyoruz. Ben de böyle olmasını istemezdim. Esnafa ve halka yüklenmeye kalkışsak onlar da zor durumda. İşgaliye paralarını bile ödeyemiyor esnafımız “ diyerek kredinin gerekçesini bu ifadelerle anlatmıştı. Sonuçta 2019’da ulaştığım kaynaklara göre, 40 milyon TL ile Bodrum Belediyesi yine CHP’li olan yeni yönetime devredildi.
Şimdi borç ne kadar? Önce 1.8 Milyar TL denildi. Şimdi bazı mecralarda “2.3 Milyar TL borç ve gayrimenkullerin tamamı hacizde” deniyor. Daha önce Menteşe Belediyesi ile ilgili de yazdım, aynı mecradan yapılan farklı tutardaki açıklamalar kafa karıştırmakla kalmaz, güveni de azaltır! Ancak, bildiklerini okurken çevreye sağır kalmak tabiki yol yürüme seçenekleri arasında var.
Bodrum Belediyesi borçlarındaki, 2019- 2023 arasındaki bu akıl almaz artışı acaba hangi olaylara borçluyuz? Başkan Kocadon, kendi döneminin borçlarını, sebeplerini vakti zamanında açıklamış. Başkan Aras’tan bu konuda bir açıklama var mı? Bilmediğimiz bir alt yapı çalışması mı yapıldı? Susuzluğun önüne mi geçildi? Bozuk yollar mı düzeltildi? Turizm için marka, vizyon geliştirme çalışmaları mı gerçekleşti? Ne yapıldı? “Yalnızca bir dönem için yüzde 700 gider artışı yaşandı” diye yazıldı, çizildi Bodrum medyasında! Tekzip yok, itiraz yok! Bu artışı neye borçluyuz? Peşine düşen oldu mu?
Bakın bugün sadece Bodrum’un değil Muğla’nın turizm sektöründe yer alan isimler, “susuzluk böyle devam eder çözümü sağlanamazsa gelecek sezonda otellerimizi açamayız” uyarısı yapıyor. Sebebini ise yerli yabancı ayrımı yapmadan turistlerde oluşabilecek salgınlardan bahsederek anlatıyorlar. Marmaris’te durum çok farklı değil. Fethiye Körfezinin geldiği hal ortada. Durumu anlatan analiz raporlarının ulaşmadığı kurum, kişi kalmadı. İlgili ziyaretler, toplantılar basında da yer aldı. Sinsice, gizlice gelen bir tehlike değil bu. Senelerdir bağıra çağıra “ben buradayım, yaklaştım geliyorum” diyor!
Yerel yönetim ne yapıyor? Sadece dinliyor. Bildiklerini seçim arifesinde verdikleri demeçlerden okuyoruz. Ulusal medyada “körfez ölüyor” deniyor 2009’dan beri, ancak ne hikmetse sadece seçim arifelerinde duyarlı ve ilgili bir hale bürünüyoruz. Sonrası hep sonraya kalıyor yatırım planlarında.
Belediyeler ise İngiltere, Fransa, Yunanistan seyahatlerinde. Tek kişiyle başlayan geziler şimdilerde “haydi hep beraber” e döndü. Gelecek sezon çözüm üretemediğiniz susuzluk, otelleri açtırmaz hale getirirse , sıfır etkinlikle katıldığınız fuarların Muğla’ya ne faydası olacak? Bu kadar yüklü borç batağında olan belediye bütçeleri ile mi? Yoksa kendi maaşlarınız ile mi katılıyorsunuz yurt dışı faaliyetlerine? Eğer kamu bütçesi ise kullandığınız, bütçe giderlerini şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi gereği kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor musunuz? “Şu kadar giderimiz oldu, ancak bu kadar da kazanç sözü aldık” diye ortaya koyacağınız bir işbirliği anlaşması var mı? Neyi, neden ve ne şekilde yaptığınızı da metinlerinize yansıtır mısınız? Bizim, bu katıldığınız etkinlikteki ağırlığınızı yansıttığınız herhangi bir veriye ulaşamadığımızı da belirtmek isterim. Gönderdiğiniz görsel ve metin, ilkokuldaki gezi kolunu getirdi aklımıza, anlamıyorum biz mi çocukluğumuza özlem duymaya başladık? Yoksa sahiden o zamanları mı yaşatmak istediniz? Öze dönüşü beklediğimiz yerler var ne yalan söyleyeyim? Ama orası burası değil! Muğla’ya bekleriz.
29 Ekim konser faturalarından dem vurunca medya, 20 milyon TL iddiası ortada bahsi geçen para, “vay efendim Cumhuriyet için halk için, milli bayram için yaptık” diyorsunuz ya “Cumhurun yanında ne kadar varız?” başlıklı, mümkünse uluslararası katılımlı bir konferans düzenlerseniz, ayrıca çok seviniriz.
Bu arada Bodrum Belediyesi’ne yapılan makam aracı bağışını görünce Muttaş’a fazla mı yüklendiniz acaba kültür evi, insan taşıma araçları derken? Yok muydu Büyükşehir’e makam aracı bağışlayacak kimse? Bizde soru bitmez! Bilirim yanıtı da sizden asla ve kat’a gelmez!
Sözün özü Taptuk Emre’den “Yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan yoktur.”
Bizim oralarda “yola çıkmak” kadar “yoldan çıkmak” da sükut ile karşılanır.
Haydi selametle…