Değerli okurlar,
Bodrum Haber olarak yerelin güncelini imbikten geçirerek sizlere aktarmaya devam edeceğiz demiştik. İlk İmbik köşe yazısı sizler tarafından yoğun bir ilgiyle takip edildi, paylaşıldı. Sadece sosyal medyada değil, Whatsapps gruplarında bolca yapılan paylaşımlardan anlıyoruz ki İmbik daha şimdiden çok sevildi. İmbik’te, geçen hafta geçmiş günlerin birikimiyle düşen 9 damlayı yazmıştık. Yorum olarak yer verdiğimiz son damlayı saymıyoruz.
İmbik, Mustafa Gündoğ yazılarının geri bildirimlerinden ve Bodrum’un gündeminden süzdüklerini yazacak diye söylemiştik. Bu mesaj okuyucularımız tarafından doğru algılanmış olmalı ki sağ olsunlar, hayli geri bildirim aldık. Bunların bir kısmı yazıyla ilgili görüşler, bir kısmı ise işlememiz istedikleri yerel yönetimle ilgili konular. Bizi hayrete düşüren şikayetler ve bilgi paylaşımları var. Bu konuların ilk değerlendirmesini Mustafa Gündoğ doğruluklarını araştırdıktan sonra yapacaktır.
Gelelim bayramı nasıl geçirdiğimize. Daha önceki bayramlardan farklı olmayan bir bayram yaşandı. Önce işi olduğundan daha kaotik gösterip sonra nasıl da güzel yaptık imajı vermeye çalışılmasına aldanmayalım. Geçmişte ne kadar sıkışıklık, kalabalık ya da şikayet edilen şey varsa bu bayramda çok farklı değildi. Sağlıklı bir veri paylaşımı yapılmadığından, aslında böyle bir mekanizma kurulmuş olmadığından verilen her rakama, görece bir tahlilin sonucu demek mümkün.
Ne Konaklama sektörü, ne giren taşıt sayısı, havalimanı verileri, ya da deniz yoluyla yapılan girişler Bodrum’un ne kadar misafire ev sahipliği yaptığını açıklamaya yetmiyor. Ben deyim 3 okka siz deyin 5 okka gibi kabaca yapılan hesaba parmak saymayı da eklersek ne kadar bilimsellikle hareket edildiğini siz düşünün gari. Şu sıralar en güvenilen kıstas, toplanan çöp miktarı ve tüketilen su miktarı deniyor. Bu da tartışmaya açık bir konu.
İşin gerçeği veri olmadan, veriye sahip olmadan sorunlarla baş etmemiz kolay değil. Bayramları sosyal medya eğlencesi gibi karşılamaya ve uğurlamaya alıştık. Bodrumlular için bayram, geliyorlar kaçın gidiyorlar çıkın gibi bir şeye dönüştü.
İmbikten düşenler,
1-) Neyse ki bayram geçti belediye başkanı çıkar ortaya artık derken, basın mensupları çiçek eşliğinde Aras’ın bol hamasetle yazılmış mektubu ile irkilip kendilerine geldiler. Kurban Bayramı bitmişti ve sözde basın bayramı kutlanıyordu Ahmet Aras tarafından. Yazarımız konuyu enine boyuna işlediği için, bu mektupta üniversite sınavına hazırlanan öğrencileri gaza getirme psikolojisiyle yazılmış ve onları ne kadar iyi anladığını, onların yalnız olmadığını, isteseler bu ülkeyi yeniden yaratabilecekleri dolduruşunun ne kadar gereksizliği gibi detaylara girmiyoruz.
2-) Girmeyecektikte aslında, Ahmet Aras’ın bir de bayram yazısı kaleme aldığı haberini görünce, kaleme aldığı! Yazıyı okuduk. Ahmet Aras, yerel medya çalıştayı müjdesini, yerel basının dijital dönüşümü konulu bir tez çalışmasına heves duyarak kaleme almış. Oysa daha geçen hafta İmbik’ten düşen bir damla şu idi: …. adı sanı belli olmayan kanallar, canlı yayınlar ve medya yöneticileriyle! sonu belli olmayan bir koşturmaca içinde belediyenin asli işlerinden ve bu asli işlerle ilgili belediye başkan yardımcıları ve müdürleri ile tam zamanlı bir çalışma içinde olmadığı, belediye personelinin Aras’ın tutumundan rahatsız olduğu yalnızca bir dedikodu mu?
Aras’ın bu haftaki sürprizlerinden anladığımız, Belediye personeli işine gücüne bakmak için sahiden de başkanlarının asıl işini hatırlamasını beklemeleri dedikodu değilmiş.
3-) Aras umarız, basın mensuplarına gönderdiği mektubun içeriğini tekrar okur. Aras umarız, eğer bir yerel basın üzerine yüksek lisans yapma hazırlığında değil ise Kaleme aldı! diye servis edilen akademik heves ve tutarsızlıkla önüne konan yazıya bir daha bakar. Sonra yerel basın üzerinden ne amaçlıyorsa asli işinin bu olup olmadığını kendine bir sorar ki, sansürün kaldırılışının 113. Yılında basın bayramını kutlayayım derken örtülü bir sansürcü olup çıkmasın karşımıza.
4-) Geçen hafta İmbik’te, Aras’ın aceleyle üst üste temcit pilavı gibi aynı konular ve açıklamalarla dolu yaptığı basın toplantıları için ne bu panik demiştik. Bu hafta ise yerel basın üzerinden bir atak geliştirdi ve biz bunun arkasında ne var demekten kendimizi alamıyoruz.
5-) Yaşadığı paniğin nedeni için çoğunluğa sahip olmasına rağmen yönetme becerileri bağlamında eleştiri getirilen Aras’ın kendi meclis grubuna hakim olamadığı, bu konuda ilçe ve il yönetiminden umduğu desteği bulamadığı konuşuluyor. Bu nedenle çıkış olarak ilçe örgütü ile benzer şeyler yaşayan Kocadon gibi CHP Genel Merkezine bel bağladığı ve bunun için birilerine her türlü toleransı sağladığı bu haftaki geri bildirimlerin ortak noktasını oluşturuyor.
6-) Aras, gerçekten sevindirici muştular vermek istiyorsa, bize gelen geri bildirimleri önemsediğimiz gibi o da kendisine asıl işiyle ilgili gelen bildirimleri ciddiye almalı. Böylece belki kendi vaktini epey alan anlamsız işlerden uzaklaşıp belediyeden kaçmak yerine vekillerle yönetmeyi alışkanlık haline getirdiği makamına dönüp gerçekten mesai yapmaya başlayabilir. Başlayabilir de bir şartla, geçen hafta dağlara taşlara ziyan -Başkan Seçime Değil Bodrum’a Çalışıyor- başlığının altında yatan acaba tekrar beni aday yaparlar mı? Bir daha seçilebilir miyim? Korkularından kurtulabilirse.
6-) Bayram mesajları eleştirileri bitmedi. Bir uyarı da kurban bayramı mesajından geldi. Ahmet Aras, gönderdiği SMS ve yayınladığı video mesajında bayramların hayatımızın kenar süsü olduğunu söylüyor. Kenar süsü algısı nasıl oluşmuş Aras’ta bilemeyiz ama bayramların hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu unutup bir kenar süsü nitelemesini yapması manevi duygularını rencide etmiş Bodrumluların.
Bu haftalık İmbik köşemizi burada bitiriyoruz. Basın bayramını da içine alan bu bayram haftasında İmbik’ten düşen damlaların yalnızca birkaç tanesini mümkün olan netlikte yazdık. Bir hayli can sıkıcı şeyler ve dahasının olması Bodrum adına endişelenmemize neden oluyor. Ahmet Aras İmbikten geçenleri doğru okursa en çok kendisi bundan fayda görecektir. Eleştiri, kaçıp saklanacağımız ya da yokmuş gibi göreceğimiz bir şey değildir. Eleştiri, işinin ustası olan bir siyasetçi için nimettir.
Aras’ın, son mektubunda yerel medya çalıştayı yapacağım diye yerel basına iş öğretmeye kalkması yenilir yutulur şey değildi. Yaptığınız iş, iş değil, durun ben size bu iş nasıl yapılır bir çalıştay yapayım da görün anlamı çıkan bu öneri için, yazarımız bir yazı yazdı. Bu yazıyla Mustafa Gündoğ, gerçekte siz söylediklerime bir çalışın sonra çalıştay yaparsınız diyerek olabilecek olumsuz sonuçlardan Ahmet Aras’ı korumaya çalışmıştı.
İmbik’te üzerine düşeni yapmak için başkana biraz olsun -dinleme ve anlama- konulu bir çalıştay öneriyor. Her şeyi ben kendim yaşayacağım, ben kendim öğreneceğim demeye devam ederse kendisi için sorun yok. Fakat Bodrum Ahmet Aras’ın staj yapacağı bir kasaba değil, ağzından düşürmediği bir dünya kenti. Basına bu romantik mektupların devamı gelecekse diye bunu aklından çıkarmamalı Sayın Aras diye hatırlatıyoruz..
Son damlayı vermeden önce bu hafta bir müjdeyi de İmbik duyurmuş olsun. Mustafa Gündoğ yazıları ve programlarıyla yakında Bodrum Haber YouTube kanalı üzerinden okurları ile buluşacak.
Son Damla
Son damlayı genelde yazının bütününe ilişkin bir yorumla bitirmeyi amaçlamıştık. Fakat bu kez İmbik’e gelen en ilginç mesajlardan biriyle devam edeceğiz. Önceki İmbik yazısından sonra bir okur, Aras böyle devam ederse uyuyan devi uyandıracak, Kocadon geri gelecek diye yorum getirdi. Ne dersiniz gelen gideni aratıyor mu yoksa? Elçiye zeval olmazmış. Bu haftalık bu kadar.
Selametle!
imbik@bodrumhaber.com
