DOLAR
32,5093
EURO
34,9923
ALTIN
2.436,25
BIST
9.800,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Açık
23°C
Muğla
23°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
25°C
Cumartesi Açık
24°C
Pazar Açık
25°C
Pazartesi Açık
26°C

KAPAMA GÖZÜNÜ…

A+
A-
velux

Sen gözünü kapatınca bu bereketli topraklar üzeri ışıksız kalır. Rengini yitirir, yüreğine yeryüzünün dört tarafına çizdiğim resimlerin gölgesi kaybolur. Göz kapamaların belki seni gördüklerinden, tanıklıklarından arındırır gibi olur. Ama sen yine de gözünü kapama. Işıksızlığa, gölgenin rutubet diplerine karşın kapama… Sen gözünü kapamazsan, insansızlık köşeye sıkıştırılamaz. Tünelin görünen güneşi renkli çıkış aydınlanmasını görür. Sen de gösterirsin gül yüzünü, gözünü kapamazsan. Hayat yaratıcı coşkuların ihtişamı ile nefes alır ve yerini; “Benden önce aşka” terk eder. Bu ülke için en mühim acıların sahipleri en anlaşılmaz  aşklara tutuldular. Nazım, Piraye’ye; Cevat Şakir, Azra Erhat’a; Ebru Timtik, ölüm orucuna… Bense kapama olasılığını yüreğimden geçirmediğim gözlerine tutkun kaldım. Vatan haini muamelesi yapıldığımız, düşman(?)a dahi uygulanmayan hukuksuzluğun maruzu olduğumuz bu bereketli toprakların asli sahibi olduğumuz kesinlik kazanıyor.

HAYATIN GÖZ BEBEKLERİNİN ISITIŞINA İHTİYACI VAR.

Gözünü kapama sen. Saldırganlık ve şiddet o göz yumuşundan cesaret alır. Hayatın göz bebeklerindeki ısıtışa ihtiyacı var. Dolar da, kadına şiddet de, çocuğa tecavüz de artışları için hep senin gözünü kapamanı beklemedi mi? 18 yıllık zulüm sen gözünü kapadığın için hükümranlık sürmedi mi? Gözünü aralamanla 31 Mart 2019 mucizesi oldu. Unutma! Ne zaman gözünü kapasan bana mahpusta volta atmak düştü. Yazmadan, okumadan, denize sonsuz bakmalardan, saçlarına sevgiyle dokunmalardan o anlarda uzak kaldım. Sen gözünü kapayınca hayal ile arama yol giriyor, yeryüzü tüm zamanlarını durduruyor. Düş kuramıyorum. Seni göremiyorum gözlerin olmaksızın.

SEN GÖZÜNÜ KAPATINCA ZAMANLAR ÜŞÜR.

Gözünü kapayınca hasret büyür, dikenli tel olur. Tüm zamanlar üşür. En önemlisi sevdam üşür. Hiç bir gün, hiç bir vakit seni düşünmeksizin gelmiyor inan. Unutulmuyor geçecek denen zamanlar. Bazen senden gidesim gelse de tüm yollar gene sana çıkıyor. Tüm kapılarım sana ve memlekete açıktır. Yüreğimde orman yangınları çıkaran kibritin sahibi olman belki ayrıcalığındır. Ama, gider iken canın yanmasın; üstüne ayrılığın kör olası hırkasını al. Eda’lımsın, memleket sevdalımsın… Sen gözünü kapatınca Kürt ana parmaklıklar ardındaki evladıyla konuşamaz Amed’de. Berfo ana tek kelime Türkçe bilmezdi. Kürtçe konuşması da yasaklıydı. Bir cümleyi ezber etmişti. “Tahir Ateş nasılsın.” 10 dakikalık görüş boyunca evladına “Tahir Ateş nasılsın?” dedi binlerce kez. Sen gözünü kapayınca Berfo ananın o tek sözcüğü de öksüz kalır. Gözünü kapama.

SEN GÖZÜNÜ KAPATMAZASAN SEVDA KAZANIR.

 Ve unutma ey yar. Tarihte son sözü gözlerini kapatmayanlar, dillerini susturmayanlar söyler. Bu sebeptendir sana olan sevdam biraz da… Ve inan ki; gün gelecek, devran dönecek. Aşk galip gelecek. Yeter ki; sen gözünü kapama. Anla beni. Sen gözünü kapamayınca gökyüzü mavi kalacak. Toroslarda ceylanlar zıplayacak. Martı kanadından vurulmayacak sen gözünü kapamayınca. Ceylan aşkına, martı kanadı sevdasına gözünü kapama. Güneşe birlikte göçeceğiz. Yeter ki; sen gözünü kapama. Bulutlara sürtüne sürtüne beraber uçacağız. Orada; “Tahir Ateş nasılsın?” demek gerek… Gözünü kapayacaksan Kürtçe kapat. Ama kapatma gene de. Bana bir türkü söyle. Kürtçe olsun. 46’lık olsun. Barış koksun. Seni bin kez daha fazla seviyorum.

CUMARTESİ ANNELERİMİZ HER DİLDE ANNEMİZDİR.

Sen gözünü kapamayınca Cumartesi anneleri de çocuksuz kalmaz. Galatasaray Lisesi önü sahipsiz kalmaz. Biz oluruz, aşk oluruz. Dünya daha bir başka olur. Ama her dilde anla beni. İbranice, Arapça, Ermenice, Türkçe anla beni. Ama sen gözünü kapama. Mavi, mavi bak gökyüzüne. “Tahir Ateş nasılsın?” diyelim Berfo ana niyetine. Düş kuramayanın zamanı da olmaz. Düşlerimizi ve bir zaman sonra buluşma olasılığımızı diri tutacağız. Korona günlerinde aşk daha bir sıcaktır ve sevdaya yaslanır. Aşk zor zaman işidir. Ama yeter ki; sen gözlerini kapama. Sana tüm dillerde aşığım ey hayat…

HAYAT AKIYOR UMUDU SAHİPSİZ BIRAKMAKSIZIN.

Sen gözünü kapayınca mavi sürgünlük büyür. Yeryüzü aşkın yüzü olmaktan çıkar. Ve unutma ey yar. Gidecek limanı belli olmayanın yelkenini hiçbir rüzgar doldurmaz. Sarı duvarlar ardında fısıltılı ve çaresiz çağrı olurum. Gözlerini kapama ey yar. Gözlerin barış, umut, toprak ve kardeşliğe baksın. Amed mapusanesinden, Galatasaray Lisesi önündeki anaların acısından gözlerini eksik etme. Gözlerini kapama ey yar kapama. Hayatı öksüz bırakma. Sen gözlerini kapamazsan Berfo ana belki Tahir Ateş ile konuşabilir. Gözlerini kapama ve bahar serinliğinde bak hayata. Umudu sahipsiz bırakma. Sen gözlerini kapamayınca yer yüzü daha bir aydınlık oluyor. Sen gözünü kapamayınca kızıl bir gül gibi duruyor zaman. Hayat başka türlü akıyor.

GÖZÜNÜ KAPAMA; MAVİ KARANLIK, AYDINLIK KALSIN.

Cevat Şakir, Mina Urgan, Sudi İlkorur, Aydın Şenesen, Neyzen Tevfik yeniden doğuyor senin gözünü yummama zamanlarında. Ve Heredot; “Roma’yı gör de öl, Bodrum’u gör de yaşa” diyor ya… Mavi karanlığın ayın şavkında ışıldayan yakamozlara, hayatın ise senin bakışlarına ihtiyacı var. Bodrum’un mavi karanlığı senin bakışlarınla aydınlanır. Dedim ya sen gözlerini kapamayınca yer yüzü sevdanın Bodrum’a sıcak bir gülümsemeyle bakan yüzü olur. Bodrum aşksız kalmasın ey yar. Mavi, mavi bakalım hayata. Yaşanacak çok güzel zamanlarımız ve anılarımız var. Yeter ki; sen gözlerini kapama. Sen gözlerini kapayınca gökyüzünün tüm kötülükleri karanlık bir yağmur olur yağar insanlığın üzerine de; en kötüsü ne olur biliyor musun? Hayat bulaşıcı ve ölümcül bir virüs olarak sirayet eder yüreğe.

KULPSUZ FİNCANLARA DA, GÖZLERİNİ KAPAMA YAR.

26 yıl önce  binlerce Boşnak, Sırp faşistleri tarafından katledilmişti. İnsanlığın kanlı defterine bu zulüm, “Srebrenica katliamı” olarak not edildi. 1400’lü yıllarda Sırplar, Boşnaklar’ı Ortadoks olmaya zorluyor. Buna direnen Boşnaklar, milliyetçi Sırplar’ın sembol işareti olan Çetnik selamına zorlanıyor. Çetnik selamı; serçe ve yüzük parmağının avuş içine alınıp, diğer 3 parmağın açılması şeklinde veriliyor. Buna direnen Boşnaklar’ın zorunlu Çetnik selamı vermesi için serçe ve yüzük parmakları kesiliyor. Boşnaklar baş, işaret ve orta parmakla kahve fincanını tutmamak için kulpu kaldırmışlardır. Boşnak kültüründe kahve önemli yer tutar ve odun ateşinde pişirilir. Faşizmde semboller gücü ifade eder. Hitler’in sağ el parmakları bitişik ve açık führer işareti. Ortadoğu islam siyasetinde önemli isimlerden ihvancı Mursi ile Rabia işareti popülerleşti. Şeriat teması güçlü bu işarette baş parmak avuç içnde diğer dört parmak açıktır. Burada Mursi’nin, Mısır 4. cumhurbaşkanı oluşuna vurgu yapıldığı gibi, Rabia’nın İslami gelenekte 4. çocuk oluşuda etkilidir. Orta-yüzük parmakların birleştirilip, başparmak ucuyla temas ettirilmesi işaret ve serçe parmaklarının açılması ile kurt kafasına göndertme de ülkedeki milliyetçilerin sembolü olmuştur. Burada işaret ve serçe parmakları kurdun kulaklarını, diğer üç parmak uçlarının birleştirilmesi ile de ağzı tasvir edilmektedir. Faşizm bir düşünce olmadığı için, akıldan ziyade fiziksel güç gösterisine ihtiyaç duyar her daim. Sembollerini de bu saikten bağımsız düşünmek olası değil. Ama sen gene de gözlerini 26 yıl önce  kan gölüne çevrilen Srebrenica’ya ve Kulpsuz Fincanlar’ya yumma ey yar. Bodrum’dan, Srebrenica’ya aydınlık bir bakış olmak, bu zamanın en erdemli tercihi olsa gerek… Oralardaki Berfo anaların ismi Amina olsa da sonuçta gözyaşının rengi her dilde, her coğrafyada aynıdır. Zulmün acılı rengine; Bodrum’un barış, sevgi, umut kokulu mavisi iyi gelecektir. Yeter ki sen inan buna ve gözlerini kapama…

Bodrum Ev Emlak