Tarih: 7 Mart 2020
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Muğla’da Deprem Çalıştayı düzenledi.
Çalıştayda kimler var? Deprem denince ülkemizde, dünyada akla ilk gelen isimler var: Prof. Dr. Naci Görür, Japon Mimar Yoshinori Moriwaki, Dr. Ebru Harmandar, Prof. Dr. Murat Balamir, Dr. Murat Ersen Aksoy, Mimar Cengiz Bektaş ve Doç Dr. Deniz Ülgen yaptıkları sunumlarla adeta bilginin aydınlığını yayıyorlar. “Depremin karanlığında kimse kalmasın” der gibiler.
Çok zaman geçmedi, 5 yıl kadar önceydi. 5 yıl aksiyon almak için yeterli bir süre miydi? Ben bilmem, başkanınıza sorun!
Mamafih, çalıştayda neler yaşandı? Hatırlamaya yeter bir süre olduğu kesin! Muğla ilinin depremselliğinin bilimsel veriler ışığında ortaya konması ve risk değerlendirilmesi sonucunda olası depremler öncesinde yapılması gereken planlamalar tartışıldı burada. Planlamalardaki eksikler ortaya kondu. Teorik bilgiler açısından yararlı bir çalıştay oldu. İsteyen rahatça internetten de ulaşabiliyor çalıştay hakkındaki bilgilere.
Şimdi, yeni tazecik yapılan çalıştaylardan çok önce Allah sizi inandırsın, sonuç bildirgesi çıktı, kitapçık olarak yayınlandı. Evet, okuması kolay, küçük bir kitaptı ama teorisi uygulamaya geçse Muğla için çığır açacak nitelikteydi aynı zamanda.
Peki konusunda uzman isimler ne dediler… 5 yılda çalıştaya meraklı yetkililerimiz neler yaptılar…
Bakalım mı birlikte; 2020 Deprem Çalıştayı Sonuç Bildirgesindeki göz kamaştıran notlara…
“Depreme karşı önlem ancak zarar azaltıcı çalışmalar ile mümkün” dediler. Zarar azaltmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladılar:
1- Tehlike Analizlerinizi Yapın!
Şehrinizde fay hatlarının geçtiği yerleri tespit edin. Güvenli bölgelerinizi belirleyin. Özellikle ilçe merkezleriniz yani halkın ağırlıklı olarak ikamet ettiği bölgeler için bu elzemdir. Toplanma ve sığınma alanlarınızı da bu yapılacak analizlere göre belirleyin.
2-Risk Analizlerinizi Yapın!
Tehlike analizlerinizden sonra risk analizlerinizi muhakkak yapmalısınız. Kentin tüm bileşenlerini kapsamlı olarak ele alın. Kent bileşenleri dediğimiz yönetim, halk, alt yapı, yapı stoğu, çevre ve ekonomi.
Sonra tek tek anlatmışlar; kent bileşenlerinin sağlamlaşması için olması gerekenleri, tanımlamaları da yapmaya değer bularak:
Yönetim: Muğla Valiliği başta olmak üzere tüm yönetim kademelerini kapsar. Yönetim, tehlike analizlerini yaptırabilecek, risk analizlerinden haberdar buna bağlı olarak zarar azaltıcı önlemleri alabilecek ve afet anında bu bilgi ve becerilerini ortaya koyacak vasıfta kimselerden oluşmalıdır.
Halk: Deprem bölgesinde yaşadığının bilincinde olmalı, deprem konusunda eğitilmeli, depremde uyması gereken bir aile deprem planına sahip olması sağlanmalıdır.
Alt yapı: Yol, köprü, viyadük, içme ve atık su şebekeleri, barajlar, doğalgaz ve iletişim şebekesi gibi unsurlar yer alır. Bunların hepsinin depremde devre dışı kalmayacak şekilde hazır olması gerekir. Mesela yol ve köprülerde çökmeler olursa arama kurtarma çalışmaları engellenir. Su şebekesinde patlama salgın hastalığa, doğalgaz borularının kırılması yangınlara sebep olabilir. Bu risklerin en aza indirgenmesi şarttır.
Yapı stoğu: Şehrimizde yapı stoğunun bir kısmının imara uygun olmadığı gerçeği ile yüzleşmek önemlidir. Yapı stoklarının çıkarılması ve muayene, risk analizlerinin acil yapılması gerekir.
3- Zarar Azaltıcı Önlemlerinizi Alın!
Depremde zarar görecek kalemleri belirleyin, öncelik sırasına göre zarar azaltıcı önlemler için bütçenizi oluşturun. Bunlar büyük bütçeli olacağı için ulusal ve uluslararası kaynak, yardım ve kredilere ihtiyaç duyulacaktır. Bunun için devletin desteği ve işbirliği şarttır.
4- Afet Yönetimi ve Organizasyon
Önlem, hazırlık, müdahale ve iyileştirme. İl veya belediye afet kurumu oluşturulmalı. Gerekli eleman, bilgi, kaynak, imkan ve yetki ile donatılmalıdır. Merkezi ve yerel yönetimler arasındaki ilişki açık ve net olarak belirlenmelidir.
Uzmanlar böyle fikir beyan etmişler! Sonra ne olmuş? 5 yılda sizce hangileri için aksiyon alınmış, neler yapılmıştır? Peşine düşen oldu mu?
Bir an yazıdan kopup kendimi kürsüde şiir okurken buldum. Ne şiiri?
“Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı;
‘Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste,
meydanda Türkçe’ den başka dil konuşulmaya’ diye,
Hatırlayanınız var mı?”
Sonuç bildirgesinde Türkçe yormadan anlatıyor derdini. Ancak; bugün dinlediğim konuşmalardaki devrik cümleler beni rahatsız etti. Sanırım bu yüzden alt benlikte bir seyahate ihtiyaç duydu zihnim.
Neyse, tamam. Bir dakikada anlatacağını beş dakikaya yayınca kendini “konuşmacı” ilan edenlere benzemeden yazımı bitirmeliyim.
Geldik bugünümüze…
21 Şubat 2025 tarihinde şehrimizde yeniden Deprem Çalıştayı düzenlenmeye başladı. Üç gün sürecek çalıştayın açılışında konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ” Yapı stok listemizi oluşturmaya çalışıyoruz. Afet Birimimiz kuruldu ancak görevli arkadaşları henüz yönlendirmedik.” ifadesini kullandı.
Efendim selamlar. Amerika keşfedildi 5 yıl oluyor. Biz, haritasının çoktan çıkmış olmasını bekliyorduk ki; bir de ne görelim, çalıştay mevsimi yine kapıda. Baharı gördük yaza eremedik bir türlü.
Aynı siyasi partiden gelip, kurum kültürünüzü devam ettiremiyorsanız, yapılmışı tekrar tekrar yapıp, daha önce yapılanın üstüne bir tuğla koyamıyorsanız sorun çok büyük.
7 Mart 2020 tarihinde gerçekleşen Deprem Çalıştayı ve ardından paylaşılan sonuç bildirgesinin nesini yeterli bulmayıp ekonomik krizde tekrar etme gereği duyduğunuzu açıklamanızı rica ediyoruz.
Yanlışsak düzeltin lütfen: Bize göre 5 yıl önce yapılan bir çalıştayı yeniden yapıyorsanız bu, önceki çalıştayın sonuç bildirgesindeki tüm ödevlerin yerine getirilmiş olması demektir. “Daha başka neler yapmalıyız?” Sorusuna yanıt bulmak içinse eleştirilerimizi geri alıp, teşekkür etmesini de biliriz. Ancak, Başkan Aras’ın konuşması geçen 5 yılda yapılanları anlatmıyordu. Aksiyon alınmadan, halen “yapılacak listesi”nde yerini koruyanları dinledik maalesef.
Kandilli Rasathanesi’nde son yıllarda en çok tekrar eden depremler arasında Muğla ve çevresi hatrı sayılır haldedir. Hele hele son zamanlarda, sayfalarca Ege Denizi verilerine dönmüş durumda. Deprem daha ne kadar “ben gerçeğim” diye bağıracak!
Muğla’da 2020’deki çıkan bu sonuç bildirgesinden sonra imardan bağımsız yapılaşmanın artış/azalış oranı nedir? Mevcut yapıların içinde depreme dayanıklı hale getirilen yapı sayısı kaçtır?
Özetle, üç gün sürecek tazecik çalıştayın sonuç bildirgesi öncesi, iki deprem çalıştayı arasında yani son 5 yılda yapılanları duysak çok şık hareket olmaz mı? Neticede; Osman Gürün de , Ahmet Aras da aynı kurum kültüründen başkanlar değil mi? Ne önemi var bugün makamda kimin oturduğunun? Halk, 1923’te kurulmuş ve kurumsal kültürü çoktan oturmuş Cumhuriyet Halk Partisi’nin Muğla’ya neler kazandırdığına bütünlük içinde bakmak istemez mi? İstikrar beklentiyi büyütmez mi?
Tehlike analizleri, risk analizleri, zarar azaltıcı önlemler hususunda 5 yılda neler yapılmıştır?
Bu arada; Menteşe Belediyesi tarafından sosyal medyada kamuoyu ile paylaşılan listede “Perşembe Pazarı” dikkat çekicidir mesela. Daha çekici olanı bunun kimsenin dikkatini çekmemiş olması! Sefer halindeki otobüste tek ayakta olan ben kaldıysam, “uyanalım arkadaşlar ineceğimiz durak yaklaşıyor!” Buranın dere yatağı üzerinde olduğu herkes tarafından bilinmiyor mu? Kusura bakmayın sormak zorundayım: Sığınma yerleri belirlenmeden önce tehlike ve risk analizleri hangi kurum ya da firma tarafından yapılmış ve sığınma yerleri hangi analiz raporları dayanak gösterilerek açıklanmıştır? Bir yurttaş olarak bunu bilmek bizim hakkımız!
Haydi selametle…