DOLAR
32,2960
EURO
34,7983
ALTIN
2.409,80
BIST
10.270,25
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Parçalı Bulutlu
24°C
Muğla
24°C
Parçalı Bulutlu
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C

SON VEDA

Ölüm kaçınılmaz bir sondur elbette, hepimiz bir gün bunun olacağını biliyoruz. Bir çok şeyden kaçış mümkündür ama iki şeyden kaçmak imkansızdır, ölüm ve kendimiz…

Ne tuhaf değil mi?

Kaçamadığımız iki şeyle en son yine başbaşa kalıyoruz, son veda da bile beraberiz.. Şans herkese göre farklı değerlendirilir. Kimi güzel maaşlı bir işi şans görür, kimi mutlu bir evliliği, kimi doğuştan zengin bir ailenin çocuğu olmayı ama bence en şanslı insan ölmeden veda etmeye fırsat bulandır..

Düşünsenize!

Olacaklardan habersiz sabah kalkıp, belkide bir daha hiç gülmeyecek yüzünüzü yıkıyorsunuz, evinizin veya eşyalarınızın taksitleri bitsin diye doğru dürüst kahvaltı bile yapmadan evden çıkıp işe gidiyorsunuz, sonra birkaç saniyede daha ödemesi bitmeyen eviniz de yerle bir oluyor eşyalarınız da. Sadece bu kadarı olsa neyse, en kötüsü de evden çıkarken son defa gördüklerinizi bir daha hiç göremeyeceksiniz.

Düşünmesi bile korkunç değil mi?

Keşke sadece düşüncede kalsaydı ama maalesef bunu yaşayanlar var..

Oysa son bir fırsatları olsaydı, belki özür dileyecektiler, belki sevdiklerini söyleyecektiler, belki son bakışlarını hafızalarına kaydedip uzun yıllar hatırlayacaktılar, belki, belki, belki……

Bütün belkiler de enkaz altında kaldı, sevdikleri gibi…. Hepimiz hayatı çok uzun, ölümü ise bize en son uğrayacakmış gibi sanıyoruz, üstelik etrafımızda her gün birileri öldüğü halde ama ısrarla öyle yaşamaya devam ediyoruz…

Mesela koca binalar bir anda yerle bir oluyor, biz bunu izliyoruz, görüyoruz ama hala ev almak koşturuyoruz, birikim yapmak için uğraşıyoruz. Yıllarca bir şeylerden kısıp biriktirdiğimiz, kötü günler için sakladığımız, altınlar, paralar ne kadar gereksiz oysa, yarına yatırım için bugünü eksik yaşıyoruz, sonra belkide o yarını görmeden ölüyoruz…..

Bankalar da duran, enkaz altında kalan paraların, altınların kime ne faydası var? Değiyor mu yani onlar için kırmaya, üzmeye, hayatı eksik yaşamaya?

Yahu alt tarafı arsız bir midemiz doyacak, doyduktan sonra zaten o da çoğunu kusacak, değer mi bunun için bu kadar aç gözlülük?

Hayat pahalı diye yakınıp duruyoruz haklıyız da, gerçekten de öyle çünkü ama insan hayatı çok ucuz işte, bir sakızdan, bir yumurtadan bile daha ucuz. Bir varmışız bir yokmuşuz aslında, belkide okumadığımız, dinlemediğimiz en acıklı masal biziz…