Hiç unutmam yıl 2020, aylardan Temmuz Bodrum’da döner fiyatları, dünyaya nam salmış Ankara Dönerini katlamış. Fiyat tartışması sokakta her köşede alıp başını gidiyordu. Konuya ilişkin Bodrum Belediye Başkanına da mikrofon uzattılar. Başkan, serbest piyasa ekonomisine vurgu yaparak, “Turistin cebindeki parayı sonuna kadar almakla mesulüz” ifadesini kullandı ve ekledi “Bodrumlu olarak bundan gurur duymalıyız” dedi.
CHP, o günlerde de pahalı fiyatlara dikkat çekiyor, enflasyon yükünü yurttaşa kesmemeyi öneriyordu hükümete ve sonuna kadar da haklıydı. İşte sıkıntı şu geneldeki söylemler ile yerelde yaşananlar hep çelişti ve çelişiyor!
Gel zaman git zaman pahalılığın rengi değişti. Pahalılık belediye kafelere yansıdı. Serbest piyasa ekonomisini dengelemekle görevli belediye kafeler lüks restoran fiyat tarifelerini aratmaz hale geldi.
Yıl 2025 aylardan Nisan! Yüksek sezon arefesindeyiz. Daha başlamadı sezon…
Bodrum Belediyesinin kafelerinin kestiği fişler sosyal medyada, Bodrum’da yaşayan ya da Bodrum’a uğrayan herkesin gündeminde ” belediyeye ait kafeler çok pahalı” diye isyan ettirir hale geldi.
“Sosyal belediyecilik” ile yakından uzaktan ilginiz olmayabilir. Hizmet anlayışınız bir şirket yönetiminden bağımsız kalmayabilir. Bu olabilir. Ancak parti genel merkezinizin hükümete eleştirilerini dinleyip, duyduklarınıza rağmen bir de zam üstüne zam ile halka fatura çıkarırsanız burada sıkıntı büyür.
Bugün Bodrum Belediye kafelerde Çökertme Kebabı liste fiyatı 770 TL. Lüks olduğu bilinen restoranlarda ise daha lezzetli olan Çökertme Kebabı 740 TL. Şimdi piyasa dengesini kim sağlıyor halk için? Esnaf mı yoksa belediye mi? Esnaf yemek yiyene çayı ya da kahveyi ikram ediyor, belediye kafede ister yemek ye, istersen sadece çay iç fark etmez küçük çay 40 TL, Türk Kahvesi 160 TL!
Bodrum Belediye Kafe İşletmelerine bir önerim var: Belediye amblemini kullanmaktan vazgeçin. Bu fiyatlarla belediyeniz zarar görür. Çünkü emekli yurttaş cebinde parası kısıtlı olan öğrenci “halkı düşünen fiyatlar vardır belediye en uygun fiyatla kar amacı gütmeden, sürümden kazanan sistemle hizmet verir” diye düşünerek giriyor içeri. Baştan yanılıyor o tabela sayesinde.
Şimdi alkış çavuşları var biliyorsunuz hayatımızda. Hiç bitmez tükenmez sayıları. Onlar diyor ki “ama Bodrum’da ikamet edene indirim kartı var! Bodrum’da yaşayan basın mensubuna indirim var!” Kardeşim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yurttaşıysam vergimi ödüyorsam belediye kafelerde uygun fiyatla hizmet almak herkesin eşit hakkıdır. Ankara Büyükşehir Belediyesi çayı dışarıdan gelene 50TL’ye, Ankara’da yaşayana 20 TL yapsa kalkıp ayakta alkış mı tutacaksın?
Lükse o kadar meraklıyız ki; sanırsın belediye kafe değil AVM’de bir marka üyelik kartı olana indirim sağlıyor diye pahalı etiketini üstünden kaldırıyor.
Dediğim gibi fiyat politikanız bu şekilde devam edecekse Aydın’dan, Ordu’dan geleni bırak Menteşe’den geleni senden benden deyip Bodrum’da yaşamayanı sağlanan indirimler ile dışlayan böylece yurttaşı kategorize eden bu halin devamı şart ise vazgeçin kendinize belediye kafe demekten!
Belediye yönetimi sizlere net ifade edeyim: Ne Kent Lokantası’nın neden var olduğunu anladınız. Ne serbest piyasa ekonomisinde halkın yanında tavır alıp piyasayı dengelemek gibi bir derdiniz oldu. Halkın isyanı bundan. Yazmaya gerek var mıydı? Sosyal medya paylaşımları sizlere yetmeli ve fiyat politikanıza tekrar bakmanız beklenirdi. Bu saate kadar neden yapmadınız?
Gerçi cumhuriyetin mirasını halka sormaya gerek duymadan, referanduma gitmeyi aklının ucundan geçirmeden, satış yetkisini bir avuç insanın el kaldırmasıyla alan bir anlayıştan ve turistin parasını son kuruşuna kadar almayı helal sayıp üstüne bir de 3 Milyar TL borç yazan bir geçmişten, halkı düşünmesini beklemek de biraz tuhaf değil mi?
Neyse halk sosyal medyada isyan etti. Ben de kayda geçtim… Gerisini sandık önüne gelince Bodrum halkı düşünsün…
Haydi selametle…
