Tatilden dönen çocukların ‘okula dönüş sendromu’ yaşayabileceğini belirten Psikolog Tuğba Gökkaya, öğrenci ve velilere önerilerde bulundu.
Psikolog Tuğba Gökkaya, yarıyıl tatilinin ardından öğrenci ve velilere önerilerde bulundu.
Gökkaya, “Okullar açılıyor; tatil günleri, yerini sorumluluk çatısı altındaki günlere bırakıyor. Keyifli ve eğlenceli geçen bir tatilin ardından bazı çocuklar için okula dönmek zor olabiliyor. Çocuklar bu süreçte okula uyum ve adaptasyonda bir takım sorunlar yaşayabiliyor, yeniliklere karşı tepkili ve mesafeli yaklaşabiliyor. Bu dönem onlar için sosyal anlamda içene kapanma dönemi olabiliyor. Bu noktada çocuklarımızın ‘okula dönüş sendromu’ ile başa çıkabilmeleri için ebeveynlerimize bir takım işler düşüyor” diyerek önerilerini sıraladı.
‘PLANLAMA ÇOCUKLA BİRLİKTE YAPILMALI’
Gökkaya, “İlk olarak ebeveynlerin okula hazırlığı çocuklarıyla birlikte yapmaları, çocukların sürece daha rahat adapte olabilmeleri için büyük önem taşıyor. Tatilden okul dönemine geçişte süreç planlamasının çocukla birlikte yapılması, çocuğun akşam yatış sabah kalkış saatleri üzerinde kendisinin de fikrinin soruluyor olması hem belli sınırlar olduğunu bilmesi hem de aidiyet hissederek uyum sağlaması açısından değer taşıyor.
Ödevlerin yapılma zamanlarının planlanması, çocuğun kişilik özelliğine göre birlikte bir görsel hazırlanarak görülebilecek bir yere asılması da öğrencinin sorumluluğu olduğu fikrini aşılıyor. Özellikle okulun ilk günlerinde çocuğun geçirmiş olduğu güne dair sohbet ederek uyum sürecinin çocuğa sezdirilmeden takip edilmesi gerekiyor. Bu sürece hafta sonu planları da eklenerek çocuğa motivasyon sağlanması ve çocuğun bunu önceden biliyor olması sürecin işlevselliğini artırıcı rol oynuyor” diye konuştu.
‘ÇOCUKLAR KAYGILARINI VE KORKULARINI İFADE EDEBİLMELİ’
“Okula dönüş sendromu” ile başa çıkmada önemli bir noktanın da çocukların kaygılarını ve korkularını ifade edebilmesi olduğunu vurgulayan Gökkaya, “Çocuklarımızın okula ya da kendisine yüklenecek yeni sorumluluklara dair kaygılarını anlamaya çalışıyor olmamız önem taşıyor. Var olan kaygının giderilmesi, okula uyumu kolaylaştırıcı bir rol oynuyor. Ailenin, çocuğun ifade etmiş olduğu kaygı ya da korku durumunu okuldaki ilgili öğretmen ile paylaşıyor olması hem okul-aile iletişiminin güçlenmesine hem de ilgili öğretmenin kaygı durumunu saptayarak ortadan kaldırmasına zemin hazırlıyor.
Son olarak güzel bir tatilden sonra çocuğa tüm sorumlulukları bir anda yüklememek, gerekli sorumlulukları sistematik ve düzenli olarak işlevselleştirmek çocuğun sürece daha kolay uyum sağlamasına yardımcı oluyor. Adaptasyon sürecinde öğrenciye sürekli olarak ‘ders çalış’ hatırlatmasını yapmak yerine ‘Bugün okulda neler öğrendiğini merak ettim ve ben de öğrenmek isterim’ gibi ifadeler ile çocuğun oyun ve eğlence etrafında ilerleyen bir günlük tekrar yapması, süreci sorumluluk olmaktan çıkararak bir keyif aracı haline getirmeyi sağlıyor. Böylece sağlıklı bir okula dönüş sürecinin de yapı taşları sağlam atılmış oluyor” sözlerine yer verdi.